Bu sefer bölüm erken geldi :) Tepkilere çok cevap veremedim ama durun hemen celallenmeyin derim ben size belki Zeynep suçsuzdur bu sefer? :)
Arabaya bindiğimde ellerim titriyordu. Titremesinin sebebi Barış'ı terslemem değildi. Bana bu yaptığı şeydi. Beni düşürdüğü duruma bakar mısınız? Onun keyfine kalmadı bazı şeyler. İlk günden beri yanımda olan Çınar'ı seçmem benim yararıma olacaktı. Ben Barış yüzünden günlerce ağladım, günlerce. Hayatımı değiştirdim. Hiç tanımadığım bir adama güvendim. Hiç tanımadığım adam bana hayatı öğretti, mutlu etti. Her zorlukta ilk koşan o oldu. O beni bu kadar önemserken şimdi ben kimim ki hemen kuyruk sallayan Barış'a gideceğim?
Çok bekler o çok...
Telefonum titrediğinde elimi uzattım Çınar arıyordu. Arabasını göremedi beni göremedi paniklemişti tahminen.
"Efendim canım?"
"Neredesin?"
"Çarşıya indim markete geliyorum."
"Arabayı göremeyince meraklandım."
"Araba mı ben mi Çınar?"
"Bir düşüneyim?"
"Ya kapat hadi araba kullanıyorum dikkatimi dağıtma."
"Dikkatli ol ha birde simitte alsana ben hazırlıyorum kahvaltıyı."
"Tamam hayatım görüşürüz."
Eve çıkarken bir markete uğradım eksikleri aldım eh birde bugün aparta dönecektim orası içinde alışveriş yaptım. Simitleride aldıktan sonra iyiydim. Hala ayakta durabiliyordum. Çınar'a çok yansıtmamam lazımdı. Adama söylersem belki rahatlamış olurdum ama onunda canını sıkmaya gerek yoktu.
Evin kapısına anahtarlarımı soktuğumda kilidi çevirmeme izin vermeden kapı açılmıştı. Büyük bir açlıkla içeri çekilip duvara yapıştırılmıştım. Çınar deli gibi beni öpüyor ve bundan büyük bir haz alıyordu. Gel de şimdi bu adamı bırak!
"Çınar dur, dur."
"Sabah bırakıp gittin sandım. Çok korktum."
"Neden bırakayım Çınar sakin ol."
"Bilmiyorum bir an öyle hissettim. Sensiz uyanmak istemiyorum ben."
"Çınar zorlanacağız ikimizde ama benim zayıflamam lazım hayatımı düzene sokmam lazım."
"Haklısın, çok haklısın. Çayları koydum hadi gel."
Kapının girişinden sarmaş dolaş içeriye geçtik. Masayı hazırlamıştı ve yeşil çay demlemişti. Ya sen nasıl bir adamsın. Nasıl güzel bir adamsın!
"Teşekkür ederim ve özür dilerim."
"Neden özür diliyorsun?"
"Çınar ben bir bok yedim."
"Ne yaptın?"
Söylemezsem çatlarım hem söylemezsem sadakatsizlik yapmış olurdum bu yüzden az önceki kararımı değiştirdim ve yerine hemen farklı bir karar aldım. Söyleyecektim.
"Çınar ben Barış'ın yanından geliyorum."
Gözlerini kapattı. Elinde tuttuğu çatalı sıktığını görebiliyordum ve aldığı derin nefesle kendini sakinleştirmeye çalıştığını da.
"Benim yatağımdan kalkıp onun yanına gitmen ne demek lan!"
İlk defa böyle bir ses tonu duyuyordum. Gerçekten istediğinde çok korkutucu olabiliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şiş-MAN (TAMAMLANDI)
Fiction généraleEkmek de anne şefkati, kebap da babamın sıcaklığını... Künefe benim bebeğim. Bir de kaymağı varsa üzerinde durun ben bir dua ritüeli yapıp geleyim. Mutluluk zor değil. En yakın restorana gideyim. Bir buçuk İskender üzerine de kaymaklı bir künefe yer...