🍇17. BÖLÜM🍇

178K 9.2K 356
                                    

Herkese selamlar ve Şimdiden hayırlı bayramlar. Ramazan Ayını uğurlamak biraz üzücü. Bu yıl çok şükür çok güzel geçti Ramazan benim için. Allah tuttuğumuz oruçları kabul etsin inşallah.

Güzel bir bayram geçirmek dileğiyle. Bayramda bir bölüm daha gelecek. Size bayram hediyesi olsun. Bana da yorumlarınız hediye olsun diye.

Keyifli okumalar...

🍇

Melek, okula geldiğinde direkt olarak sınıfına gitmişti. Kimseyle konuşmak, aldığı yaralar hakkında konuşmak istemiyordu. Ancak yine de birileri illaki eline, başına ya da görürlerse boynuna ne olduğunu soracaktı.

"Günaydın." diyen Filiz'in sınıfa girdiğini fark edemeyecek kadar kendinde değildi Melek. Tüm gece uyumadığı için uykusuz, tüm gece hissettiği kadar da huzursuzdu.

"Günaydın." dedi gülümseyerek. Sargılı olan elini masanın altında tutuyordu.

"Ödevi yaptın mı?" diye sorduğunda gözleri kısıldı. Ödev mi?

Melek korkarak "Ödev mi vardı?" diye sorduğunda Filiz "Yas sürecinin evrelerini araştırıp buna örnek bir hikâye yazacaktık ya" dediğinde Melek alnını masaya vurup "Tamamen aklımdan çıkmış." deyince Filiz güldü. "Tahmin ettim. O yüzden senin için de bir tane hazırladım." diyerek şeffaf dosyadaki ödevlerden birini Melek'e verdi.

Melek, önce şaşkınlıkla "Ne? Nasıl tahmin ettin?" diye sordu. Sonra cevap beklemeden "Çok teşekkürler Filiz!" dedi. Sesi oldukça minnettar çıkıyordu.

Filiz "Aslında aklıma iki hikâye geldi. Hangisini yazacağıma karar veremeyince ikisini de yazdım. Sonra dedim kesin biriniz ödevinizi yapmazsınız ben de ona veririm. Öyle tahmin ettim yoksa müneccim değilim." deyince Melek kollarını Filiz'e dolayıp çenesini omzuna yasladı.

Kararlı bir şekilde "Son güne bırakmayacağım bundan sonra!" dedi kendi kendine elindeki ödeve bakıp mırıldanarak. Evinde Yiğit gibi biri varken her an her şey olabilirdi çünkü!

Sonra da Filiz'e dönüp "Çıkışta sana bir şeyler ısmarlamak istiyorum. Hayır deme seçeneğin yok." dediğinde Filiz gülerek onayladı. Mehmet geldiğinde Melek Mehmet'i de davet etti. Çünkü o da örnek bir öğrenci olarak ödevini yapmış, hatta dün akşam Melek'e hatırlatma mesajı atmıştı ama Melek o sıralar kriz geçirdiği için elbette bu mesajı görmemişti. Ayrıca okula gelmediği zamanlar için de notlarını paylaşmıştı, henüz onun için de teşekkür edememişti.

Hoca derse geldiğinde ilk işi ödevleri toplatmak oldu. Melek Filiz'in verdiği ödeve adını soyadını ve numarasını yazarken Filiz'in kaşları çatıldı. "Senin de mi soyadın Karasu?" diye sorunca Melek gözlerini yumup başıyla onayladı.

"Sanki farklıydı senin soyadın ya?" dediğinde Melek "Karasu işte." dedi.

"Yiğit'le akrabalığınız mı var?" diye sordu bu kez. Melek "Sayılır." dedi. "Uzaktan..."

Filiz oldukça şaşırmıştı ama anlam veremediği bir şeyler de vardı. Melek'in soyadının böyle olmadığını anımsıyordu mesela. Ya da Melek neden ilk başta uzaktan akrabamız dememişti? Ancak Yiğit meselesi yüzünden bir kez hata yaptığı için bu defa sorgulamadı.

🍇

"Ablamla gelmiştik geçen gün buraya. Bayıldım. Gökyüzü Kafe. Konsept tamamen insanı gökyüzünde hissettiriyor." Dedi Filiz kafeden girerken. Gerçekten öyleydi. Duvarlar gökyüzü mavisi, sandalyeler bulutlar gibi pofuduk, masalar ise güneş gibi sarıydı. Duvarlarda pamukla kaplanmış avizeler gerçek bulut gibi duruyor, kurdelelerle gökkuşağı dekoru köşede, kafeye renk katıyordu. Tavanda ise asma tavanla gökyüzü yansıtılıyordu.

BÖĞÜRTLEN MUCİZESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin