Kızlar dün bölümü tamamen yazdığım halde yarım eklenmiş. Öncelikle bunun için kusura bakmayın. Sabah gelen bir yorumla fark ettim. Şimdi o cümleden devam ediyorum izninizle :)
Keyifli okumalar...
***
ŞİMDİLİK ARAFTAYIM... BİRAZDA DENGESİZİM İSTERSENİZ UZAK DURUN...
Halamın iki çocuğu vardı. Birisi kız on yedi yaşında tam deli zamanları. Geçenlerde halam arayıp 'Kız bu okumayacakmış bu ders çalışmaktan çok sıkılmış.' diye delirmişti resmen! E kızcağız bence haklı. Bende vize haftalarında evlenmeyi düşünüyorum. Çünkü neden düşünmeyeyim? Ayy kızlar ben bu Çınar'a bassam nikahı bir rahatlasam mı acaba? Ne dersiniz?
Annemin seslenmesiyle kafamı ona doğru döndürdüm.
"Ne dedin anne duymadım?"
"O telefona gülümsediğin kadar keşke bana gülümsesen. Kim kız o çocuk?"
"Hangi o çocuk?"
"Mucize dediğin hani."
"Ha adı Çınar."
"Ne iş yapar necidir bu çocuk?"
"Anne sen takılmazdın genelde bunlara neden sorguluyorsun şimdi?"
Halam elinde kahvelerle odaya girdiğinde bir anda konuyu değiştirme gereksinimi duydum. Tamam halam benim canım ciğerim parçam ama dünyanın en dedikoducu insanı. Bilin bakalım ben kime çekmişim!
"Haftaya sınavlarım var. Bir kaç gün kalıp gideceğim."
"Olsun değişiklik oldu sana da bize de. Hadi kalkalım baban gelir birazdan."
"Ne yemek yapacaksın?"
"Öyle kızartma, makarna falan."
"Anne diyetteyim ben başka bir şeyler yapsan olmaz mı?"
"Ay dur kız ben şimdi söndürdüm altını sana ıspanak koyayım bir kaba bekle."
Halan mutfağa doğru yeltendiğinde gülümseyerek ona baktım. Elime tutuşturduğu kaptan gelen güzel koku bile beni mest etmişti. Akşam ki menüm hazırdı. Gerçi şimdiye yemem lazımdı saatimi kaçırmıştım ama olsundu ilk günün zararı olmazdı.
***
Evin bulunduğu sokağa girdiğimizde babam arabayı her zaman park ettiği yere değilde başka yere park etmişti. Bunun anlamış 'Ben akşam arkadaşlarla rakı balık yapacağım hatun!' demekti. Annem baktığım yeri gördüğünde 'Bok çıkarsın.' demişti ama olsundu babam her şekilde işini hallederdi...
Eve girdiğimde babam tabii ki tekli koltuğa yan şekilde oturmuş bacaklarını kenardan sarkıtmış televizyon izliyordu.
"Yok artık. Zeynep!"
"Naber bıyık bey?"
"Bu ne hal sen ne yaptın? Bence bunun sırrını hemen annenle paylaşmalısın çünkü yarım dünya oldu."
"Nefes al babacım. Hoşbuldum. Annem gayet fit sen şu göbeğine bak."
"Bira göbeği o kızım kilo olsa veririm ben biliyorsun."
Gerçekten verirdi. Babam elli yaşına oranlaçok fitti. Biraz kilo aldığını fark etsin hemen sporunu yapar yemeğini keserdi. Beni gaza getirmek içinde defalarca bunu yaptı ama ben kim gaza gelmek kim daha çok onun yemediklerini kendi önüme alıp yemiştim.
"Öyle bir esti zayıflayayım dedim olmamış mı?"
"Olmuş hemde mükemmel olmuş. Yarın git kendine yeni kıyafetler al bunlar kötü duruyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şiş-MAN (TAMAMLANDI)
Ficção GeralEkmek de anne şefkati, kebap da babamın sıcaklığını... Künefe benim bebeğim. Bir de kaymağı varsa üzerinde durun ben bir dua ritüeli yapıp geleyim. Mutluluk zor değil. En yakın restorana gideyim. Bir buçuk İskender üzerine de kaymaklı bir künefe yer...