Loş ışığın altında açtım gözlerimi. Havanın kararmak üzere olduğunu belli eden gün batımı, daha fazla uyumam için baskı yapıyordu ama artık kalkmalıydım. Yatakta doğrulmaya çalışırken kanepede oturan Kalis'i fark ettim. Altın sarısı saçlarına güneşin kızıl ışığı vuruyordu. Uyandığımı fark edince sırtını dikleştirdi. Bakışlarım odanın diğer köşesindeki koltuğa kaydı. Yağız'ın rahatsız edici bir pozisyonda uyuyor olduğunu fark ettim. Burnumun ucuyla onu göstererek "Hiç uyumadı değil mi?" diye fısıldadım. Cansu başıyla onayladı. En son neler olduğunu hayal meyal hatırlıyorum. Yağız'a içmem gereken ilaçların yerini göstermiştim. O da ilaçlarımı almama yardım etmişti. Sonrası yeniden karanlıktı.
Aslında ilaç almak istememiştim fakat son zamanlarda artan paranoyalarımın bana daha zor günler yaşatmaması için ilaç almanın daha doğru olduğuna karar vermiştim. Ayrıca ilacın baş ağrımı kesen de bir etkisi vardı. Kısaca kolaya kaçtım denebilirdi. Kalis gülümseyerek beni izledi. Elini yüzümde gezdirip "Kızlarla nöbetleşerek başında bekledik." dedi.
Bir süre tereddüt ettikten sonra "Buna gerek yoktu." dedim.
"Evet, ama..." dedikten sonra anlık bir kararsızlığa düştü. "O adamın yeniden yanına gelmesinden korktuk."
Telaşlanarak yatağımda doğruldum. "Gerçekte ne gördüğümü bilmiyorum. Belki sanrıdır."
"Değildi." Kalis endişeli görünüyordu. "Onu gören tek kişi değilsin."
Yağız'ın uyandığını fark edince ikimiz birden sustuk. Zaten dağınık olan saçlarını daha fazla dağıtarak ayağa kalktı. Gözleri kıpkırmızı olmuştu. Kendine gelmek için birkaç kez gözünü kırpıştırdı. Hala uykusu vardı, bunu görebiliyordum ama o uyanmak için çabalamaya devam etti. Sağa sola savrularak ayağa kalktığında "Kendini nasıl hissediyorsun?" diye sordu. Ardından o da elini yüzümde gezdirdi. "Artık terlemiyorsun."
"Ben iyiyim ama senin uykuya ihtiyacın var gibi görünüyor." dedim. "Gözlerin kan çanağına dönmüş. Bu halde bana faydan dokunmaz."
Omuzlarını silkti. "Uykusuz halim bile yeterince iyidir." Kibirli gülüşünün suratında vuku buluşunu izledim.
Kalis araya girdi. "Bak ben buradayım. Gece de uyandığına göre kalıp kendine işkence etmek zorunda değilsin. O yüzden ben seni yaka paça dışarı atacak olan Aaron'u çağırmadan önce odana gidip dinlensen iyi olur."
Genç adam gözlerini kısarak sarışın kıza baktı. "Sen az önce beni kovdun mu? Yoksa ben mi yanlış duydum?" Bakışlarının hedefine beni aldığında "Bana hiç öyle bakma." dedim. "Sana olan minnetimi ancak uyandığında dile getirebilirim. Yanımda kaldığın sürece kendimi kötü hissedeceğim. Lütfen bana bunu yapma."
Yağız'ı köşeye sıkıştırdığım için memnundum nitekim haklıydım. Dinlenmeksizin başımda beklemiş olması kendimi daha iyi hissetmeme neden olmuyor aksine bencilmişim gibi geliyordu. Hasta olmam benim sorumluluğumdu ve bu yükü kimsenin omuzlarında taşıyacak değildim. Ben kendim yüklenecektim. Başını hafifçe aşağı yukarı sallarken beni izlemeye devam etti. İyi olduğumdan emin olmak istediği için gülümsedim. Ve olduğumdan daha iyiymiş gibi rol yaptım. Oysa ben içten içe fena dağılmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gece Tutulması
Science FictionThe Wattys 2016 Çığır Açanlar Kazananı Dex İlk Romanım yarışması üçüncüsü 'Bebeğin için bir aile buldum. Onlara bebeğinin bir gün seni bulmak için Zübde-i Tin'e gitmesi gerektiğini söyle. Sevgilerle K.' Şizofreni hastası bir genç kızın, bu notla bi...