"Ben...Ben sana..."

6.4K 327 28
                                    

Cidden üzgünüm! Yazamadım bir türlü! Neyse şimdi yb atayım dedim. Umarım güzel olmuştur! Şu ana kadar yazdığım en uzun ve en çok beğendiğim bölümdür... Sırayla müzikleri yazıyorum tek tek kesinlikle dinleyin... Yoksa bölümden bir şey anlamazsınız... Beni dinleyin :) Resimler tamamen bölümle alakalıdır. Tek tek buldum Vaallahi...

"Taylor Swift-Trouble"
"Shakira-Empire"
"Beyonce-Crazy in love" indirin...

Tekrara söylüyorum müziklerle okuyun... İlk şarkının konuşma bölümünü ilerletin. Zaman kaybı:)

Hazel'in Ağzından

Kulaklarım görevini yitirmiş, beynime kan gitmiyordu. Egemen bana ' aşık ' olduğunu itiraf etmişti. Şaşkınca ona bakıyordum. Sanki dilim tutulmuştu. Kelimeler ağzımdan yolunu bulup çıkarmıyordu. Konuşamıyordum. Gülümsemeye çalıştım ama yapamadım. En sonunda sadece beni ikna etmek için yalan söylediğini düşünüp ona zavallı der gibi bakıp konuştum.

"Yalan söylemek sana yakışmıyor Egemen. Siktir git Banu'na!"

Egemen gözlerime bakmaya devam ederken kafasını iki yana yavaşça salladı. Daha sonra ise arkasını dönüp gitti. Beni öylece bırakmıştı. Duygularımla... Karmakarışık...

Zil çalınca hala akan gözyaşlarımı silip oturduğum kaldırım taşından kalktım. Okula doğru yürümeye başladım. Sınav saatine kadar derslere girmemiştim. Hala Egemen'in neden öyle davrandığını düşünüyordum. Neden duygularını açıkladıktan sonra gitmişti ki? Odak noktamı gireceğim sınavıma çevirmeye çalışarak sınıfa girdim. Kafamı yerden kaldırmıyordum. Onunla gözgöze gelmek istememiştim. Son anda aptal gibi davrandığımı düşünüp sırasının önünde durdum ve ona döndüm. Konuşmak en iyisydi belki de. Sürekli 'bana aşık olmasını' istediğimi söylediğim için yalan söylediğine emindim. İki saniyeliğine gözgöze geldik ancak kafasını çevirdi. Sanki içimde bir şeyler parçalanmıştı. Bana bakmak istemiyordu. Neden böyle yapıyorsun Egemen? Boğazımdaki yumruyu yutarak kafamı aşağı yukarı salladım. Pekala Egemen... Beni önemseme ve görmezden gel! Pekala....
Hızlı adımlarla sırama geçip oturdum. Belki daha sonra ağlayabilirdim... Şimdi değil... Şimdi güçlü olmalıydım... Gözlerimi yumup biran önce eve gitmeyi hayal ettim...

Sınav biter bitmez kendimi dışarı attım. Güzel geçmişti. Kendimi dizginleyip sadece sınava adapte olmuştum. Sonuçta umursamaz olmayı Egemen'den öğrenmiştim... Taksi çevirip bindikten sonra sahile gideceğimi söyleyip gözyaşlarımı serbest bıraktım. Artık ölene kadar ağlayabilirdim... Taksici birkaç kez iyi olup olmadığıma dair sorular yöneltmişti ancak onu dinleyemeyecek kadar halsiz ve bitkindim... Araba durunca parayı ödeyip dışarı çıktım. Mis gibi deniz havası ciğerlerime dolarken rahatlamış hissediyordum... Hava esiyordu. Ancak hiçbir şeye engel değildi. Kimsenin olmaması açılan eteğim için şanslı bir durumdu. Kayalıklara doğru ilerleyip birine oturdum... Sanırım ağlayıp denizi izlemeliydim... Yoksa başka türlü rahatlayamacaktım... Her şeyi düşünmeye başladım. Hem güzel anları hem kötü anları... Neden birden böyle olmuştu... Neden tüm yaşadığım ve hissettiğim mutlu şeyler kötü bir enkaz altında kalıyordu. Ben güçlü gibi davranabiliyordum ancak asla güçlü olamıyordum... Ben imparator değildim veya bir savaşçı... Dayanamıyordum... Ve her seferinde imkansıza doğru sürükleniyordum. Gözlerimi sımsıkı yumdum... Belki her şey bir rüyaydı ve birazdan bitecekti. Egemen yanıma gelip bana sımsıkı sarılacaktı. İlk defa böyle davranmıştı. Eskiden beni sevmemesi sinirimi bozuyordu belki de ağlatıyordu. Ancak bu acıyı ilk kez tadmıştım... Görmezden gelinme... Ancak onun beni sevme ihtimali dahi yokken aşık olması... Ah bilmiyorum...

"Bu Adam Benim Kocam mı?"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin