2.16

1.2K 146 74
                                    

"Artık geri dönmeyeceğini düşünmeye başlamıştım." dedi karanlıkta hiçbir şey yapmadan yalnızca uzanan kıvırcık saçlı kız.

Kapının girişinde Gece'yi izleyen K, "Elbette geri dönecektim." dedi ve konuşmaya devam etti. "Daha yarım kalan işlerimizi tamamlayacağız."

"Haftalar geçti..." dedi yataktaki kadın. "Onu terk etmemin üzerinden haftalar geçti!"

Bayan K usulca Gece'ye yanaşıp yanına uzandı. "Eğer sevdiğin adamın ölmesini istemiyorsan bu oyuna devam etmek zorundasın." Şimdi ikisi de tavana bakıyordu. "Elimden gelse her şeye bir son verip daha iyi bir hayata sahip olurdum ama sonuçlarının ne kadar ağır olabileceğini gördüm. Her seçimim bir yıkıma dönüştü ve nihayetinde olması gereken her ne ise o oldu. Çok az seçeneğimiz var bu hayatta, daha ötesine geçebilmemiz mümkün değil."

Gece gözlerini kapatarak kederle "Şimdi ne yapacağım?" diye sordu.

Bir süre sessiz kalan kadın "Senin şimdiki zamanının sevdiğin adamın geleceği olduğunu söylersem, içindeki kırgınlığı telafi edebilir miyim?" diye sorduğunda Gece dirseklerinin üzerinde doğrulup yanında uzanan kadına hayretle bakarak "Ne demek bu?" diye sordu. "Bu sorun olmaz mı?"

K her zamanki rahat tavrıyla "Daha önce de yaptın, yine yapabilirsin" diye mırıldandı. "Kendi mezarına gittin."

Duyduğu gerçek karşısında gözleri dolan Gece, titrek bir sesle "Kendi mezarım?" diye fısıldadıktan sonra gözlerini kısıp "Ne zaman?" diye sordu.

K, zar zor gülümsedi. "Hatırlayamıyor musun?"

Kıvırcık saçlı kız donup kalmıştı. Bir süre şoku atlatmaya çalıştıktan sonra "Bölük pörçük bir şeyler hatırlıyorum." diye mırıldandı. "Çiçek kokuları geliyordu." Sustu ve yutkundu. "Ayakucumda dalından koparılmış bir leylak bulmuştum. Baharın ilk açan çiçeğidir leylak ve ben en çok da leylağı severim. Uzanıp yerden almış ve kendimi bir anıt mezarının başında bulmuştum. Çiçek sanki oradaki kişiye ait gibiydi. Uzanıp taşın üzerine çiçeği bıraktım." Gece gözlerini kocaman açarak öne doğru atılıp kucağına doğru eğildi. Nefes alamıyor gibiydi. "Hiçbir şey net değildi ama onun da orada olduğunu gördüm. Andrey'i karanlık silueti ele veriyordu."

K, titreyen kadına doğru yaklaşıp onun yüzünü kapatan saçları geriye attı. "Hatırlıyorsun."

Gece, kızaran gözlerini öfkeyle K'ya doğru çevirip "Öleceğim yani?" diye bağırdı. "Ve sen hiçbir şey yapmayacaksın?" Burnunu çekip hayal kırıklığını gözlerinden yanaklarına akıttı. Keskin kırıklar yanaklarını parçaladı. "Ölmeye hazır değilim."

K irkilerek geri çekilirken karşısındaki kadının ne kadar korktuğunu görebiliyordu. Boğazını temizleyerek "Telafi etmeye çalıştığım şey de bu." dedi. "Elbet hepimiz öleceğiz ama sen zaman kazanabilirsin."

Gece başını hızlı hızlı iki yana salladı. "Bütün bunlarla tek başıma savaşmam mümkün değil!" Titreyen ellerini bedenine sardı. "Yağız'a her şeyi söylemek istiyorum. Bana bir çıkış yolu gösterir."

K, hayal kırıklığına uğramış gibi nefesini dışarı verip ayağa kalktı. Pencereye yaklaşıp şehri aydınlatan renkli ışıklara bakmaya başladı. Bu ışıkları gökyüzündeki yıldızlara benzetiyordu. "Sana defalarca kez söylemeye devam edeceğim," diye mırıldandı. "Eğer istiyorsan Yağız'a her şeyi anlatabilirsin ama şayet bunu yaparsan onu da öldürürsün kendini de. Sevdiğin adamı tanıyorsun, seni yaşatabilmek için her şeye karşı gelir. Kimse kendini gelecekte nelerin beklediğini bilmemeli, bu karmaşaya neden olur."

Gece neredeyse yalvarır gibi "Lütfen... Başka bir yolu olmalı. Savaşmıyorsun bile..." diye fısıldadı ancak diğer kadının tutumu netti ve bu tartışmaya açıklık getirebilmek adına "Kelebek etkisinin ne olduğunu biliyor musun?" diye sordu.

Gece TutulmasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin