Serenity Roza'nın ruhuma bıçak gibi saplanan sözleri zihnimde tekrarlanıp duruyordu. Sırt çantama yerleştirmeye çalıştığım kıyafeti koymaktan vazgeçip sertçe yatağıma fırlattım ve elimi saçlarımın arasına daldırdım. Burnumdan soluyarak yatağıma oturma ihtiyacı hissettiğim an arkadaşlarım kapının ardından bana seslendiler. Vedalaşmak için yanıma gelmiş olmalılardı. Usulca kapıya yaklaştım ve içeri girmelerine hafif bir kafa hareketiyle izin verdim. Odamı dolduran yüzlere tek tek baktım. Kalis, Brioni, Lovell, Aaron ve... Yağız. Sahip olduğum küçük dünyamın neşe kırıntılarıyla dolmasına neden olan insanlardı hepsi fakat şimdi onlara veda edecektim.
"Biz sana..." diyerek konuşmaya başlayan Kalis'in sözünü sertçe yarıda kestim. Tavrım ona değildi ama sinirli ruhum bir şekilde dışarı yansıyacaktı. Bunun kaçarı yoktu. "Evet, buraya vedalaşmak için geldiğinizi biliyorum." Bakışlarım Yağız'a imalı bir şekilde kaydı. "Muhtemelen birileri size olanları zaten anlatmıştır."
Brioni sert çıkışım karşısında öne doğru bir adım atarak "Gitmek zorunda olduğun için hepimiz çok üzgünüz." dedi. "Seninle daha fazla vakit geçirmeyi isterdik."
Bakışlarım Rio'nun üzerine doğru kaydı. "Zübde-i Tin'den mezun olabileceğime kendimi inandırmıştım!"
"Aslında..." diyerek araya giren Lovell, kaygılı görünüyordu. Bakışlarım onun üzerine doğru kaydığında başını hafifçe öne eğdi. "Belki bunu söylemek için uygun bir zaman değil ama gerçekleri bilmek zorundasın ve bizim fazla zamanımız kalmadı. Yani seninle konuşmak istediğimiz bir başka konu daha var. Bunun seni üzebileceğini biliyoruz ama söylememizin daha doğru olacağına karar verdik. "
Korkuyordum. Duyacaklarım beni ölesiye korkutuyordu. Daha ne olabilirdi? Bu kez Aaron konuşmaya başladı. Sanki aralarında sorumluluğu cümleleri paylaştıkları gibi paylaşıyorlardı. "Haklısın. Araştırdığın her şey eninde sonunda Serenity Roza'ya çıkıyor ama tüm bu yaşananların kilit noktasında yer alan kişiyi kaçırıyorsun. Çatıdaki kadını: K'yı. Kim bu kadın? Asıl kafa yorman gereken konu bu."
Burada bulunan herkesin dilinin altında sakladığı belli ki asıl bir gerçek vardı fakat bu gerçeği her biri süslü cümlelerle saklı tutmaya devam ediyordu. Ben ise onların bu boş uğraşı karşısında sonuca odaklanmış, öncesinde kurulan hiçbir cümleyi önemsemiyordum. Sonunda sinirlenerek "Sadece söyleyin gitsin." dedim. Ses tonum herkesin irkilerek kısa bir süre için sessizleşmesine neden oldu.
Kimsenin konuşmaya cesareti olmadığı için Lovell yarım kalan sözlerini tek başına tamamlamak zorunda kaldı. "K, artık her kimse senin bizimle arkadaş olmayı tercih edeceğini söylemiş. Bu nedenle ilk gün seninle tanışmak için masana özellikle gönderildik. Sana zamanı gelince yardım etmemiz gerekecekmiş. Ayrıca bize iletişim sorunlarının olduğu söylenmişti ve..."
Acı dolu bir tebessüm dudaklarıma zehir gibi yayılırken "Duymak istemiyorum." diye çıkıştım.
"Bu bizim hatamız değildi." Konuşan kişi hemen önümde durmakta olan Rio'ydu. Elbette ki oydu, bir başkasının ben bu denli sinirliyken bana karşı çıkabilecek cesareti olamazdı. Her zaman Rio, en cesurumuz olarak kalacaktı. "Biz hala senin arkadaşınız ama sen dışarıdan gelmiş ufacık bir müdahale yüzünden bize sırtını dönüp öylece gidecek misin? K, her kim ise belli ki hayatını senin adına yönlendiriyor. Bu duruma ben de kızıyorum. Sana da sırf bu yüzden hak veriyorum fakat bizi tanıyor olmana rağmen öylece gidemezsin. Hepimiz seni çok seviyoruz ve arkadaşlığımızın nasıl başladığı hiçbirimizi ilgilendirmiyor. Hatta sırf seni tanıma fırsatı yakaladığım için birçok şeye iyi ki diyorum. İyi ki... O yüzden lütfen bize haksızlık etme."
Yumruklarımı sıktım. "Haksızlık mı?" dedim alayla. "Haksızlık ne biliyor musun Rio? Hayatımı tanımadığım bir kadının şekillendiriyor oluşu. Ne istediğime ve isteyeceğime o kim oluyor da önceden karar verebiliyor? Aileme neden beni terk etmesini söyledikten sonra bana hiçbir açıklamada bulunmuyor? Parçaları birleştirip annenle babanı bul diyor bana. Avıyım sanki o kadının. Benimle oyun oynuyor. Kimsenin durumuma acıyıp bana yol göstermesine ihtiyacım yok. Bebekken yürümeyi nasıl öğrendiysem çocukluğumda da aynı inançla koştum. Hani benim iradem nerede? Hani özgürlüğüm? Hayatım elimden çalınmış Rio. Haksızlık işte bu!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gece Tutulması
Science FictionThe Wattys 2016 Çığır Açanlar Kazananı Dex İlk Romanım yarışması üçüncüsü 'Bebeğin için bir aile buldum. Onlara bebeğinin bir gün seni bulmak için Zübde-i Tin'e gitmesi gerektiğini söyle. Sevgilerle K.' Şizofreni hastası bir genç kızın, bu notla bi...