Uzun bir süreden sonra ben geldim. Sizi, yazmayı, Egemen'i, Hazel'i çok özledim arkadaşlar. Kitabı bıraktığımda 6k falandı şimdi nerdeyse 20k olacak. Çok mutluyum ve kitabı kestirip atmamaya karar verdim. Aa unutmadan çok uzun zaman olduğu için birsürü bildirim olmuş. Yeterince cevap vermeye çalıştım ama veremediklerim lütfen kusura bakmayın. Hadi bakalım başlayalım...
Hazel'in Ağzından Devam:
Namazımızı bitirip dualarımızı ettikten sonra Egemen son işleri halletmek için çıktı. Bende oturup kuaförün gelmesini bekliyordum. Kapı tıklatıldı...
''Girin.'' diye seslendim. Sebil Teyze, annem ve çalışanlar içeri girdi.
''Kızım hazır mısın?'' Seboşa gülümsedim.
''Evet annecim. Çok heyecanlıyım ama...''
''Aa. Olacak o kadar.'' annem konuşurken bir yandan da çalışanlara yerlerini gösteriyordu. Makyaj masamın üzerini önceden boşalttığım için çalışanlar malzemelerini masaya bıraktılar. Daha sonra orta yaşlarda ki kadın sandalyeye oturmamı istedi. Annem ve Sebil anne odadan çıkarken içimdeki tuhaf his hala varlığını koruyordu. Sebebini bilmediğim bir şekilde garip hissediyorum. Çalışanlar saçımdan başlayıp sırayla tüm hazırlıkları bitirdiler. İşlem saatler sürdü. Ancak aynada kendime baktığımda giden zamana değdiğini düşündüm. Gözlerimi ortaya çıkaran makyajımla çok güzel görünüyordum. Yüzümde oluşan ufak tebessümle makyöze döndüm.
"Gerçekten teşekkür ederim."
Gülümsemekle yetinip toparlanmaya başladı. Bütün eşyalarını topladıktan sonra diğer yardımcılarla birlikte odadan ayrıldılar. Bu gece için kalbim gümbür gümbür atarken telfonumu bulup Egemen'e mesaj yazdım.
"Heyecandan ölüyorum." derin bir iç çekip vereceği mesajı beklemeye başladım. Yaklaşık beş dakika sonra telefonumun bildirim sesi odayı doldurdu.
"Sakin ol güzelim."
Bana güzelim demesini çok seviyordum. Kendimi hem güzel hem de ona ait hissediyordum. Egemen'e ait olmak... Egemen'in olmak... Ah Allah'ım. Saçma sapan şarkılar söylemeye başladım. İçim de danalar tepişiyor, kelebekler uçuşuyor, kuşlar ötüşüyordu adeta. Bende ponçik ve kokolinin elinden tutup halay çekmeye başladım. Dililili. Çok çok çok mutluydum. Ben kendi kendime eğlenirken yeni bor mesaj sesi kulaklarımda yankılandı. Hemen ekran kilidini girip mesaja baktım. Yine Egemen atmıştı.
"10 dakikaya geliyorum." elim ayağım iyice birbirine dolaşmıştı. Elimi yelpaze görevinde kullanıp yüzüme doğru sallamaya başladım.
Gerçekten de 10 dakika sonra Egemen gelmişti. Bunu anlamak zor değildi. Özellikle kıyameti koparırcasına bastığı korna sesi varken...
Hızlı adımlarla odadan çıktım. Merdivenleri üçer beşer iniyordum.
"Kız yavaş düşüp bir yerini kıracaksın." Konuşan yaşlı akrabalardan biriydi. Ay hiç sevmemiştim zaten. Yani sizene ama değil mi? Sevdiceğime koşuyorum ben..
Ona cevap vermediğim için arkamdan homurdansa da umursamayarak dışarı çıktım. Egemen'de arabadan inip bana doğru yürümeye başladı. Senin boyuna posuna kurban be..."Hazel lan! Kızım ne olmuşsun sen böyle? Kına falan yok gir içeri. Evde ikimiz yaparız. Gece uyumadan da annem yakar kınanı." öküz ya. Ne saçmalıyor bu?
"Egemen saçmalama." gözlerimi devirdim.
"Kızım şimdi orda elin adamları sana bakıp salak salak konuşacaklar. Bende-" daha fazla konuşmasına izin vermeden boynuna sardım kollarımı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
"Bu Adam Benim Kocam mı?"
FanficKüçücüğüm... Her şeyim, ne olur çok uzaklara gitme. Gidersen öleceğim.. Karanlığa döneceğim.. OzlemRIRINAVY #RomantikKomedi