Hem ne demişler: Benim sadık yarim LC WAIKIKI'dir...
***
Çarşıda indiğimizde planladığımız gibi ayaklarım beni direk Burger King'e götürdü. Her zaman yediğim Steakhouse menüsünü büyütüp tüm soslardan almıştım. Aramızda kalsın ama bazen barbekü sosunu çoğu insandan daha çok sevdiğimi düşünüyorum...
Gizem ve Sümeyye'de normal büyüklükte bir menü ile bana eşlik ediyordu fakat o kadar rahattım ki sanırsın az önce aşağılanan hatta gün içerisinde bu duruma iki kez düşürülen ben değilmişim gibi.
"Of. Şiştim."
"E normaldir."
"Gizem neden buraya geldik kuzum?"
"Seni silkeleyeceğiz."
"Ne yapacağız beni?"
"Seni değiştireceğiz. Ya bir kendine bak bir bak!"
"Ne varmış halimde ya of birde sen başlama ben böyle mutluyum."
"Hayır efendim! Kendine de bize de yalan söylüyorsun. Farkında mısın yakında hamile reyonundan kıyafet alacaksın? İstediğin hiç bir markayı giyemiyorsun! Kızların üzerinde farklı kıyafetler gördüğünde nasıl kıskandığını göremiyor muyuz biz?"
"Bak filmlerdeki gibi kilo verip onun karşısına çıkacağımı falan düşünüyorsanız gerçekten yanılıyorsunuz be kızlar."
"Ya onun için yap demiyoruz güzelliğim."
"Ne diyorsunuz?"
"Kendin için kendin!"
"Off hadi kalkın bir falcıya falan gidelim."
Sümeyye yüzüme bakıp tövbelerin efendisi kılığına büründü ve Gizem'de yüzünü asıp tüm günümü mahvetmeye çalışanlardan oldu. Durup bir düşündüm. Günüm daha ne kadar mahvedilebilirdi ki? Her zaman yanımda olan adam. Her şekilde beni seveceğine dair yemin eden adam sırf kilo aldım diye gidiyor. Öyle mi Selim Bey? Hadi bakalım bende Zeynep değilsem. Annenden özür dilerim ama tam bir orospu çocuğusun. İçimden Hakan Altun'un 'Hani bekleyecektiin bir ömür boyuu' şarkısını mırıldanarak Gizem'in yüzüne bakmaya başladım.
"Tamam ama anlaşalım bak diyet yapmam ben. Spor sadece."
"Söz, söz sadece spor hem kendini daha zinde hissedeceksin."
Sümeyye ile birbirlerine çakarak beni oturduğum yerden zorla kaldırdılar. Kafamı önüme eğip ikisini kuklaları gibi takip ettim. Spor salonuna gelmeden önce bir kafeye girdik. Etrafıma afal afal bakarken karşımda gördüğüm adama bakakaldım. Vay vay vay diye içimden naralar atarken gözlerimden kalpler çıkarmış üzerine ağzımın sularını akıtmıştım. Sakin ol şampiyon diyerek onun bizim masamıza yönlendiğini fark ettim.
"Merhaba."
Gizem çocukla el sıkışmakla kalmamış resmen boynuna atlamıştı. Sümeyye uzaktan bir merhaba deyip çocuğa resmen elini uzatmamıştı . Ay bu yürüyen libido kim diye içim içimi şimdiden yiyordu. Allah'ım bu erkekleri hangi analar doğuruyor gerçekten soruyorum sizlere. Yani bilen varsa gidip elini ayağını öpeceğim. Hiç durma ablam sürekli üretime devam et ekonomiye can ver diyeceğim.
"Dediğim arkadaşım Zeynep."
Ha? Gizem bu çocuğa beni anlatırken utanmadın mı kızım sen? Kafamı onların arasında döndürürken bir şaşkınlığın içerisinden buldum kendimi.
"Arkadaşım Çınar."
Çınar mı? İsminin hakkını veriyor koca Çınar seni. Kafamı seni seni dermiş gibi sallarken çocuğa otuz iki diş sırıtıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şiş-MAN (TAMAMLANDI)
Aktuelle LiteraturEkmek de anne şefkati, kebap da babamın sıcaklığını... Künefe benim bebeğim. Bir de kaymağı varsa üzerinde durun ben bir dua ritüeli yapıp geleyim. Mutluluk zor değil. En yakın restorana gideyim. Bir buçuk İskender üzerine de kaymaklı bir künefe yer...