Ekip bir araya toplanıp erzak getiren aracın kasasına çoktan yerleşmiş ve yola çıkmıştı. Aracın şoför koltuğunda Aaron, hemen yanında ise Rio durmaktaydı. Rio dirseğini aracın camına dayanıp parmaklarını saçlarının arasına geçirmişti. Gözlerini kırpıp hafifçe soluna döndü. Yanıp sönen ışıklarla ve kokpitte bulunan tuşlarla ilgilenen Aaron'ı izledi. Genç adam üzerindeki bakışları hissedince anlık bir duraksamanın ardından "Ne düşündüğünü biliyorum." dedi.
Rio hemen önüne döndü. "Bir şey düşünmüyordum." Ses tonunu olağan tutmaya çalışıyordu ama bu konuda pek başarılı değildi.
"Sorun değil Rio. Benim için sorun değil. Yavaş yavaş alışıyor insan."
"Seni buraya yeniden gelmeye zorlamak istemezdim ama sana ihtiyacımız var Aaron. Bunun için üzgünüm."
Genç adam uğraşını bırakıp bir şey söyleyecek oldu fakat sonra söylemek için dudaklarına yükselen kelimelerin acizliği onu susturdu. Dişleri birbirine kapanırken başını hafifçe aşağı yukarı salladı.
* * *
Zübde-i Tin'in ana kapısına vardıklarında Rio araçtan aşağıya inerek kapıda bulunan ağır silahlar kuşanmış görevliye doğru yürüdü. Görevli ise başıyla arkadaşlarına işaret verip tam da Rio'nun tahmin ettiği gibi aracın kasasını kontrol etmelerini söylüyordu. "Mirza!" diye bağırdı. Kapının ardından bir ses yükseldi. Diğer tüm adamlar olduğu yerde duraksadı. Ve kirli sakallı saçları omuzlarına kadar uzanan bir adam Rio'yu selamladı.
"Kimler gelmiş?" Yaklaşıp kadının elini tuttu ve dudaklarına götürdü. Kibarca öptükten sonra "Seni görmek güzel." dedi.
Rio yavaşça elini çekip omzunun üzerinden aracın kasasına yönelen adamlara baktı. "Aracı kontrol edeceklermiş. Sence de sorun olmaz mı Mirza?"
Genç adam elini havaya kaldırıp "Aramanıza gerek yok." diyerek diğer görevlileri işlerini yapmaktan alıkoydu. "Bilgim dâhilinde bu araçta arama yapılmayacak."
Rio'nun yüzü memnuniyetle aydınlandı. Başını hafifçe salladı ve geri geri yürüyerek araca yaklaştı ve bir sıçrayışta bindi. "Gidelim Aaron." Kadının bakışları Mirza'nın üzerinde üstünlük taslamaktaydı. Aaron ise omuzlarını hareket ettirerek içindeki gerginliği biraz olsun dağıtmayı umdu. Rio haklıydı. Aaron, Zübde-i Tin sınırları içerisinde olduğu sürece ona havadan çekecek tek nefes yoktu.
Genç adam öne eğilip pencereden dışarı baktı. Ana binanın göğü delip geçen yüksekliği, sanki üzerine yıkılıyordu. Bu durumda belki bir karıncadan daha küçüktü ama kesinlikle ondan daha güçlü olabilirdi. Bakışları sükûnete beden verirken ruhundan Lovell'ın yumuşak esintisinin geçtiğini, ardından o ruhun kanına karıştığını hissetti. Soğuk havanın iliklere ulaşıp sinirleri sızlatması gibi bedenine anlık bir kıvılcım yerleşti. Sevdiği kadını burada hissediyor, ona dokunabiliyordu ya da bu yalnızca zihnindeki ufak bir kafa karışıklığıydı. Hangisinin doğru hangisinin yalan olduğuna emin değildi. Lovell'ın burada kendisiyle birlikte olduğunu düşünmek daha tatlı geliyordu, bu gerçekliğe inandı. Sonra anladı ki; inanç tercihti.
"Lovell..." diyen adamın sesinde garip bir titreşim vardı. "...öldüğünde neredeydin, Rio?"
Genç kadın ansızın yakalandığı bu soru karşısında afalladı. Vereceği cevap kendisini dahi tatmin etmezken Aaron'ı asla tatmin edemezdi. Genç adam ona suçlayıcı gözlerle bakacak ve mızrak gibi bedenine saplanacak kelimelerini sıralayacaktı. Rio bunun yaşanmasından korkuyordu. Ardında bıraktığı günleri büyük bir kayıtsızlıkla yaşamıştı ama bu tümüyle doğru değildi. Doldurduğu küveti kendine mezar edip içine gömüldüğünde hiç kimseye duyuramayacağı çığlıkları dudaklarından boşaltırdı. Kendi vicdanında boğulurken yalnızdı. En çok da bu yalnızlıktan nefret ederdi. Ama insan özünde hep yalnız değil miydi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gece Tutulması
Fiksi IlmiahThe Wattys 2016 Çığır Açanlar Kazananı Dex İlk Romanım yarışması üçüncüsü 'Bebeğin için bir aile buldum. Onlara bebeğinin bir gün seni bulmak için Zübde-i Tin'e gitmesi gerektiğini söyle. Sevgilerle K.' Şizofreni hastası bir genç kızın, bu notla bi...