"Karışık"

5.7K 298 31
                                    

Yazardan: arkadaşlar lütfen vote verin. Diğerinde çok az olduğu halde ben sizin için tekrar yb yazdım. Emeğime biraz saygı. 😔😥:/ müzikle okuyun.

Ferda Anıl Yarkın-Üzülme 🎶

Hatırlatma:

"Ben askere gidiyorum."

Hazel'in Ağzından Devam:

Egemen'in sesi kulaklarımda yankılanırken söylediklerini idrak etmeye çalışıyordum. Adeta beynim iflas etmiş, düşünmeyi bırakmıştı. Görüntüler bulanıklaşırken yanağımda bir ıslaklık hissettim. Sanırım ağlıyordum. Ege bir şeyler daha söylüyordu ancak duyamıyordum. Birisi kolumdan tutup beni hafifçe sarstı. Hareket edemiyordum. 'Ben askere gidiyorum.' bu cümle dolduruyordu kulaklarımı. Bedenimi acı ele geçiriyordu. Ne demekti şimdi bu? Tam her şey yoluna girmişken.. Tam mutluluğa kavuşacakken... Üstelik... Üstelik... Hayır! Egemen'e asla bir şey olamazdı. Olmamalıydı. Tekrar sarsıldığımı hissettim. Tepkisizdim. Daha sonra havalandığımı hissettim. Bu koku... Egemen'imin kokusu ciğerlerimi doldurmaya başladı. Beni kucağına almıştı. Sarhoş eden kokusu bu sefer ilaç olmuştu bana. Kendime gelmeye başladıkça sesleri duymaya başladım.

"Hazel! Güzelim! Kendine gel. Bana bak!" Kafamı hafifçe kaldırıp yeni çıkmaya başlamış sakallarını öptüm. Şaşkın şaşkın bana bakıyordu. Bir kez daha öpüp, gülümsedim. Tebessümle karşılık verdi. Daha sonra sırtım yumuşak yatakla buluştu.

"Hazel. Seni gerçekten çok seviyorum güzelim. Biliyorum. Üzüldün ama gitmek zorundayım." suratım tekrar asılmıştı.

"Gitmek zorunda değilsin. Ayrıca.. Ayrıca biz daha 18 yaşındayız. Hatta ben on sekizime girmedim bile." Sesim oldukça kısık çıkmıştı.

"Ben 21 yaşındayım güzelim."

"Ne?" çığlık atmıştım. Hemen sinirleneceğini anlayarak ellerimle kulaklarını kapatmaya çalıştım. Yine tebessüm etmişti. Ellerimi tutup yavaşça yatağa bıraktı. Beni şaşırtıyordu. Ne bağırdı ne de kızdı...

"Babam vb. işlerden dolayı 2 yıl okula gidemedim. Ee şey.." elini ensesine attı. Bu halini tanıyordum. Utanmıştı... "Bir de sınıfta kalınca." Kahkaha atmaya başladım.

"S-sen sınıfta mı? hahahaha kaldın?" Kızmak yerine o da benimle gülmeye başladı. Bir süre sonra tekrar mutsuz hale büründük. O beni bırakıp gidecekti... "Gitmesen? Bedelli yapsan?"

"Hazeel!" sinirlenmişti. "Bir korkak gibi mi davranayım? Asla!"

"Ege ben ne olacağım? Terör olayları çoğaldı. Korkuyorum. Ya sana bir şey olursa. Hem düğünümüz ne olacak?" ağlamaya başladım. "Sensiz ne yapacağım?"

"Güzelim. O şehitlik mertebesine yükselen yiğitlerin de ailesi vardı. Bekleyeni, çocukları vardı. Ama onlar ne yaptı? Vatan için her şeylerini geride bıraktılar. Gitmek zorundayım. Böyle konuşupta kemiklerini sızlatma onların." eğilip alnımı öptü. Evet haklıydı. Ama engel olamıyordum kendime. Onsuzluğu hayal dahi edemiyordum. Gözyaşlarım artarken hıçkıra hıçkıra ağlıyordum. Egemen yanıma gelip sıkıca sarıldı.

"Sana masal anlatayım mı?" Ne? Egemen mi masal anlatacak?

"Evet Hazel. Hadi ben masal anlatacağım sende uslu uslu yatacaksın. Sabah konuşuruz." Bir şey söylemek için ağzımı açtım ancak öperek beni susturdu. Bende susarak iyice koynuna sokuldum. Kıyafetlerimizi çıkarmamıştık ama sorun değildi.

"Bir varmış bir yokmuş. Çirkin mi çirkin. Çirkef mi çirkef. Ama çok iyi kalpli bir salyangoz varmış."

"Yaa! Egemen!" Bana hakaret etmişti.

"Bu Adam Benim Kocam mı?"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin