Herkese merhabalar. Ben kitabın son düzlüğündeyken sizin için ikinci bölümü paylaşıyorum. Çok az kaldı inşallah. Ekonomik olarak sıkıntıya girdiğimiz şu zor günlerimizde yüzünüzde bir gülümseme oluşturabilmek için çabalıyorum. Hikayeyi eski halinden tamamen kopartmamış olsam da çok büyük revizyonlar yaptım. Önceki olaylardan bazılarını tamamen çıkartıp daha önce okumadığınız olaylar da ekledim. Yani sizin zaten okuduğunuz bir şeye para vermenizi istemedim açıkçası ama ruhunu da değiştirmedim. Alacak olanlara da, alamayacaklara da almak istemeyenlere de haksızlık olmasın diye... Yorumlarınızı bekliyorum. Haftaya son tanıtım bölümünü atacağım. İnşallah sonra da elimdeki dosyayı teslim etmiş olurum. Tabi siz de bu süreçte diğer hikayelerimi okuyabilirsiniz. En az Beşik Kertmesi kadar seveceğinize eminim.
Şimdilik size iyi okumalar...
🍇🍇🍇🍇🍇🍇🍇
2. BÖLÜM
Bölüm şarkısı: Tuğkan- Unuttun mu Beni?
Aradan geçen iki aylık süreç yoğun ve heyecanlıydı Melek için. Öncelikle sonuçlar açıklanmış ve Melek'in bu gelişmeyle yüzü gülmeye başlamıştı. Her ne kadar sarf ettiği çabanın farkında olsa da sınav esnasında bir hata yapmış olma ihtimali, sonuçlar açıklanıncaya dek onu huzursuz ediyordu. Ardından tercihlerini yapmıştı Melek ve ilk dört sıraya Psikoloji yazmıştı. Elbette ilk sıraya Ankara Özel Berceste Üniversitesi, Fen ve Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü'nü yazmıştı. Yarı burslu olsa bile yeter demişti ve yüzde elli burslu olarak yerleşmişti üniversiteye. Ankara'ya gideceği için çok mutlu ve heyecanlıydı ve bu yüzden son günlerini bulutların üzerinde geçirdi desek yeridir. Ailesinin ona gösterdiği tolerans ve iltimaslar, muhtemelen gideceği için hat safhaya ulaşmıştı. Gerek arkadaşlarıyla gerekse de kuzenleriyle gece geç saatlere kadar gezip tozmuştu. Yavuz'un yüzünden düşen bin parça olsa da Melek onu görmezden gelmeye devam ediyordu. Çünkü Yavuz ile aralarında herhangi bir münasebet olmayacaktı ve bu yüzden Melek ona ümit vermek bir yana, var olan ümitlerini de tüketmek istiyordu.
Sonunda herkesle vedalaşıp uçağa bindiğinde hiç aklında olmayan bir duygu belirdi içinde. Görmezden geldiği bir gerçek vardı ki Melek daha önce hiç ailesinden bu kadar uzakta, bu kadar uzun süre ayrı kalmamıştı.
Sağ avucunu sol göğüs kafesinin altına koyup "Halledebilirsin Melek..." diye fısıldadı. "En zorunu zaten başardın. Şimdi zaferinin tadını çıkar..."
"Ne fısıldıyorsun sen öyle?" diye sordu Gürkan Bey kızının haline gülerek. "Uçaktan mı korktun yoksa."
Melek'in o anki en son endişesi bile uçak hakkında değildi. Oysa uçağa da aslında ilk binişiydi. Kaydını internet üzerinden yapmış, özel bir yurtla da yine telefonda konuşup kalacak yer ayırtmıştı kendine.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BÖĞÜRTLEN MUCİZESİ
General Fiction(Eski Adı: Beşik Kertmesi) İnsanın kaderi ne zaman yazılmaya başlar? İnsanın kaderi kaç kez yazılır? İnsan kaderini değiştirebilir mi? Melek ve Yiğit'in kaderi onlar doğmadan çok önce yazılmaya başlamıştı. Bir böğürtlenin bir insana verebileceği en...