"Umutsuz Vaka!"

9.1K 438 6
                                    

"Rihanna-American Oxygen"
İle okuyunnnnn........ I love you....

Gözlerimi güneşin yakıcı ışıklarıyla açtım. Gece heyecandan perdeleri kapatmayı unutmuşum. Ahahah. Ay Egemen ALPAY bana sa-rıl-dı. Ahh bee ne güzel bir gün. Ay çok merak ediyorum. Acaba bana nasıl davranacak? Sonuçta sarıldık yani. Hafife alınacak bir şey değil. Ilkimdi bu. Yani abarttığımı falan düşünüyor olabilirsiniz ama ben çok ciddiyim. Bugün dünyanın en mutlu günü benim için. Derin bir nefes alıp yataktan banyoya doğru yol aldım. Soğuk su tenime çarptıkca yüzümü buruşturmak istesemde dün aklıma geliyor ve dudaklarımın iki yana kıvrılmasına engel olamıyordum. Banyodan çıkıp dolaba yöneldim. Siyah normal boydan biraz uzun bir şort giyindim. Ne kadar açık olsamda Sebill Hanım ve Adnan Beye karşı saygımdan açık giyinmek istemedim. Üzerine de beyaz, pembe çiçek desenli bir t-shirt geçirdim saçlarıma da hafif şekil verip şarkılar eşliğinde aşağı indim. Adnan Bey ve kaynanam masada kahvaltı ediyorlardı. "Günaydııın" dedim neşeyle. "Vay kızım resmen civildiyorsun. Ne bu mutluluk?" dedi Adnan amca. Normalde çok sert bir mafya ama bana iyi davranıyordu sebepsizce.... Gülümsemekle yetindim. Sebil Hanım ise "Benim meleğime gülmek çok yakışıyor" dedi. Yanına gidip yanağına bir öpücük kondurdum. Acaba çok mu ileri gitmiştim ya. Sonuçta dün nişan ve ailemden ayrılmam beni çok üzmüştü. Hatta bunların sebebi..... Of yaa. Egemen sayesinde niye bu kadar mutluyum ki? Ona olan sevgimin bittiğine eminim, ama bana bir bakışı ile kalbim duruyor be,
Biz kahvaltı edip, havadan sudan konuşurken Egemen masaya geldi. Ama çok ifadesizdi. Yüzüme bile bakmadı.

"Günaydın..." tereddütle konuştum. Cevap vermedi. Hatta kafasını kaldırıp yüzüme dahi bakmadı... Be-ben böyle hayal etmemiştim. 'Ne hayal ettin Hazel? Boynuna mı atlayacaktı? Sana aşık mı olacaktı? Ahahah alt üstü sarıldı kızım sana.' haklısın be ponçik. Ağlamamak için dişlerimi sıktım. Suratım düşmüştü buna eminim. Oturdu ve kahvaltı etmeye başladı. Sebil annenin gözü ikimizde gidip geliyordu. "Ne oldu?" dedi. Ege sadece sustu ve yemeye devam etti. "Egemen." dedi Adnan amca ama yine umursamadı. "Baba bir şey yok. Ben şirketteyim." tam kalkacakken Adnan Amca "Hazel'de gelecek seninle. Hazırlan kızım." ne ben mi? Ay çok heyecanlı.

"Baba!" Egemen uyarır gibi konuşuyordu. Kareli gömleği ve ceketi çok hoştu. Adnan amca kes sesini bakışı atınca Egemen sustu ve merdivenlere yöneldi.

"10 dakikaya hazır ol. Adam gibi giyinn!"

Hah öküz! Camış! Pislik! Marul! Lahana dolması! Bir de emir veriyor. Cevap vermeden bende peşinden gidip kendi odama geçtim. İyi de ne giyeceğim ki? Onu pişman etsem mi? Hmm. Fazla abartmaya gerek olmadığını düşündüm ve turkuaz şirin bir elbise ile nar çiçeği bağcıklı ayakkabıları ve nar çiçeği çantayı alıp aşağı indim. Yuzumde hafif bir makyaj vardı. Saçlarım ise yine dalgalı sonuçta 10 dk demişti Bay Gerizekalı! Övgü sözlerinin ardından bana bir kez bile bakmadığına emin olduğum Egemen ile şirkete geldik. Yol boyuncada benimle konuşmamıştı. Araba durunca derin bir nefes aldığını duydum. Niye bu kadar duygusuzdu acaba? "Bana bak Hazel! Adam gibi odada oturacaksin ve sesini çıkarmayacaksın! Yoksa..." deyip önüne döndü. "Ne? ne yaparsın?" dedim. Ama cevap bile vermeden şirkete girdi hızlı hızlı yürüyerek yetişmeye çalıştım ama olmadı. Cok hızlıydı. Tabi o bacaklarla. Allah be. 'Kesme lan çocuğun poposunu' sus be ponçik. Bir an biriyle çarpışıp yere düştüm. Ama özür bile dilemeden gitti. Sonra ise bir el gördüm. Imm yakışıklı ama itici. "Hanım efendi..." dedi elini tutup ayağa kalktım. Üzerimi düzeltirken "Ben Kaan" dedi. Gülümsedim. "Ben de Hazel." dedim. "Seni daha önce hiç görmemiştim. Yeni misin?" ay ne diycem simdi? "Şey..." dedim. Ama konuşamadan Egemen yanımda bitti. "Nişanlım. Kaan!" dedi alay ve sinirle! Sanırım Ege bu çocuktan hoşlanmıyordu. Kaan sırıtarak "Olsun Hala şansım var.... Dimi güzellik?" deyip göz kırptı. Bir anda kendimi Egemen tarafından sürüklenirken buldum. Eğer benden nefret ettiğini bilmesem kıskandı derdim... Asansöre bindik. 38 düğmesine bastı. Sinirden kasılan yüzü ve belirgin damarlarıyla nefesimi kesiyordu. Ama susuyordu. "Ege o kim?" dedim. Ateş saçan gözlerle bana baktı. "Ne o hoşlandın mı? Imm evinin adresini atarım." beni ne olarak görüyordu bu pislik. Şerefsiz.

