İnşallah beğenirsiniz :) Keyifli okumalar...
Tuvalet sorunsalı...
Vizelerim başlamıştı. Çınar'a olan kızgınlığım ve kırgınlığım alt seviyelere inmişti çünkü gerçekten suçlu gibi durmuyordu. Hala üzerime titriyor ve beni sevdiğini her hareketinde görebiliyordum. Zaten kadının fıtratında var bazı şeylere göz yummak. Sizde bana kızmayın ama bu böyle...
***
Sabah inanılmaz bir karın ağrısıyla uyandım. Resmen bağırsaklarım parçalanıyor gibiydi. Sakin ol Zeynep birazdan tuvalete gidince geçer. Yavaşça yataktan kalktım Çınar hala uyuyordu. Güzel yüzüne bakıp iç geçiremedim eğer geçirseydim yatak odasını mahvedebilirdim. Böyle bir karın ağrısı yok ulan!!
İlk defa tuvaletten 'Oh be dünya varmış.' diyerek çıkamadım. Çünkü tuvaletimi yapamamıştım. Karnımı ovarak içeriye geçtim. Bir kaç saat sonra olan vizem için bayağı çalışmıştım ama yinede önden notlara bakmak iyi olurdu.
Gelen tıkırtıyla kafamı koridora doğru döndürdüm ve yarabbelalemin beni neyle sınıyorsun sen diyerek söylendim. Çınar o güzel vücudunun üst kısmını ÇIPLAK bırakarak beni kendiyle sınamaktan pek tabi hoşlanıyordu.
"Üzerine bir şey giy. Kasım ayındayız."
"Duşa gireceğim."
"Duş alıp işe gideceksin. Sonra hasta olacaksın. Bakmam vallahi bakmam söyleyeyim."
Önüme dönüp notlara bakmaya devam ettim. Onu duşa girdi sanıyordum ta ki o sıcak nefesini boynumda hissedene kadar. Tüm tüylerim havaya kalkmış şekilde ağzından çıkacak cümleleri bekliyordum.
"Sen beni mi düşündün bakayım?"
Bilmem öyle mi olmuş...
"Yok ne düşüneceğim seni."
"Yok yok sen beni düşünmüşsün. Hasta olmayayım diye bana akıl verdin."
"Hasta olacaksın sonra Zeynep kalk çorba yap, duş aldır, evi temizle. Yok canım ben almayayım. İstersen on gün duş almayabilirsin ama şimdi o duşa girilmeyecek."
O teni benim boynuma dokunmaya devam ederse şuraya bayılacağım derken kendini biraz geri çekti. Terledim yemin ediyorum içimden ılık ılık bir şeyler aktı. Tövbe! Bir hamleyle oturduğum sandalyeyi kendine doğru çevirdi ve ben o kusursuz göğsünden gelen kokuyla gözlerimi kapattım.
Göğsünden yayılan sıcaklık beni ona bağlamıştı. Tamam belki Barış'ın da böyle bir göğsü olabilirdi ama Çınar'ın kisi bir başkaydı arkadaşlar... Esmer teninin üzerinde belli belirsiz bir kaç tüy bile benim için güzeldi. Zaten sevmem ben tüysüz erkek. Döşü kıllı olacak ablaların dediği gibi.
"Zeynep. Böyle kafanı eğiyorsun ya çıplak gördüğünde. Heh işte ona aşığım."
Kim ben mi eğiyorum? Eğiyorumda nereye eğiyorum. Ah bir bilsen senin adonisleri kestiğimi Çınar. Zeynep bildiğin kadar masum değil artık...
Kafamı hızla havaya kaldırdığımda Çınar'ın reflekslerine şükrettim. İyi ki aniden geri çekmişti kendini çünkü adamcağızın çene gidiyordu az daha. Neyse ki adam bu konuda da becerikli...
***
Ders notlarını kontrol ederken Çınar mutfak tarafında bir ileri iki geri dolanıyordu. Seslere göre kahvaltı hazırlıyordu ama yiyeceğimi düşünmüyordum. Karnım hala çok ağrıyordu bu tuvalet meselesini en kısa zamanda çözmem lazımdı. İçimden kaç gündür tuvalet yapmadığımı saydım. LAN resmen iki buçuk gün olmuş. Sanırım ben bununla yaşamayı öğrenmeliydim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şiş-MAN (TAMAMLANDI)
General FictionEkmek de anne şefkati, kebap da babamın sıcaklığını... Künefe benim bebeğim. Bir de kaymağı varsa üzerinde durun ben bir dua ritüeli yapıp geleyim. Mutluluk zor değil. En yakın restorana gideyim. Bir buçuk İskender üzerine de kaymaklı bir künefe yer...