Herkese selamlar. Yine biz geldik. Karakterlerim de size kavuşacağı gün için adeta gün sayıyor ama maalesef henüz net bir tarih yok. Yakın zamanda olmasını umuyorum. Şimdilik size minik bir bölümle geldim. (Kitapta bölüm sayısı az ama bölümler çok uzun. Bölerek atıyorum.)
İyi okumalar.
🍇🍇🍇🍇🍇🍇🍇
7. Bölüm
Melek, hayatı boyunca en son ne zaman giyindiğini bile hatırlamayacağı bir yaşta giyindiği şortu ve crop bluzuyla bahçenin ortasına dikilirken ortama adeta sessizlik bombası atılmıştı. Hiç kimse ağzını açıp tek kelime edecek kuvveti dilinde bulamadı.
Dün giydiği gecelikle aynı hizada biten dar siyah kot bir şort ve mavi bir askılı crop giymiş üstüne de içi yine de rahat etmediği için beyaz bir gömlek geçirmişti. Şu an kendini aşırı rahatsız ve başkası gibi hissediyordu ki yol boyunca belki de defalarca vazgeçip tekrar kendini gaza getirerek bitirmişti bu yolu.
Babası "Melek?" Dedi anlamaya çalışarak. Bir yerde bir anlam kayması vardı o an herkes için.
Melek de utanmamaya çalışarak "Efendim baba?" dedi gayet özgüvenli bir şekilde. Hiç de fena gitmiyordu doğrusu.
"N'oluyor kızım?" diye sordu hala gülümsemeye devam ederken.
"Ne oluyor baba?" diye sordu Melek de anlamazlığa vurarak. O sırada Yiğit'in yanındaki sandalyeyi çekmiş yanına oturmuştu bile. Yiğit kafasını kaldırıp bakma gafletine düşmedi ikinci kez. İlgisini kahvaltı sofrasının üstünde tutmaya çalıştı.
Berivan Hanım baktı ki ortam gerilmek üzere hemen araya girdi ve konuyu bambaşka bir girdaba sürükledi.
"Neredeydin kızım?" Gürkan Bey sabır çekerken Necmi ve Hamit dedeler şoktan dillerini yutmuşlardı bile. O yüzden ağızlarını bile açmadılar.
"Merkeze kadar gittim." Dedi Melek çatalına bir dilim kaşar peyniri alarak.
Herkesin kaşları havalandı. Kuzenleri ve arkadaşları da şoktaydı. Melek'e bir şeyler olmuştu. Ya uzaylılar tarafından kaçırılmış ve yerine kopyası bırakılmıştı ya da Melek'in ruhuna başka biri girmişti. Her şey mümkündü ama Melek'in bu şekilde karakterini değiştirmesi mümkün değildi.
"Ne yaptın?" diye soran babasına çevirdi bakışlarını. Sadece gözleriyle hareket ediyordu, başka hiçbir yeri milim kımıldamamıştı.
"Merkez'e gittim." Dedi Melek de tekrarlayarak.
"Neden?" diye sordu annesi panikle. Melek omuz silkti. "İşim vardı."
Babası elini masaya vurup "Melek!" diye bağırınca Melek hariç herkes yerinden sıçramıştı ama Melek babasını çok iyi tanıyan biriydi ve bunu yapacağını zaten biliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BÖĞÜRTLEN MUCİZESİ
General Fiction(Eski Adı: Beşik Kertmesi) İnsanın kaderi ne zaman yazılmaya başlar? İnsanın kaderi kaç kez yazılır? İnsan kaderini değiştirebilir mi? Melek ve Yiğit'in kaderi onlar doğmadan çok önce yazılmaya başlamıştı. Bir böğürtlenin bir insana verebileceği en...