"Sen tam bir piçsin." dedim. Anında boğazıma yapıştı. Gözyaşlarım akarken "Senden iğreniyorum" diyebildim sadece. Ellerini çekip sinirle saçlarının arasından geçirdi...

        O anların üzerinden tam 3 saat geçti. Egemen şu an bir toplantıda. Ben ise sıkıntıdan patlıyorum. Wattpad deki kitaplardan bile sıkıldım artık. Odayı incelemeye başladım. Im siyah ve gri renkler. Tam da Egemen in kalbi gibi. Yine gözlerim dolmuştu. Gözlerimi tavana dikip sakinleşmeye çalışırken kapı açıldı. Karşımda sarışın ve oldukça yakışıklı bir çocuk vardı. "Hazel?" dedi sorar gibi. Olumlu anlamda kafamı salladım. Konuşursam sesim titrerdi ve ağladığını anlardı. "Dilini mi yuttun sen?" gülüp devam etti. "Ben Tarık. Hadi gidiyoruz." "Nereye?" dedim. Bana bir kaç saniye baktı. "Bir şey mi oldu?" yine olumsuzce kafa salladım. "Beni Egemen gönderdi. Onun işi var seni eve bırakacağım." canım daha faa yandı. Çünkü ben onun için o kadar ümitlenmiştim ki. Bana gideceğini bile soylemiyordu. Bu kadar değersizdim işte. "Ta-tamam." dedim yanıma geldi. Bana içten bir şekilde sarıldı. Demek ki herkes kötü olmak zorunda değildi. Bu çocuk Egemen in aksine iyi bir insandı. "Beni bir yere bıraksan?" dedim. Biraz düşündü. Sonra " peki. Nereye?" dedi. "Batu'ya. Yani arkadaşımla buluşacağım ." kafasını salladı ve yola koyulduk. Batuya yolda mesaj atmıştım ve kabul etmişti. Kaan'a teşekkür edip. Arabadan inip kafeye girdim. Etrafa göz gezdirince Batu'nun bir masada oturmuş olduğunu gördüm. Yanına gidip "vay be çok hızlısın" dedim yarım ağız. Gülümsedi. Sarıldık ve oturduk. "Anlat bakalım prenses." dedi. Derin bir nefes alıp içimdekileri döktüm. Hareketsizce beni dinlemişti. Ağlamaya başladığımda eliyle göz yaşlarımı sildi. Batu benim abim gibiydi. Bana çok değer veriyordu. Daha tanisali 2 gün olmasına rağmen. O da beni kardeşi olarak görmüştü. "Ağlama be kızım." dedi. Sustum ve sustum. Biraz öylece oturduk. Sonra gec olduğunu fark ettim. Beni bırakmasını söyledim. O da onayladı ve yola çıktık. Yine sessizlik hakimdi arabada. Kafamı cama yasladım ve gelene kadar ağladım. Yine sessizce arabadan inip eve yöneldim. Eğer konuşsam onu da üzerdim çünkü.
Zile basmak yerine arka kapıdan girmeyi tercih ettim ve bahçede biraz yürüyüş yaptım. Temiz hava ciğerlerime doldukça kalbim biraz olsun sakinleşiyordu. Biraz daha ilerledim. Eve girmekten vazgeçmiş ve bahçeyi dolaşıyordum. İleride kulübeye benzer bir yer vardı. Kimsenin olmadığını düşünerek merakla kulübeye ilerledim. Yaklaştıkça sesler duymaya başladım. İyice meraklanmistim. Kapıya elimi attım ve yavaşça kulpu aşağı indirdim ve içeri girdim. Ay ışığının aydınlattığı kadarıyla gördüğüm mazara kalbimi tekletmiş, nefesimi kesmişti! Egemen nişandaki Sürtükle ÖPÜŞÜYORDU!!!

Vote ve yorummmmm.

"Bu Adam Benim Kocam mı?"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin