🍇27. BÖLÜM🍇

202K 9.1K 593
                                    

Çok arayı açmadan yine buradayım. Bölüm uzunlukları değişebiliyor. Bazı bölümleri ikiye bazılarını üçe bölüyorum o yüzden böyle oluyor. Kitapta 17 bölüm var biz 13. Bölümdeyiz henüz kitaba göre ona göre ilk kitabın finalini tahmini olarak hesaplayabilirsiniz.

Beklerken diğer hikayelerime de göz atabilirsiniz. Hikayelerim ve trope'ları

Zincir Sokağı Sakinleri- Mahalle/Arkadaştan aşka

Kaptan-ı Derya- Anlaşmalı Evlilik

Ç.T adaletkoridoru.com- özgüven kazanma ve intikam

Küp Şeker- Arkadaşlık/Mahalle

Güzel Delikanlı- Erkek kılığına girme/İntikam

🍇

Sabah, Melek'in alarmı ile gözlerini aralayan ikili bir an, zaman ve mekânı algılayamamıştı. Alarm sesi yatak odasından geliyordu. Melek gözlerini araladığında kumaştan bir duvar gördü. Bu kumaştan duvar, açıkça belliydi ki bir insanın gövdesiydi.

Yiğit ise gözlerini açtığında saç gördü. Kokusu muhteşem olan yumuşacık saçlar...

Evet, saçların bir kısmı başının altında olduğundan yumuşak olduğunu biliyordu. Melek başını hafifçe kaldırdığında Yiğit de bakışlarını azıcık indirdiğinde tarihi buluşma gerçekleşti ve göz göze geldiler.

Melek ifadesini korumaya, heyecanını ve şaşkınlığını saklamaya çalışarak "Acaba biz bu hâle tam olarak ne zaman ve neden geldik? Bir fikrin var mı?" diye sordu. Oldukça sakin görünüyordu. Yiğit, Melek'in gözlerine bakmayı sürdürürken çok kısa bir an bakışları dudaklarına değdi. Dün gece aklına gelince bakışlarını tekrar gözlerine kaçırdı.

"Yok." dedi fısıltıyla. "En son ateşini düşüreceğim diye bitap düşmüştüm. Sonrasını hatırlamıyorum." diyerek peşinen acındırma yapmaya çalıştı. Olayı bir çözerse nefesini keserdi Melek!

Melek'in bu kadar çekingen ve uslu durmasının sebebi, dün geceyi kesik kesik hatırlayıp yaşadıklarının hangilerinin rüya, hangilerinin gerçek olduğunu kestirememesiydi. Şimdi 'Biz öpüştük mü?' diye nasıl sorabilirdi ki?

"Neden burada yatıyorum peki?" diye sordu. Hâlâ ikisi de uzaklaşmamış, uzaklaşmayı akıl edebilmiş değillerdi.

"Dün ılık duş aldıktan sonra yatağın biraz ıslandı." dedi Yiğit. Melek'in gözlerinin mavilerinde nefes aldığını hissediyordu sanki.

Melek "Duş mu aldım?" diye sorarken biraz paniklemişti. Duş almışsa... O zaman acaba gerçek miydi?

Yiğit "Evet, zor oldu biraz... Elbiselerini ıslatmak zorunda kaldım." dediğinde gülümsüyordu. Melek gözlerini kaçırdı. "Beraber duş almış olamayız... Değil mi?" diye sorduğunda Yiğit de gözlerini kaçırdı. "Saçmalama... Niye beraber duş alalım? Sen aldın ama uslu durmadığın için ben de ıslandım." dedi. Melek'in kaşları merakla havalandığında ise "Kaçmaya çalıştın..." diye açıkladı Yiğit. Yalan değilse de eksikti...

Melek'in hatırlamıyor olması bir lütuftu.

Melek hızla doğruldu. Kalbi öylesine hızlı çarpıyordu ki biraz daha böyle kalırlarsa dün gördüğü rüyayı gerçekleştirmemesi işten bile değildi. Elini kalbin üstüne koyduğunda fark ettiği detayla gözleri dışarı çıkacaktı neredeyse. "Ben nasıl giyindim?" diye sordu bağırarak. Çünkü galiba buraları biraz hatırlıyordu.

BÖĞÜRTLEN MUCİZESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin