'TATLI TELAŞ'

6.5K 319 11
                                    

Arkadaşlar yazamıyorum. Rahatsızdım biraz. Yb le karşınızdayım. Ayrıca yazmama sebebim eskisi gibi yorum veya vote vermediğiniz için okumak istemediğinizi düşünüp yayınlanmayacaktım ancak daha fazla bekletmek istemedim. Zaten okullar açılmadan final yapmış olacağım...

Lady Gaga-You and I ile okuyun. Multimedia

Hazel'in Ağzından Sabah...

    Gözlerimi geceden kurduğum alarmın sesiyle açtım. Dün annemler burada olduğu için çok geç yatmıştık. Hatta annem ve babamda gitmemiş burada kalmışlardı. Bugün ise erken kalkma sebebimiz gelinlik vb.bakacağımızdan.

"Hazel. Şu sikik beyinli şeyi kapat lan!" 

Egemen'e doladığım kollarımdan birini kaldırıp telefon alarmını kapattım. Domuz Egemen! Uykuluyken o kadar tatlıydı ki... Sesi kısık ve sert, gözleri yarı kapalı ve yorgun... Allah'ım iyi ki ona sahibim...

"Bal suratlım. Uyan hadi. Bugün düğün için işlerimiz var."

Ben sözümü bitirir bitirmez ayağa kalktı. Büyük bir pişmanlık yaşıyordu çünkü. Benim düğünün zorla yapılmasından dolayı üzüldüğümü düşünüyordu. Ancak ben Egemen'imin tamamen benim olacağını düşündükçe 'zoraki' kısmı hep unutuyordum. Yatakta dikleşip ayaklarımı yataktan sarkıttım. Bir kaç penguen adımıyla gözlerimi ovuşturarak banyoya girdim. Ihtiyacımı giderdikten sonra elimi yüzümü yıkayıp gece silmeye erindiğim ve akmış olan rımeli temizledim. Tekrar odaya döndüğümde Egemen'i hala uyuyor olduğunu düşündüm ancak giyinmiş bir şekilde karşımda duruyordu.

"Ohoo! Lan Hazel! Güzelim sen neden hala giyinmedin? Bugün birsürü işimiz var hadee!" kolumdan tutup dolabımın önüne ittirdi.

Gerçekten bazen düşünüyorumda hem en güzel kelimeyi hem de en kırıcı kelimeyi bir arada kullanan tek insan Egemen'di sanırım. Ha şikayet falan etmiyorum. Yanlış anlamayın. Ben zaten hayatım boyunca hep o romantik ve yılışık ilişkilerden nefret ederdim. Hala da nefret ediyorum. Erkek dediğin Egemen gibi olmalıydı. Ben onun kendine has sertliğine aşıktım...

Dolaptan bulduğum lacivert yazlık şortu ve toz pembe t-shirtü çıkartıp Egemen'e döndüm. Bunları giymeme asla izin vermezdi. Galiba birazcık şirinlik yapmam gerekecekti. Yanına gidip kollarımı boynuna doladım.

"Şevgiliiim. Ben buynayı giyebiliy miyim? Hani geyinlik giyip çıkaycamya süyekli. Yoyulurum. Lütfen?" ellerini belimde birleştirdi. Heyecanla ne diyeceğini bekliyordum. Önce yüzünde aptal bir gülümseme oluştu.

"Sikerim!" sinirlenmişti. Bağırınca ürktüm ve kollarımı çekmeye çalıştım.  Ancak belimdeki elleri buna izin vermiyordu.

"Kalbimi kırdın bırak." dedim. Dudaklarım aşağı doğru büzülmüştü.

"Bırakmam lan!" eğilip alnımı öptü. "Güzelim. Bu şort çok kısa! Ulan tüm itler senin bacaklarına mı baksın! Baktırmam!" gürlemişti.

"Biliyorum. Ama yanımda sen varsın. Hem bana kim baksın... Ben sadece seninim sevgilim. Lütfen beni de düşün biraz. O kadar gelinlik deneyeceğim. Giy çıkart. Yorulurum. Ama sen öyle istiyorsan... Pekala." gözlerimi döndermiştim. Eşek değilse trip attığımı anlamıştır. Ondan uzaklaşmama izin verdi.

"Tamam lan. Giy. Beni nasıl ikna edeceğini iyi biliyon. Hasss. Yaa." ellerini ensesine götürüp. Birkaç tutam saçını çekti. Yüzümdeki gülümsemeyle. Dudaklarına uzun bir öpücük bırakıp geri çekildim.

"Ulan. Senin şu gülüşün için dünyayı yakarım ben." o mırıldanarak banyoya girince bende üzerimi giyinmeye başladım...

    Ailecek yaptığımız kahvaltıdan sonra alışveriş için annem, Seboş, Egemen ve ben arabalara -Egemen ve ben kendi arabamıza. Annemler şoförlü arabaya- bindik. Tarık ve Ezgi'yle gelinlikcide buluşacaktık... Mağazanın önünde durduğumuzda arabadan inip bize doğru gelen Ezgi ve Tarık'ı beklemeye başladık. Annemlerde gelince mağazaya girdik. Herkes bir tarafa dağılmış bana gelinlik arıyordu. Ancak bir sorun vardı. Kimse diğerinin gösterdiği gelinliği beğenmiyordu. Özellikle Egemen. Her şeye itiraz ediyordu. En son bıkmış ve sinirlenmiştim. Mağaza çalışanları da ALPAY'lar ve YILDIZ'lardan korktukları için bir şey diyemiyorlardı. Hızla oturduğum yerden kalktım.

"Bu Adam Benim Kocam mı?"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin