"Kavuşma"

4.6K 235 59
                                    

Böcüklerime; selam selam selam. Sizi çok özledim. Ama biliyosunuz telden yazıyorum. E telefon kafayı yiyince wattpadi sildim. O yüzden bayadır yb atmıyorum kitap 87k olmuş. Şok oldum. Ayy bu arada ilk bölümlere bir göz gezdirdim. O ne rezilliktir. Jajjajab düzenleme yapicam inşallah. Hep yanımda olup baştan bırakmayan hepinizi çok seviyorum bebeklerimm.. Hadi bölüme geçelim.

Hazel'den Devam:

"Buyrun geçebilirsiniz."

Kapıdaki nöbetçi askerin elinden kimliğimi ve kontrol edilmiş eşyalarımı alıp gösterdiği yönde yürümeye başladım. Söylenilen koruya gidip orada bekleyecektim. Normalde bugün görüş günü değilmiş ama ben uzaktan geldiğim için bir istisna yapacaklardı. Zaten yapmasalardı oturur hüngür hüngür ağlar bütün askeriyeyi başıma toplardım. Aklıma gelen bu fikir sırıtmama sebep olmuştu. Ama bu da yarım kaldı. Sendeledim. Toprak yolda yürürken az kalsın valizim yüzünden yere yapışıyordum. Bu özürlü hareketimden sonra birinin beni görmemiş olması için kısık gözlerle etrafı süzdüm. Kimseye rezil olmak istemiyordum.. Kendi kendime kıkırdadım. İçim rahat başımı önüme eğip az önce gördüğüm çardağa doğru harekete geçtim.. Çardağa oturduktan sonra eşyalarımı dört bir yana fırlatıp telefonuma uzandım. Ne Seboşu mu ne de Adnan babamı aramıştım. Meraktan ölmüş olmalılardı. Aceleyle ellerimi tuşlarda gezindirip Adnan Babamı aradım.

"Kızım nerdesin? Neden aramıyorsun?" telaşlı sesi içime vicdan tomurcukları serpiştirmişti.

"Çok iyiyim ben. Yolculuk güzeldi. Sonra Sivas'ta yemek yedim. Bu arada buldum askeriyeyi. Şimdi Egemen'i bekliyorum babacım. Merak etmeyin."

"Oh. Şükürler olsun. Tamam gelin. Ben sizi rahatsız etmiyeyim. Eşek sıpasına selam söyle. Kapattım." deyip cevap vermemi beklemeden telefonu suratıma kapattı. Çok düşünceli insanlardı canımm. Bende telefonu masaya bırakıp oturduğum yerde arkama yaslandım.

Çok heyecanlıydım. Sanki Egemen ve ben yeni çıkmaya başlamış iki sevgiliydik ve ilk kez buluşacaktık.. İçim içime sığmıyordu. Ter basıyordu. Kalbim küt küt atıyor. Göğüs kafesimi delip geçmek istercesine zorluyordu.. Kapıdaki asker sevgilimin yarım saate yanımda olacağını söylemişti. Eğitimleri o zaman bitiyormuşda.. Kaç dakika olmuştu ki?

12

Zaman geçmek bilmiyordu.. Onu görünce ne yapacaktım? Tabiiki sarılacaktım. Kaç gündür bunun hayalini kuruyorum.. İçimde yanan şu yangın bir tek onun kollarında dinecekti biliyordum.. O da özlemiştir değil mi? Yoksa beni unutup kafa mı dinliyordu? Hii! Hep dırdırımdan bıktığını söylüyordu evde. Ayy Allah korusun. Olmaz öyle şey be.

"Aptal düşünceler terk edin beni."

Kafama bir yumruk geçirirdim.

"Ahh!"

Canım acımıştı. Elimi başıma götürüp acıyan yeri ovmaya başladım.. Madem sinirliyim. Kendime neden zarar veriyorsam.. Tam bir beyin yoksunluğu yaşıyorum.. Tekrar telefonu elime alıp saate baktım. Ben kendi kendime konuşup saçmalarken zaman geçmiş, süre dolmuştu.. Ege'm gelmek üzereydi... Ellerimi yelpaze şeklinde önümde sallamaya başladım. Gözümde yoldaydı. Ben bu koca binanın arkasındaki bahçe kısmındaydım.. Egemen'de binanın diğer tarafında olmalıydı. O kadar kilometrelere kafa tutmuştum. Ama şimdi bir duvar her şeye engeldi. Bir zamanlar bizim ilişkimizde böyleydi Egemen'le.. Aynı evde yaşıyorduk. Odalarımız yanyanaydı. Ama bir duvar vardı ki ikimizi ayırıyordu. O duvar bahsettiğim somut beton duvar değil.. Egemen'in taş duvarlarla örülü kalbiydi.. Beynime emir vererek düşünmeyi bıraktım. Yoksa ağlayacaktım..

Egemen'den Devam:
Ah ulan yine çok yorulmuştum. Başımızdaki çok sert bir adamdı. Ibne İzmir çocuğuyuz diye dalga geçip duruyordu. Ciddi anlamda sinirlerimi zorluyodu bazen. Süt çocuğu değildim ve eğer o benden üst ve ben burada asker konumunda olmasaydım. Çoktan ebesini sikmiştim pezevengin. Zaten güzelimi çok özlemiştim.. Uçağa bineceğim an bayılması belki birçok kişi için gitmeme sebebiydi ama ben yapmak zorundaydım. Eğer kendim için askerliğimi, vatan ödevimi (Askerlik hukukta bir ödevdir.) yapmasaydım onca şehidin hakkını asla ödeyemezdim.. Bilirsiniz bireyin çıkarı toplumun çıkarına feda edilmelidir. Bu bir kanundur. Ve bende kendimi feda etmek zorundaydım.. Ne olsa bu günlerde geçecekti..

"Bu Adam Benim Kocam mı?"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin