🍇30. BÖLÜM🍇

200K 8.4K 1.3K
                                    


🍇

Sabaha kadar ara ara giren sancılar yüzünden tüm geceyi birlikte geçiren Yiğit ve Melek, birbirine sokularak uyumuşlardı. Akrep ve yelkovan aynı anda 12'nin üzerinde durduğunda çalan zil, alarma değil kapıya aitti. Gözlerini yorgun bir şekilde aralayan ikili bir süre içinde bulundukları vaziyeti algılayamadı. Çünkü Yiğit'in kolunun neden Melek'in ensesinden dolanıp belini sardığını ya da Melek'in kafasının, Yiğit'in göğsünde ne işi olduğunu açıklamak zordu. Açıklanması zor bir şeyin algılanmasının da zor olması beklenilir bir şeydi.

Tekrar zil sesini duyduklarında ateşe değmiş gibi birbirlerinden uzaklaştılar.

"Allah Allah? Bu saatte kim geldi ki?" diye söylendi Yiğit. Melek duvardaki saate baktı. "Öğlen olmuş, bu saatte herkes olabilir Yiğit. Niye bu kadar uyuduk ki biz?" diye sordu panikle.

Tekrar zil çaldı.

"Sabaha kadar ağrın vardı. Normal." dedi Yiğit yataktan kalkarken. "Ben gidip alacaklımız kimse borcunu vereyim. Zil takılı kalacak yoksa." diyerek söylenmeyi de ihmal etmedi tabi. Melek de onun ardından yataktan kalkarken gülüyordu.

Son zamanlarda Yiğit'ten kaçmasa belki daha eğlenceli olabilirdi ama sırf yemek yerlerken ya da arkadaşlarıylayken bile yüzünü güldürmüştü. Artık kaçmasa da olurdu sanki...

"Kimmiş?" diye sordu Yiğit'in yanına gelince. Yiğit "Bilmiyorum." dedi asansörü göstererek. "Göreceğiz birazdan."

Asansörün kapısı aralandığında Melek de Yiğit de şaşkınlıkla donup kaldılar. Asansörden ilk çıkan kişi "Hello! Biz geldik!" diyen Yeliz olmuştu. "Hoş geldik değil mi?" diye sormayı da ihmal etmedi tabi.

Melek'in yüzündeki şaşkınlık mutlu bir gülümsemeye dönüşürken Yiğit de tebessüm etmişti.

Yavuz, kardeşini "Yeliz bağırma! Evinin bahçesi değil burası!" diyerek uyardı. Yiğit ve Melek'e henüz tam olarak bakamamıştı.

"Siz nereden çıktınız?" diyen Melek çoktan Yeliz'e sarılmıştı bile. Gazel "Yumurtadan." diye cevap verdiğinde Bulut, kafasına tepeden bastırıp sallarken "Ah o yumurta yere düşüp de kırılsaydı keşke Gazel!" diye söylendi. Gazel de "Aa deliye bak! Senin yumurtan düşüp kırılsaymış keşke be!" diye karşılık verdi.

Gül gibi kızdı. Niye yumurtası kırılıyormuş?

Melek tek tek herkese sarılırken Zümrüt'ün herkesin arkasında sessizce beklediğini gördü. Üstündeki çekingenlik biraz karakteri biraz da başka şeylerin eseriydi. Henüz bir şey öğrenememişlerdi ama artık hepsi Yavuz ve ona özellikle dikkat ettikleri için eminlerdi. Yavuz biliyordu. Zümrüt de Yavuz'un bildiğini biliyordu.

Melek "İnanamıyorum Zümi de gelmiş!" dedi kollarını açarak. Zümrüt gülümseyip Melek'e sarılırken Gazel "Sorma Amcamla babam, eniştemden zar zor izin aldılar." dedi.

"Ama nereden çıktı şimdi bu? Hiç söylemediniz?" diyen Melek, Zümrüt'ten ayrılıp Bulut'a sarılıyordu.

Yasemin "Valla biz de anlamadık. dün gece karar verdiler. Yiğit acilen Böğürtlen Reçeli istemiş. Siz götürün, kargoda bir hafta sürünmesin dediler." diye cevapladı.

Melek, Yiğit'e baktı. Artık nasıl istemişse törenle göndermişlerdi. Yiğit, Melek'e göz kırptı. İşte bu tam on ikiden bir vuruştu.

Melek, tokalaşmak için Yavuz'a yöneldiğinde Yiğit bir anda araya girip Yavuz'a sarıldı. "Kuzen! Sen de hoş geldin. Hiç sesin çıkmıyor."

Yiğit'in bunu neden yaptığını Melek hariç herkes anladı. Ancak Melek şaşkın bir şekilde geriye çekilirken Yiğit'in bu coşkusuna anlam veremedi.

BÖĞÜRTLEN MUCİZESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin