Bölüm 49/Part1

3.6K 267 13
                                    

Merhabalar! Biraz gecikti, malumunuz kandil falandı hiç müsait kalamadım :) Ancak yazıyorum bölümü. Beklettiğim için özür dilerim ha birde geçte olsa herkesin kandili mübarek olsun!

Senden gelsin ölüm başım üstüne...

"Ee bugün planınız ne Çınar Bey?"

"Genel bir planım yok. Sana bolca sarılmak dışında."

"Demek öyle. Film falan vardır umarım?"

"Olacaktı bir kaç tane. Bakarım birazdan."

"Çınar eskisi kadar spor yapmıyoruz farkında mısın?"

"Spora yazılacağım demiştin ondan dolayı üzerine gelmek istemiyorum. Yoksa şimdi bile çıkarız ormana doğru koşmaya."

"Ya ev şimdi sıcacık, e senin kucağında sıcacık. Orası boş kalmasın bence. Spor az beklesin mi?"

Kendimle çeliştiğimi fark edince Çınar gözlerini kısıp gözlerini kıstı. Çocuğumu da iyice dengesiz yapmıştım. Yazık yemin ediyorum benimle hayat geçmez bu ne bokuma beni istiyor hala çözemiyorum.

"Akşam üstüne doğru bakarız ve evet kucağım sıcacık."

Kahvaltı masasını öylece bırakıp içeriye salona geçtik ve ne yaptık biliyor musunuz? UYUDUK! Bu kadar çok uykuyu seven bir çifte daha rastlamamışsınızdır. Biz deli gibi uyuyoruz ya. Gerçekten sürekli sarılıp uyuyoruz.

***

Telefon çalmasıyla yerimden fırladım. Çınar düştü koltuktan. Allah affetsin ama panda gibi sarılmış bana. Çınar'ı orada bırakıp resmen üzerinden uçarak üst kata çıktım. İyi ki çıkmışım. Babam arıyordu.

"Niye geç açıyorsun telefonu?"

"Uyuyordum baba gece geç yattım."

"İyi biz senin yanına geliyoruz."

"Neden?"

"Özlemekte mi yasak?"

"Şaka yapıyorsunuz ya gelmezsiniz siz."

Geliyorlarsa SIÇTIM. Sakin ol Zeynep.

"Neyse ne yapıyorsun? Sınavlar nasıl?"

"Güzeldi baba nasıl olsun kalacağım derslerde var ama olsun üniversite bu öğrene öğrene gideceğiz."

"Öyle öyle tabii. Bak sana bir şey diyeceğim ama bilmiyormuş gibi yap. Tamam mı?"

"Baba biz lise arkadaşı mıyız? Ne diyeceksen desene direk."

"Üzülmek yok ama."

"Ay kim öldü."

"Ölmedi kimse saçmalama. Ev aldım."

"Hayırlı olsun. Neden kimseye söylemiyorum?"

"Annene evlilik yıl dönümü hediyesi yapacağım."

"ŞAKA!"

"Vallahi ya. Çok istiyorduk biliyorsun."

"Sakın bana bizim köyden aldım deme."

"Ya babaannen yaşlandı artık hem ona bakarız hemde annen daha mutlu oluyor anneannen teyzen falan orada diye."

"BABA SEN NE SAÇMALIYORSUN BEN EVLENECEĞİM BENİ İSTEMEYE GELECEKLER. SÖZ KESİCEZ, NİŞAN YAPACAĞIZ KÖYDE Mİ YAPACAĞIZ TÜM BUNLARI BABA SEN NE AKLA HİZMET BÖYLE BİR ŞEY YAPARSIN??!!"

"BAĞIRMA BANA! Babanın sözünün üstüne söz olmaz. Aldım gitti."

"Görürsün sen şimdi arıyorum annemi söyleyeceğim. Almış diyeceğim. Sürpriz öyle değil böyle yapılır."

"Zeynep sakın!"

