Finale son bir...
Sonunda il kitabın sonuna geliyoruz. Yorumlarınız benim için çok kıymetli ama çoğu buraya giremiyor bile. Biliyorum. Her neyse yakında engelsiz görüşeceğiz zaten. İkinci kitap için intsgramda açıklama yaptım. Kısaca bahsetmem gerekirse burada ilk üç bölümü bölerek paylaşacağım.(Kitapta 3 bölüm burada 7-9 arası bölüm eder) Daha sonra buraya veda edeceğiz...
Keyifli okumalar...
🍇
38. BÖLÜM
"Tamam da neden?" diye sordu Yiğit, kollarını göğsünde bağlayarak. Kızlar aynı anda gözlerini devirdi. "Ne, neden Yiğit?" diye sordu Melek de atkısını boynuna atıp. Makyajını dağıtmamaya özen göstererek askıyı dolarken "Kız kıza eğlenmek istiyoruz işte. Nedeni bu." diye açıkladı.
Bulut "Bizim size ne zararımız vardı?" diye sordu mahzun bir bakış ve kısık bir sesle. "Erkeksiniz." dedi Yasemin de ellerini iki yana açıp. Gazel "Konseptimize ters abicim." diyerek devam etti.
Yiğit bu defa "Nereye gideceksiniz peki?" diye sordu. Zümrüt güldü. "Sence bunu söyler miyiz?" derken Yavuz ile göz göze gelmişlerdi ama gözlerini kaçırdı. Dün geceden sonra artık uzak durmaya çalışan taraf sadece oydu ve eski uzaklığı koruyabilmek için Yavuz'un yerine de kaçıyordu.
"Niye biz öcü müyüz?" diyen Yavuz oldukça rahat ve sakindi. Ya da sadece öyle görünüyordu. Oysa dün geceden sonra sakin ve umursamaz kalmak imkânsızdı. Zümrüt her an 'vazgeçtim evleneceğim' diyebilirdi çünkü.
"Aradaki yedi farkı bulmayı deneriz de belki üç buluruz." diyen Yeliz'le birlikte kızlar kahkaha attılar. Erkekler de bir miktar tebessüm etmiş olabilirdi tabi.
"İyi, biz de erkek erkeğe takılacağız ve biz de nereye gideceğimizi söylemeyeceğiz. Sonra sıkıntı çıkmasın da!" diyen Bulut özellikle Yeliz'e bakmıştı. Yeliz sinirle burun kıvırdı. "Nereye giderseniz gidin! Merak etmiyoruz!" dese de Yasemin ve Gazel hariç aslında merak ediyorlardı. Yine de sorgulamamayı başardılar.
Kızlar tamamen hazır olduğunda nispet yaparcasına el sallayıp çıktılar. Gidecekleri mekânda Melis, Çisem ve Filiz ile buluşacaklardı.
Onlar çıkar çıkmaz Yiğit, Yavuz ve Bulut da ayaklanıp montlarını giydiler. Kızların aksine merdivenleri kullanarak aşağı inmişlerdi. Kızlar siteden çıkarken onlar arabalarına biniyordu. Yiğit, Asil'i aradı.
"Yola çıktılar, çabuk ol kardeşim. Biz kızları gözden kaçırabiliriz aman ha sen kaçırma." diyerek diğer kızları takip edecek olan Asil'i uyardı.
Melek ve Melis bugün okulda konuşurken, birden 'Akşam kız kıza bir şeyler yapalım' demişler ve plan yapmışlardı. Yiğit ve Asil de bir anda kendilerini dışlanmış bulmuştu. Öylece dışlanmayı kabul edecek tipler olmadıkları için de ağırlıklarını koymak adına anti bir plan yapıp takip etmeye karar vermişlerdi.
Bulut "Bir şey söyleyeyim mi?" dedi gergince. "Ben biraz tırstım. Kızlar bizi parçalamasınlar?" diye sorduğunda Yavuz endişeyle Yiğit'e baktı. "Sen pek olaya vakıf değilsin ama yaparlar."
Yiğit gülümsedi. "Olmam mı? Onlar birse Melis beş. Kesin parçalarlar ama bize nereye gideceklerini söylemediler, biz de takip ettiğimizi çaktırmazsak bir şey yapamazlar. Sonuçta bu dünyada ne tesadüfler var. İmkânsız bir şey mi? Dünya küçük diyorlar, Ankara daha küçük."
Sokrates bak işine yavrum! Yiğit'in Sokrates'i bile mezarından kaldırıp alkışlatacak savunmasını, arabada olmasalar Bulut ve Yavuz da ayakta alkışlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BÖĞÜRTLEN MUCİZESİ
Ficción General(Eski Adı: Beşik Kertmesi) İnsanın kaderi ne zaman yazılmaya başlar? İnsanın kaderi kaç kez yazılır? İnsan kaderini değiştirebilir mi? Melek ve Yiğit'in kaderi onlar doğmadan çok önce yazılmaya başlamıştı. Bir böğürtlenin bir insana verebileceği en...