2.1

2K 278 94
                                    

Siyah bulutlar gökyüzünde usulca süzülürken ağırlaştı ve yeryüzüne kristal çocuklarını yolladı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Siyah bulutlar gökyüzünde usulca süzülürken ağırlaştı ve yeryüzüne kristal çocuklarını yolladı. İşte o zaman Dünya beyaz bir gelinlik giydi. Tüm isi ve karası tıpkı halının altına süpürülen toz ve kir yığını gibi, karların altında kaldı. Şimdi dünya, beyaz maskenin ardında lekesiz ve ihtişamlı... Ancak sahip olduğu her şey elinden alınmış gibi hisseden adam, dünyanın gerçek yüzünü odasının penceresinden baktığında tüm çıplaklığıyla görebiliyordu.

Havadan çektiği her nefes ciğerlerini daha fazla yakıyordu ama yaşadığını hissettiren başka hiçbir şeye sahip değildi; nefes almak yetmiyordu yaşamaya. Terk edilişinin üzerinden günler geçmiş olmasına karşın kırılan yüreğini kırıldığı gibi bırakmayı seçmişti. Yarasının üzeri ne zaman kabuk bağlasa yolup atıyordu.

"Orada mısın acaba?" Tiz bir kadın sesi, genç adamın kulaklarına ulaştığında kâbustan uyanırcasına kafasını kaldırdı. Birkaç saniye boş boş etrafına bakındı. Hiç istifini bozmadan "Kapımı çalmak gibi bir huyun yok mu senin?" diye payladı genç kadını.

Kadın hemen savunmaya geçti. "Çaldım ama..." Ancak savunması kısa sürdü.

"Bahane duymak istemiyorum. Ne vardı?" Adamın sözleri kadar tonlaması da oldukça sertti.

Kadın defalarca kez alttan almak zorunda kaldığı adamı bu kez alttan almayacaktı. "Ben sizin iş ortağınızım, asistanınız değil!"

Yağız oldukça sakindi. "Aklımdan tamamen çıkmış. Ah, doğru ya, seninle daha önce ortak olarak hiç göreve gitmediğim için böyle düşünmüş olabilirim." Hafifçe arkasını dönüp bilgisayarını gösterdi. "Görüyorsun ya, meşgulüm."

Kadın ellerini göğsünde birleştirip tek kaşını havaya kaldırdı. "Sanırım pencerenin önünde dikilerek masanızda duran bilgisayarı kontrol edebiliyorsunuz." Bir adım öne çıkıp konuşmaya devam etti. "Eğer bu konumda olmaktan memnun değilsen bile, bir süre için bana katlanmak zorundasın. Merak etme yakında eski rütbene kavuşursun."

Yağız sakince kadına yaklaşıp "Tek bir şey istiyorum, o da GATE'de kalabilmek." dedi ve sözlerine devam etti. "Zaten yakında kıçıma tekmeyi basacaklar. Sen neden onlara hemen şimdi bunu yapmaları için bahane olmuyorsun?"

Kadın sırtını dikleştirip ses tonunu normal düzeye çekti. "Çünkü bunalımda olduğunu görebiliyorum ve sana yardımcı olmak istiyorum."

Yağız kafasını iki yana sallayarak "Begüm..." diye fısıldadı.

Kadın heyecanla "Evet?" diye sordu.

Adam "Lütfen bana yardım etmeye çalışma." dediğinde kadının gözlerindeki ışıltı anında söndü. Gerçek bir şeyler duymayı beklemişti ama yine bildiği sözlerin tekrarı ulaşmıştı kulaklarına. "Makam, dosyalar ya da görev umurumda değil."

Begüm omuzlarından aşağıya dökülen dalgalı kumral saçını kulağının arkasına sıkıştırıp çenesini dikleştirdi. Gözleri adamın gri gözleri arasında gidip gelirken "O halde neden depresyona giren ergenler gibi davranıyorsun?" diye sordu. Fakat sonrasında sarf bu cümleden büyük pişmanlık duyarak gözlerini kapattı, yüzünü buruşturdu.

Gece TutulmasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin