Ben geldim!
Çınar'ı sahiplenişinize kurban olurum sizin tamam mı :)
Hadi keyifli okumalar...
***
20 Gün Sonra
Kulağımda çalan şarkıya eşlik ederek odama doğru ilerledim. Neden bu şarkılar bir anda anlamlanıyordu? Tam yirmi gün oldu. Çınar'ın sesini duymayalı. Ha bazen çarşıya spora indiğimde görüyorum. Hayır sakın yanlış anlamayın dükkanın önünden falan geçmiyorum. Özellikle içeriye de bakmıyorum ama görüyorum işte. Tamam, tamam size yalan atmayacağım spora gitmediğimde bile dükkanın önünden geçiyorum. Özlüyorum çok. Ne yaparsa yapsın onu özlüyorum işte.
Telefonum çalmaya başladığında müziğin verdiği hüzünü sesimden attın. Toparlan kızım Zeynep demekten başka bir şey kalmamıştı dilimde.
"Efendim Barış?"
"Nasılsın canımın içi?"
Tamam dövmeyin. Canının içi oldum yirmi küsur kilo verince. Canının tam içi oldum. Demek ki neymiş kilo her şeymiş!
"İyiyim spora ineceğim şimdi hazırlanıyordum."
"Bende iyiyim. Çarşıdayım bir yerlerde oturalım mı?"
"Olur gelince ararım."
Sevgili değiliz, arkadaş değiliz öyle arada bir şeyiz Barış ile. Bana yakın mı yakın evet. Bazen bende ona yakın oluyorum. Çünkü düşünsenize bayıldığınız adam size geliyor ve siz gururunuza yediremeyip onun elini tutamıyorsunuz. O kadar kötü durumdasınız.
Spor çantamı elime alıp çarşıya doğru yol aldım. İnanılmaz huzursuzum. Ha dışarıdan görseydiniz müthiş mutlu duruyorum. Aylardır beklediğim adamla görüşmeye gidiyorum hemde onun isteği ile. Ama içimde biriken Çınar yokluğu var iken bu beni mutlu etmiyor...
İndiğimde sağ kolunu boynuma dolayıp içine çeken bir adamla karşılaştım. Sıkıca sarılmıştı.
"Hayırdır ölecek misin?"
"Tövbe de daha çocuk yapacağım senden."
Gelen geçende benden çocuk yapmaya çalışıyor. Hayır yaparım yapmasına da yeni kilo verdim geri alamam!
"Git sen başkasından yap çocuğu ben yeni kilo verdim."
"Gel buraya şapşal."
Barış çok şen şakrak biri oldu şu son sıralar. Sürekli gülüyor eğleniyor. Asla laf soktuğunu görmedim birilerine mesela eskiden bana bile laf söylerdi. Hiç bir şeyden memnun olmazdı. Ama şimdi böyle değil. Adam değişti.
Cafe'ye geçip oturduk gülerek. Elimi tutmuyordu! Ne sıfatla canım! Ama Çınar tutmuştu. Sanki ayrım yapıyormuşum gibi geliyordu şuanda bana. Aman neyse ne be Barış yanımda biraz mutluluk benimde hakkım!
"Annemde seni özledi bir ara bize gidelim de artık gelinin diyeyim anneme."
Beynimden vuruldum. Sıfır mutluluk! Sanki her şeyin ilkini Çınar'la yaşamışım gibi sadece Sümbül teyzenin bana gelinim demesini istiyordum!
"Ne gelini ya? Barış! Bak ben anlayamıyorum şu yirmi gündür olanları. Sen karşıma kızın elini tutarak çıktın benim. Ben senin için ölüp biterken sen bana hakaretler ettin görmezden geldin şimdi yirmi kilo verdim diye annenin gelini senin eşin mi oluyorum? Bu ne saçmalık sen kendine gelsene bir!"
"Zeynep sakin ol."
"Sakinim zaten! Yaptığına kafam basmıyor anlıyor musun? Ya gecelerce ağladım ben senin için! Sırf dikkatini çekeyim diye şekilden şekile girdim. Dikkatini çekemedim aksine beni aşağıladın tersledin!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şiş-MAN (TAMAMLANDI)
Художественная прозаEkmek de anne şefkati, kebap da babamın sıcaklığını... Künefe benim bebeğim. Bir de kaymağı varsa üzerinde durun ben bir dua ritüeli yapıp geleyim. Mutluluk zor değil. En yakın restorana gideyim. Bir buçuk İskender üzerine de kaymaklı bir künefe yer...