Telefonu kapatıp uçak moduna aldım. Geri dönmesinde biraz paçaları tutuşsun diye. Aslında yaptığı çok hoş bir jestti. Annemdeki şansın yüzde biri bende olsa şimdiye evlenmiş üç çocuk yapmıştım. Ama nerede bende o şans!

Aşağıya patır patır indim. Çınar koltukta oturmuş belini ovuyordu.

"Hayatım çok özür dilerim bir anda çalınca- ayy ben ne diyorum. Çok mu acıyor?"

"Geçer birazdan sephaya vurdum."

"Masaj yapayım mı?"

Gülümseyerek direk koltuğa uzandı. Tişörtünün üzerinden beline, sırtına artık parmaklarım nereye gidiyorsa ovmaya başladım. Ama insafsızın oğlunun sırtı o kadar kaslıydı ki parmaklarım acıyordu resmen. Ellerken çıkardığı garip sesler hoşuma gidiyordu ama ne yalan söyleyeyim.

"Şu tişörtü çeksene yukarıya. Tenini hissetmek istiyorum."

"Çok açık sözlüsünüz bugün efendim."

"Efendim mi dedin sen?"

"Evet efendim."

"Christian'ın neden bundan zevk aldığını şu an anlayabiliyorum."

Demesiyle kendimi altında buldum. Lan bu grinin elli tonu yaktı benim gençliğimi. Tamam onu geçtim de erkek adamın işi gücü yok bunları mı okuyor? Birde Çınar yani! Neden okusun ki?

"Okurken iyi bilgiler aldım Christian'dan. Denemek istiyorum müsait bir zamanda."

Cümlesi bitince ağzını boynuma dayadı ve ben öldüm. Sıcak nefesi, yumuşak dudakları ve kusursuz öpüşüyle gözümün önüne siyah noktacıklar getirmeye başardı.

"Dayanamıyorum yapma."

"Alış ama artık. Ne kadar çabuk etkileniyorsun öyle sen bakalım."

"Çınar kendinin farkında değil misin sen?"

"Peki sen kokunun farkında mısın? Deliriyorum! Ergenler gibiyim şu sıra."

"Uzak durmam ikimizinde faydasına olur o zaman."

"Hayır sen uzak durma sen bana yaklaş."

"Ya Çınar..."

Cümlem bitmeden ağzımda dolaşmaya başlamıştı. Yeni yerler keşfediyordu resmen. Böyle yoğun bir öpüşme olamazdı. Christian mısın be adam!

Aha. Vallahide billahi de telefon çalıyor! Benimki kapalı. Oh kurtuldum. Yalnız hala öpüyor bu beni. Omuzlarına tırnaklarımı geçirerek onu rahatsız etmeye çalıştım ama yok kan çıktı adam üzerimden kalkmadı.

"Deldim omzunu resmen."

"Daha çok zevk alıyorum."

"Ne diyorsun be!"

"Tırnakların çok güzel."

"Çınar telefonuna bak sinirleniyorum."

Bu adam bu ara gerçekten çok seks içeren kelimeler kullanmaya başladı ve beni rahatsız ediyor. Tamam sevgilimiz tamam güzel dokunuyor öpüyorda bunun bir tık ilerisi sevişmek yani. Ayağını denk alması lazım. Gerçi sorun bende bu kadar çok her dediğine evet dersem olacağı bu. Kalma adamda yani. Seninle her uyuduğunda bir tık ileri gidiyor. Kesinlikle bu konuşmayı onunla da yapmalıyım. 

"Zeynep."

"Efendim."

"Gitmemiz lazım."

"Nereye Çınar? Ne olmuş? Bembeyaz olmuşsun sen."

"Hastaneye. Gitmemiz lazım."

"Çınar? Kime ne olmuş?"

"................."

Kalbim boğazımda atarken Çınar montumu elime tutuşturdu sephanın üzerinden telefonumu ve kapının oradan çantamı alıp kapıdan çıktı. Olduğum yerde kalakalmıştım.









Şiş-MAN (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin