🍇25. BÖLÜM🍇

228K 9.2K 1.6K
                                    

Sellamlar. Bakın bölüm başına ne koymuşum seneler önce. :D Çok tatlılar <3<3

Bölüme geçmeden beğenip oy vermeyi unutmayın aşklar...

Bölüme geçmeden beğenip oy vermeyi unutmayın aşklar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🍇


Melek, sabahın erken saatlerinde dışarıdan gelen gürültülere uyandığında yanında Yiğit'i bulamadı. Gözlerini ovalamak istediğinde tulum engeline takılmıştı. Tulumunu açınca gözlerini ve yüzünü ovalayabilmişti. "Ne oluyor ya?" diye söylendi daha da yükselen seslere tepki olarak. Tamamen tulumdan çıkınca tüyleri ürperdi. Sabah soğuğu, bir de uykudan sonra olduğu için daha çok etkiliyordu insanı. Melek yan taraftan ceketine uzanıp aldı ve giyinerek boğazına kadar çekti. Kampa gelecekleri için herkes rahat şeyler giyinmişti. Melek de tayt ve kazak giyindiği için yatarken ekstra olarak değiştirme ihtiyacı hissetmemişti.

Sesler yükselince hareketleri serileşti. "Ayı falan mı saldırıyor? Ne bu gürültü ya?" dediğinde sesi biraz yüksek çıkmıştı ve bu ses yükselmesi boğazını acıttığında "Eyvah!" diye mırıldanmıştı Melek. "Bir bu eksikti." Boğazı tırmalanıyordu ve göğsünün orta kısmındaki yanma da aslında durumun vahametini gösteriyordu. Çadırdan çıktığında beklemediği ama görünce de şaşırmadığı bir tablo onu karşıladı. Yiğit ve Mehmet tartışıyorlardı. Yine...

Asil ve Melis Yiğit'i engellemeye çalışırken, Çisem ve Filiz de Mehmet'i tutuyordu.

Ve kıyamet koparken Melek de mışıl mışıl uyuyordu. Bu kavgaya değilse de kendisine şaşırmıştı.

"Ne oluyor yine?" diye sorduğunda kimse onu duymamış ve haliyle de cevap vermemişti. Ancak Mehmet, Melek'i görünce "Bak işte, kendisi de burada." diyerek ilgiyi Melek'in üstüne itince fark edilmişti.

Yiğit, Melek'e döndüğünde burnundan soluyordu. Melek'in kaşları çatık, ifadesi ciddiydi. "Ne oluyor?" diye sordu yeniden. Yiğit kollarını Asil ve Melis'ten kurtarıp "Yok bir şey!" dedi ve arkasını döndü. Sakinleşmeye çalışırken Mehmet "Bana vardı az önce?" diyerek sakinleşmesine engel olmuştu.

Yiğit ise "Lan kes sesini! Hâlâ konuşuyorsun!" diyerek yeniden üstüne atılınca bu kez Melek de araya girdi. "Yiğit! Ne yapıyorsun?" diye sorarken bir yandan da itiyordu.

Mehmet "Konuşurum tabi ki! Az önce sen de konuşuyordun! Şimdi Melek gelince neden susuyordun?" dediğinde Yiğit yeniden saldırmaya çalıştı. Yiğit'i engellemeye çalışırken Melek'in ayakta duracak hali bile yoktu ama yine de onunla uğraşıyordu. "Mehmet!" diye öfkeyle bağırdı. "Sen de ya sus ya da derdin neyse söyle!"

Bu şekilde sadece Yiğit'i kışkırtıyor ve bir sonuca ulaşılmasına engel oluyordu.

Mehmet "Seninle olan arkadaşlığımı bitirecekmişim! Paşamızın emri bu!" dediğinde aslında tam olarak aynı anlamı ifade etmeyen ama az çok Yiğit'in söylediği şeyleri Melek'e aktardı. Melek'in öfkeli bakışları Yiğit'e dönerken Yiğit alayla gülüyordu.

BÖĞÜRTLEN MUCİZESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin