Onunla aşk başka ( girlxgirl )

4

Onu gördüğüm an kızarmaya başladığıma eminim... O bana gülümserken bende ona gülümsedim. Keşke yalnız olsaydı fakat yanında anne ve babası olduğunu düşündüğüm orta yaşlı bir beyefendi ve hanımefendi vardı. Ona gülümsemeye devam ederken selam verip garsonun gösterdiği yere geçtim. Tam karşımdaki masada oturuyordu. Yanında annesi vardı annesinin karşısında da babası oturuyordu. Yani birbirimizi net bir şekilde görebilirdik. Tabi ben kafamı kaldırıp ona bakabilirsem. Neden bu kadar utanıyorum ki ? Düşüncelerimi kenara garsonun bana ne alırsınız diye seslenmesiyle bıraktım. Her zamanki gibi mantarsiz pizza ve kola vazgeçilmezim... Siparişi verdikten sonra telefonum çalmaya başladı. Baktığım da arayan abimdi. Telefonu hemen açtım. Sesini duyduğum an kalbimde bir sızı hissettim. Onu çok özlemiştim. Bi süre konuştuktan sonra işleri yüzünden kapatmak zorunda kaldık. Kapatirken yüzümde kocaman bir gülümseme vardı. Bu sırada siparişlerimde gelmişti. Yüzümde ki gülümseme hâlâ devam ederken bi anda Bella'nın gözlerinin üstümde olduğunu hissettim ve ona doğru baktım. Baktığım da bana doğru sorgular bir biçimde bakarken ona baktığımı fark ettiğinde yüzüne yapmacık olduğunu fark ettiğim bir gülümseme yerleştirdi. Bende ona aynı şekilde gülümsedim ve yemeğime başladım. Bir kaç dilim sonra gözlerinin üstümde olduğunu tekrar fark ettim. Fakat sorun şuydu ki; biri beni izlerken yemek yiyemezdim. Hele ki böylesine etkilendiğim biri bana bakıyorken. Hic yiyememeye başladım. Hayır yani neden bana bakıyorsun ? Utanıyorum benn.. Bir yandan utangaçlığımla boğuşurken bi yandanda karnımın açlığıyla uğraşıyordum. Ve sonunda açlığım ağır bastığında derin bir nefes aldım ve yemeğe başladım. Yemeğim boyunca ona hiç bakmadım baksaydim yiyemezdim biliyorum. . Yemeğim bittiğinde kafamı kaldırıp ona baktım. Babasıyla hararetli bir şeyler konuşuyordu. Bana bakmıyor olması işime geldi ve onu izlemeye koyuldum. O kadar güzeldi ki.. Babasıyla konuşurken ifadesi değişiyordu. Ve ben her mimiğini ezberlemeye çalışıyordum. Ona dalmış gitmişken bi anda bana döndü. Bana döndüğü an heyecanlandım ve hareketlerime hakim olamayıp önce kolayı üstüme döktüm ardından çatalı düşürdüm. Önce minik bir kahkaha attı. Sonra annesine bir şey söyleyip yanıma doğru gelmeye başladı. O bana doğru yürürken kalbimin nasıl durmadığını merak ediyorum. Yanıma geldi elini uzattı. Hah yürürken durmadı ama şimdi duracak kalbim... Utana sıkıla elimi eline uzattim. Tanrım elimi tuttu. El ele tutuşuyoruz ! Çekerek beni tuvalete götürdü. Tuvalete geldiğimiz de eline peçete aldı ve üstüme dökülen kolayı silmeye başladı. Bunu yaparken de sırıtıyordu. Bana dönüp " Sana baktığım da bu kadar heyecanlanacağını bilsem bakmazdım. Bak üstünü mahvettin" dedi. Al simdi ne diyecektim ? " Heyecan yapmadım sadece bir anlık dalgınlığıma geldi" kimi kandırıyorum ki? Su an bile heyecandan elim titriyor. " Peki tamam heyecanlanmadın şaka yapmıştım zaten. Üstündeki leke çok fazla sürmeden kurur ve geçer elimden geldiği kadar sildim ama sen yinede dikkat et tekrar dökme " deyip göz kırpıp gitti. Göz kırptı elimi tuttu. Bana güldü. Rüyada falan değilim dimi ben? Bella gittikten sonra biraz kendime gelemedim. Sonra kafamı sallayıp yanda ki aynaya baktım. Cidden leke geçmeye başlıyordu. Hem güzel hem akıllı. . Üstümü düzeltip tuvaletten çıktım. Yerime gittiğimde Bella'nın olmadığını gördüm. Üzüldüm ama aslında bugünlük bu kadar heyecan yeterdi fazlası olsa kalpten gidebilirdim. Bende daha fazla orada kalmadan hesabı ödeyip çıktım. Geldiğim gibi yürüyerek eve döndüm. Üstümü değişip yatağa yattım ve uykuya daldım. . Sabah uyandığımda gayet mutluydum. Kahvaltımı ettim dusumu aldım en sevdiğim kıyafetlerimi giyip güzel bir makyaj yaptım. Bu hazırlığımın sebebi tabiki Bella'ydı. Onu düşünmeden edemesemde kendime kızıyordum. Daha dün tanıştıkbu biraz fazla değil mi? Üstelik bir kıza? Bunları düşünürken arabama bindim. Yine yüksek sesle müzikle okula doğru sürdüm. Okula vardığımda gayet neşeliydim. Gözlerim Emily ve Sophia'yı aradı okul bahçesinde gördüğümde yanlarına gittim. Güzel bir muhabbetten sonra zilin sesiyle sınıflarımıza dağıldık. Bella'ya bakındım ama yoktu. Belkide bu dersi almiyordur diye geçirdim icimden. Tüm gün onu göremedim. Yinede umudumu kaybetmedim. Belki bugün gördüğüm derslerimiz ortak değildi? O günü onu göremeden bitirdim. Ertesi gün de onu göremedim. Eve gelince erkenden uyudum. Belki yarin onu görebilirim umuduyla. Sabah erken uyandım yine her sabah olduğu gibi kahvaltı yaptım dusumu aldım hazırlanıp çıktım. Bu iki gün içinde ne Bella'yı gördüm ne de David'i. David'i görmemem iyi bir şeydi. Ama Bella'yı görmemek kötüydü. Okula vardığımda direk sınıfa geçtim. Erken gelmiştim daha kimse yoktu sınıfta. Okul bahçesinde de tek tük kişi vardı zaten. Bu zamanı kullanabilirim diye düşünüp notlarımı çıkardımve göz atmaya başladım. Ben notlara göz atarken ayak sesleri duydum ama umursamadım öğrencilerden biridir diye düşündüm. Ama hayır ayak sesleri tamda önüme geldiğinde durdu. Kafamı kaldırmamla David'i görmem bir oldu. Ağzım o şeklini aldı ama hiç bir şey söylemeden notlarıma geri döndüm. O yokmuş gibi davranmalıydım. " Elisa biraz konuşabilir miyiz? " hiç bir tepki vermedim ama o susmayacaktı eminim ki. " Hadi ama beni dinlemek zorundasın bana bir şans daha vermek zorundasın. Birbirimizi seviyoruz." Bu dediğiyle kan beynime sıçradı. " Şans mı vermek zorundayım? David sen beni ne zannediyorsun ? Her haltı yiyip sonra bana geri dönebileceğini mi sanıyorsun ? Sana seni bi daha görmek istemediğimi söyledim. Beni rahat bırak!" Sesim fazlasıyla yüksekti. David bi anda kolumdan tuttu ve bağırmaya başladı. " Ehhh fazla uzattın Elisa sen benimsin bunu kafana sok!" Dedikten sonra dudağıma yapıştı. Tüm gücümle onu ittim ve tokat attım. Bunun üstüne daha da sinirlenip tuttuğu kolumu daha çok sıktı. " Da-David canımı yakıyorsun bırak!" Ben bunları söylerken kapıdan biri bize doğru yaklaştı. Gelen Bella'ydı. David'i arkasından dürttü David kolumu birakmadan ona döndüğünde elinde olduğunu fark etmediğim biber gazını David'in suratına sıktı. David ellerini gözlerine götürdüğünde kolumu bırakmıştı. Morardığına eminim.. Bella bununla da kalmayıp bacak arasına okkali bi tekme attı. David neye uğradığını şaşırmış haldeyken Bella hızla masadaki notlarimi çantama attı ve elimi tutup beni sürükleyerek arabaya doğru götürmeye başladı. Şoktan çıktığım da ellerimize baktım. Yine elimi tuttu! Daha sonra kızın beni sürüklediğini fark ettim ve ona daha fazla yük olmamak adına onun gibi adımlarımı hızlandırdım ama elini bırakmadım.. Hızla onun arabasının önüne geldik ve bana soğuk bir sesle " Arabaya bin " dedi. Noluyo böyle önce David şimdi Bella. Korkutuyorlar beni... Dediğini yapıp arabaya bindim. Oda binip arabayı çalıştırdı ve gaza bastı. Ona ne oluyordu ki böyle neden bu kadar sinirliydi ? Korkumdan ağzımı açmadım ama merakta ediyordum. Hızlı bir şekilde sürdü ve sahilde durdu. O arabadan inerken bende arkasından indim. Denizin tam karşısında ki banka oturdu. Bende yanına geçtim. Denize doğru bakıyorduben ise ona. Bi anda bana döndü ve "kolun acıyor mu ? "diye sordu. " evet biraz sizliyor" diyebildim. " Onu seviyor musun? " dediğinde önce bir düşündüm " Hayır. Eskiden olsa deli gibi cevabını verirdim. Beni aldattığını öğrendiğim de yıkılmıştım.. ama şimdi ismini duymaya bile tahammülüm yok " bu dedigimi duyar duymaz gergin yüzü gülümser bi hâl aldı. O gülümseyince bende gülümsedim. Kafasini tekrar denize doğru çevirdiğinde konusacak bir konu aradim ve bingo! " Ha bu arada teşekkür ederim yani beni kurtardığın için. Kolumu kıracak gibi sıkıyordu ve sen olmasan..." sözümü bitirmeme izin vermeden o devam etti " Önemli değil boş ver kim olsa aynısını yapardı. Hem seni anlayabiliyorum çünkü bende aldatıldım." Bunu söyledikten sonra tekrar denize döndü. Şaşırmıştım böylesine bi güzelliği kim aldatabilirdi ki ? Bende denize döndüm ve " Demek sende erkekler tarafından aldatılanlar kulübündesin" Dedim. Bunu duyunca bana döndü. Ve ben hâlâ denize bakarken konuştu " Aslında beni kız arkadaşım aldattı "

Bir dakika! Yani o Lezbiyen miydi?

Multimedya - Isabella Ross -