33/Hep Yanındayım

86.6K 3.1K 729
                                    

Başta söylemem gereken bir şey var...
Yoğunluk itibari ile Nişan işini buradan öğrenen yakın Arkadaşlarım oldu. Başta Zahide olmak üzere hepsinden özür diliyorum. Zahiren ilk görev yerin hayırlı olsun. Okuduğunu biliyorum el salla :) seviliyorsun ....:)

İkinci  haber olarak Wattpad Türkiye Elçiliği tarafından hikayenin türü Romantikten Genelkurguya alınmıştır ve şu an üçüncü sıradayız... Destek olan herkese teşekkür ediyorumm.

Üçüncü haber ise;

Röportaj işine ilk başlayan bir arkadaşımız var merak edenler okuma listemden bakabilir.onunla da keyifli bir sohbet yaptık. :) bakalım diz ne düşüneceksiniz

İyi okumalar diliyorum...

Ülkü , Devrim'in ağzından çıkan dörtlükle mest olmuştu. Bu adam  üçtür bunu yapıyordu. En son yaptığında "gitme " demiş onu kararsız bırakmıştı ama hem Devrim'e olan kırgınlığı hem de Nevroz'a verdiği söz neticesinde gitmişti. İyi ki de gitmişti. Son zamanlarda gülmediği kadar güldürmüş, kendini dünya üzerinde tek kadın oymuş gibi özel hissettirmişti .. Bir yandan ona bunları hissettiren Nevroz, diğer yandan kırıp , döktükten sonra gözleri ve şiirleri ile yüreğine dokunan Devrim...

Ülkü bir kere Aşk Darbesini yemişti. Bu yüzden adımlarını sağlam atmak istiyordu fakat kalbi yaşadığı Devrimler ile sağını solunu unutturuyordu...

Devrim karşısında allak bullak olan kıza kırgın ama hayranlıkla bakıp arkasını döndü. Tıpkı o gün Ülkü'nün gittiği gibi gitmiş onu bir başına bırakmıştı.Bu duyguyu yaşama sırası şimdi Ülküdeydi...

Ülkü bu durum karşısında boğazındaki yanma ile yutkunup gözlerini kapadı. Devrim'in  galeyana gelmiş gibi kıyıya çarpan mavi dalgalarını düşündü.
Sezen'in de dediği gibi "Kurşun gibi izler, son bakıştaki o gözler kalmıştı aklımızda..."
Ülkü'nün de aklına kazınmış kalmıştı o son bakış.O son iz...

Miray hazırlanan masaya bakıp ailesinin yanına gitti. Görüşmeyeli asırlar olmuş gibi hepsine tek tek bakıyordu. Gördüğü ortamın olacağını elbet bir gün  biliyordu ama bu kadar çabuk meydana geleceğini düşünmüyordu. Gerçi kocası işin içindeyse istatistikler  cehennemin dibini boyluyordu.
Bedirhan da karısını izledi.Sevinç ile aydınlanan gülen yüzüne bakıp arkasına yaslandı. Bu Gülümse için elini düşmanına uzatmıştı ve şu an ki tablodan oldukça memnun kalmıştı. Hem böylelikle kardeşi de rahat nefes alabilecekti. Çünkü kardeşinin vicdan sızısı ile yandığının pek ala farkındaydı.
Servan Ağa ise bir kızına bir oğluna bakıp gülüyordu. Bedirhan ile bir kez daha gururlanmıştı. Rahmetli Berzan'ın merhameti vardı oğlunda. Ne kadar katı gözükse de Bedirhan Mihrişah merhametli bir adamdı vesselam.

Yade Rahşan gelinin onaylı bakışları üzerine baston yardımı ile ayağa kalktı.

"Yemek hazırdır ağalar. Buyurun hayde. "

Yemek için ayaklanan cemaat teker teker masaya ilerledi.Bir bakıma barış yemeği olduğundan uzunca bir sofra hazırlanmıştı.Kuş sütünün eksik olduğu yemekte yade Rahşan ve gelini tüm hünerlerini ve tecrübelerini konuşturmuştu.

Miraç kız kardeşine bakıp gülümsedi.Lerzan  isminin de hanım ağalığında hakkını vermişti.Kız kardeşi elini her işe yakıştırıyordu.İşte bu yüzden ona böyle bir evliliği reva görmemişti.

"Yenge sen geldin geleli bu masa coşuyor." Diye şakıyan Devran, Miray ve erkekleri güldürürken Sultan Hanım'ı kudurtmuştu.Kendi kendine homurdanıp istemeye istemeye masaya göz gezdirmişti.Dediklerinin hakkı vardı lakin bunu dillendirecek değildi.Masaya yaklaşan Ülkü ile Devrim'e bakan Bedirhan kardeşinde oluşan huzursuzluğu fark etmişti.Devrim Mihrişah şuan aşiretin sempatik ,serseri delikanlısı değil,kırılmış ve sinirli bir çocuktu.Erkeklerin yukarı taraflara gençlerin ve kadınlarında daha aşağıda masaya geçmesi ile yemeğe başlanmıştı.Kısa sohbet ve hasret dolu bakışlar altında yenilen yemekte Bedirhan karısına kaçamak bakışlar atarken ,Mirzan herkesin ortasında Rengin'in elini tutuyor aşkını göstermekten ne çekiniyor ne de korkuyordu.Mirzan Yılmaz ilk defa sevmiş ve sonuna kadar gitmişti.Ülkü gözlerini Devrim'in üzerinde gezdirirken onun gönlünü almak için planlar yapıyordu.Tamam gitme demiş ve sonucunda kırılmıştı ama dibine kadar haksız olan yine kendisiydi.Ona nasıl "ikinci, kulanılmış" diyebilmişti ki? Ülkü hala bunun bedelini ödetmemişken kalbinin sıkışmasına bir neden bulamıyordu.

TÖREymiş...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin