Bölüm 26

4.8K 336 60
                                    



Oyalama beni veda et artık. Baştan çıkarma veda et artık. İstersen hakimi ol tatmadığım duyguların. Dokunma artık bana. Ay dokunma dediysek dokunma be! Benim başka dokunanım var...

Fakülteye el ele girmiştik. Güneş gözlüklerini çıkarırken yanımdaki adamın çekiciliğine bakmadan edemedim. Acaba kime ne iyilik yapmıştım da bu adam şu anda benim elimi tutuyordu?

"Hadi hemen çalışmaya başla güzelim olur mu?"

"Annem gibi konuşma ya Çınar."

"Sevgilin gibi konuşuyorum. Okul çabuk bitsin ki benim olabilesin."

"Ne yani okumuyor olsaydım yarın nikah mı kıyacaktın bana?"

"Düşünmedim değil. Hatta biraz daha gitmezsen sınıfına cami imamını alıp geliyorum."

"Ya Çınaar.."

Onu orada bırakıp ders çalışabileceğim sessiz sakin bir sınıfa geçtim. Defterimde işaretlediğim sorulara bakmam çok bir zamanımı almamıştı. Lan bugün günlerden Sümeyye! Telefonumu elime alıp hemen numarasını tuşladım.

"Canım günaydın. Anca ayılabildim."

YALAAAN!!! Dün gece Çınar'ın nefesi boynundayken altında kıvranan da babandı değil mi?

"Önemli değil bebeğim. Yapılacak bir şey yok zaten. Bende oturuyorum."

"Sınavım var saat üç gibi benim biliyorsun. Hani senin geçtiğin benim kaldığım."

"Güzelce çalış sende ver o lanet dersi artık."

"Bakacağız. Sen nasılsın? Heyecan var mı?"

"Çok yok. Sinan daha heyecanlı."

"Sahi siz ne ara bu kadar birbirinize alıştınız?"

"Nikahta keramet var lafına yeni bir boyut atlattık tatlım. Sözde bir keramet var diyoruz."

Kahkaha atarak kapıda duran gözlerin esiri oldum bir anda. Barış kapıdan bana doğru dikkatlice bakıyordu. Telefonla konuşmama devam ettim. Umursamadım. Yağsızlarına baksın o!

"Ben sınavdan çıkınca önce eve gideceğim. ÇINAR'ın kıyafetlerini ütülemedim. Zaten erken olur saat gelirsekte."

Bilerek Çınar adını vurgu yapmıştım. Lan ben zaten hiç onun kıyafetlerini ütülemedim ki! Sadece Barış duysun diye yapmıştım. Benim mutlu olduğumu görsün istiyordum.

"Peki bebeğim. İhtiyacın olursa çekinmeden ara ama olur mu? Aa günaydın Barış!"

Görmezden de gelecek kadar kalbim kurumamıştı canım! Bana doğru yavaş adımlarla yaklaştı. Elindeki defterleri önüme atmıştı.

"Çalıştır beni."

Öküz! Yemin ediyorum hayatımda gördüğüm en büyük öküz bu adam.

"Çalışmadım daha."

"Sevgilin sabahladığını söyledi."

Atar mı yapıyor bu bana? Aa delinin zoruna baksanıza siz. Ben ona her şeyi çalıştırmak zorunda mıyım?

"Başka dersti o buna daha yeni bakıyorum."

"Beraber bakalım."

"Ezber dersi bu Barış. Ezberlemeden yapamazsın. Kaç kere anlatırsam anlatayım kafana girmez."

"Ezberlet o zaman!"

"Lan bilgisayar programı mıyım ben?"

"Bir şekilde anlamamı sağlıyorsun."

Şiş-MAN (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin