26.

2.5K 278 69
                                    

Adama ceketini giymesinde yardımcı olurken yüzüne bakmıyordu hiç oğlan. Daha doğrusu bakamıyordu.

"Hayırlı işler" dedi Matteo kısık bir sesle.

O sırada içeri geçen Gülnihal Hanım ile beraber Kemal ilk bir süre arkasından baktı sonra ise tekrar oğlana dönüp yüzünü avuçlarının arasına alarak dudaklarına sıkı bir öpücük bıraktı.

Gözleri kocaman olan Matteo hemen etrafına bakınıp "Ne yapıyorsun?" Diye sordu.

Kemal oğlanın bu sözleriyle sırıtarak "Dayanamadım, hem böyle kuru kuru işe uğurlamak olmaz" dedi.

Matteo derin bir nefes verip arkasına döndü.

"İnsan hiç müstakbel kocasına küser mi?"

"Böyle bir şey için sana niye küseyim?"

"O zaman neden arkanı döndün bana?"

"İşe geç kalacaksın!"

Adam kendisine sırtını dönen oğlanı belinden kavrayıp kendisine çevirdi. Matteo bir anda adamın yaptığı bu hareketten dolayı istemsizce ellerini adamın yapılı göğsüne yerleştirmişti.

"Nasıl alabilirim gönlünü?"

"Sana kızmadım dedim ya Kemal, hem bak birazdan Gülnihal Hanım falan gelir ayıp olur böyle"

Kemal oğlanın masmavi gözlerine dalıp giderken bütün işini gücünü unutmuştu bile.

Aslında bugün işe gitmeyip oğlanla daha çok mu zaman geçirseydi?

"Oo hayırlı sabahlar ağabey gidiyorsun galiba?"
Neriman'ın gelmesiyle oğlan hızla geri çekilip dudaklarını emdi.

"Evet Neriman" dedi Kemal. Soğuk bir ifadeyle kardeşine bakarken.

"Eh hayırlı işler o zaman abiciğim. He bu arada gelirken terzi Mehmet amcadan benim ve Matteo'nun kıyafetlerini de alır mısın?"

Adam karşısında duran oğlana bakıp gülümsedi.

"Alırım elbette"

Sonra ise kız kardeşine kısa bir veda edip evden ayrıldı.

Neriman saçlarını savurarak Matteo'nun yanına gelip koluna girdi.
"Bu gün kendimize güzel bir eğlence yapalım diyorum. Sen ne dersin Matteo? Yakında olacak düğün için küçük bir kutlama gibi düşün"

Gülümsedi oğlan ve genç kızı başıyla onayladı.

.

.

.

Salonda hemen Gülnihal Hanımın yanında misafirlerin tam karşısında oturuyordum.

Kadınlar bir yandan kahvelerin içiyor bir yandan da konuşuyorlardı. Bu misafirler böyle bir kaç gün devam edecekti galiba.

Çalan kapı ile beraber zaten işi başından aşkın olan Sabire ablayı durdurup kendim gittim kapıyı açmaya.

Arkamdan kadınların konuştuğunu duyabiliyordum.

"Aa olur mu hiç böyle Gülnihalciğim o artık bu evin sahiplerindendir gelene gidene o mu bakacak?"

"Yeni bir hizmetçi alacak mısınız? Ya da halayık?"

Alt tarafı bir kapıydı. Gerçi bu kadınların derdi bu değildi ya dedikodu
yapacak yer arıyorlardı.

Daha fazla bekletmeden kapıyı açtığımda karşımda sekiz-dokuz yaşlarında esmer bir çocuk duruyordu.

KABADAYI BxBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin