Kızlar tuvalete girince bizde ayrıldık. Bizi takmadılar bile... Derse geç kalmamak için hızlıca sınıfa gittik. Geçen gün yapılan sınavın sonuçların da ben B Bella ise A almıştı. -Gerçekten zeki bir sevgilim var- sonuçlar açıklanınca birbirimize gülümsedik. Dersler bittiğinde eve doğru yola çıktık. Bella'dan ayrılmak istemiyordum ama sınavlar çok yakındı çalışmamız gerekti ve bir arada olunca bakışmaktan çalışamayacağımızı biliyordum. Eve geldiğimde güzel bir duş alıp dersin başına geçtim. Sınavlardan yüksek almalıydım sonuçta. . Saatler sonra masadan kalktığımda beynim fazlasıyla bilgi doluydu. Güzel bir yemek yiyip yatağa girdim. Çok geçmeden uykuya dalmışım bile.. Kapkaranlık bi odada bir ışık beliriyordu ışığın ortasında Bella beni çağırıyordu. Ona ulaşmak istedikçe bir el beni tutuyor, ben direndikçe eller çoğalıyor. Arkama bakıyorum; başta David'in elleri ayak bileklerimi tutuyor, Bella'nın annesi belimden sarılmış çekiyor, babası kollarımı tutuyor, Bella beni çağırdıkça çekenlere direnmeye çalışıyorum. Bi anda ayak bileklerimi tutan David karşımda beliriyor ve dudaklarıma yapışıyor. Babası kollarımı tuttuğu için karşı koyamiyorum. Güç bela kurtulduğumda Bella'ya doğru bakıyorum ama bir anda kayboluyor. Sonra herkes kayboluyor ve karanlıkta tek başıma ağlamaya başlıyorum. Uyandığımda ter içinde ve nefes nefeseydim. Bir süre yatakta gördüklerimi düşündüm. Rüya olduğunu her şeyin geçtiğine kendimi inandırdığımda saate baktım. Uyanma vaktime bir buçuk saat vardı ama ben o rüyadan, pardon kabustan sonra uyumak istemedim. Dünkü gibi ders çalışmaya karar verdim - Sonuçta gece çalışılıp sabah tekrar edilen şey unutulmaz - alarmı kurduğum saatin çalmasıyla sıçrayıp kendime geldim. Normalde uyanmam gereken saat gelmişti, masadaki notları ve kitapları topladım. Kahvaltı yapıp, hazırlanıp çıktım. Galiba erken çıkmıştım çünkü Bella'nın "Günaydın aşkım " mesajı yeni gelmişti. " Günaydın sevgilim uyku tutmadı beni, biraz erken gidiyorum haberin olsun " , " Tamam bende elimden geldiğince çabuk gelicem. Seni seviyorum " , " Seni seviyorum " mesaja gülümsemem rüyayı tekrar hatırlamamla yarım kalmıştı. Bella'ya ulaşamamak kadar kötü bir şey olamazdı. Ruhum daralıyordu resmen. Bu düşüncelerin arasında okula gelmiştim. Derse 40 dakika vardı Bella'nın gelmesine de neredeyse 20 dakika. Ama ben o hemen gelsin istiyordum. Bi an önce gelsin sımsıkı sarılayım ona. Beni bırakma diyebileyim. Ben düşüncelere dalmışken arkamdan bir erkek sesi " Elisa " diye seslendi. Dalmış olduğum için seslenmesiyle birlikte sıçradım. " Korkuttum mu özür dilerim çokta sessiz gelmemiştim ama yinede pardon " , " Yoo Mike sorun değil. Ben sadece dalmışım işte boş ver " " Hmm tamam o zaman yanın boş mu?" Bu ders Bella'yla ortak değildi o yüzden rahatlıkla boş geç tabi diyebildim. Mike ile eski anılardan bahsettik biraz. Her ne kadar David'den dayak yesede benden vazgeçmemişti. Hep peşimde koşmuştu ailesi taşınmak zorunda kalmasaydı dahada koşardı eminim. Ama unutmuş gibi bir hali vardı beni, buda bana güven veriyordu. Onu üzmek zorunda kalmayacaktım çünkü. David yoktu artık ama David'den çok daha fazla sevdiğim hatta aşık olduğum Bella vardı. Biz sohbete devam ederken Bella'dan mesaj geldi " Okula geldim neredesin yanına geleyim ? " " Spor salonundaki soyunma odasına git beş dakikaya geliyorum " Mike'ye ders başlamadan geleceğimi söyleyip soyunma odasına gitmeye başladım. Boş olmasını umut ediyordum çünkü Bella'nın dudaklarına yapışmak hatta mümkünse dudaklarımızı birbirine dikmek istiyordum. Vardığımda Bella içerde beni bekliyordu ve istediğim gibi boştu. Hemen koşup boynuna atladım ve sımsıkı sardım. Bella'da bana aynı şekilde sarıldı kulağına " seni çok özledim " diye fısıldadım bir süre sonra kollarımı gevşettim ve ayrıldık. Gülümsüyordu, kalbimi ısıtan içimi eriten gülümsemesiyle bana bakıyordu. Dudaklarıma yaklaşırken " bende seni özledim " diye fısıldadı ve dudaklarımızı birleştirdi. Minik ama güzel bir öpücükten sonra ayrıldı. Ama ben doymamıştım daha fazlasını istiyordum. Bu sefer daha sert bir şekilde ben dudaklarına yapıştım sert olmama alışık olmadığından anlık bir şaşkınlıktan sonra oda karşılık vermeye başladı. Öpüşmemiz hararetli bir şekilde devam ederken birden durdum. Şaşkın bir şekilde yüzüme bakıyorken onu elinden tutup jimnastik malzemelerinin koyulduğu masaya sürükledim. Hiç bir şey demeden masaya oturdu. Öpüşmemize kaldığımız yerden devam ederken ellerim diz kapağından başlayıp bacaklarını yavaşça okşayarak yukarı doğru çıkıyordu. O ise bacaklarını belime dolamış kollarıyla da boynumdan destek alarak beni kendine daha çok çekiyordu. Dillerimiz dans ederken ellerim çoktan kalçalarına gitmişti bile. Yaşarken bile rüya gibi geliyordu bu yaptıklarım. Kendimi kaybetmiştim. Tek istediğim ona dokunmaktı. Gözüm kararmıştı resmen. Keşke şu an evde olsaydık diye geçiriyordum içimden. Ellerini tişörtümün içine soktuğunda kalbim çıkacak gibi hissettim. Tam yukarı çıkacaktı ki dışardan sesler gelmeye başladı sanırım antrenman için geliyorlardı. Zorla da olsa Bella dudaklarımdan ayrıldı ve alınlarımız birbirine dayalı şekilde konuşmaya başladı " Devam etmeyi her şeyden çok istiyorum. Ama burda bu şekilde yakalanamayız. Derse gitmeliyiz " o bunları söylerken gözlerim kapalıydı. Söyledikleri bittikten sonra gözlerimi açtım alınlarımızı birbirinden yavaşça ayırdım haklısın deyip elimi uzattım tutup masadan indi. Üstlerimizi düzelttik ve birbirimize bulaşan rujlari temizledik. Farklı sınıfta olduğumuz için yollarımız ayrılmıştı. Tam vaktinde derse girmiştim çünkü ben sınıfa girdikten 1 dakika sonra öğretmen sınıfa girdi. Umarım Bella'da yetişmiştir... O gün Bella'yla ortak derslerimiz az olduğu için çıkışta bir şeyler yapmaya karar verip bir cafeye geçtik. Önce içecek bir şeyler söyleyip biraz sohbet ettik. Bi kaç saat sonra acıktığımızı fark edip yiyecek sipariş ettik. Biz siparişlerimizi afiyetle yerken cafeye tanıdık yüzler geldi. Emily Sophia George Leo ve Mike. Mike benim olduğu gibi George Emily ve Sophia'nında arkadaşıydı. Bizi görür görmez yanımıza doğru gelmeye başladılar. Bella onlar bize yaklaşırken gülümsüyordu ta ki arkalarında Mike olduğunu fark edene kadar. Mike yi fark edince yüzü düştü ama sonra toparladı. Neden bu kadar kıskanıyordu anlamıyorum. . Onlarda masaya gelince yiyeceklerini söylediler. Biz Bella ile karşı karşıyaydık ve Mike benim yanıma oturmuştu. Bella'nın çok rahatsız olduğunu hissedebiliyordum. Hatta bi ara muhabbet ederken Mike kolunu omzuna attı, Bella'nın gözleri kocaman olmuştu göz göze geldiğimizde baya bir korktum ve Mike'nin kolunu yavaşça indirdim. Ertesi gün haftasonuydu ve Leo bara gitmeyi teklif etti. Herkes teker teker kabul ederken ben Bella'nın gözlerine sorar gibi bakıyordum. Gitmeyi istiyordum çünkü biraz kafa dağıtmak iyi gelecekti. Bella gözlerime bakıp derin bir nefes alıp " Peki gidelim " dedi. O an ki mutluluğumu size anlatamam. Ufak bir hesap ödeme krizinden sonra George tüm hesabı kendi ödedi. George ve Emily bir arabaya atladı, Sophia ve Leo başka bir arabaya. Aramızda sadece Mike'nin arabası yoktu aklıma dahice bir fikir geldi. Arabanın anahtarını Mike'ye verdim, bende Bella'ya onunla gidip gidemeyeceğimi sordum memnun olmuş bir şekilde gülümseyip arabanın kapısını benim için açtı. Biz arabaya binerken Mike çoktan gaza basmıştı, hatta hepsi gitmişti ama yolu bildiğim için takmadık. O pür dikkat araba sürerken bende onu inceliyordum, o eşsiz güzelliğini ve tatlılığını. Oda arada kaçamak bakışlarla bana bakıp gülümsüyordu. Kırmızı ışıkta durduğumuzda bi anda beni kendine çekip dudaklarımızı birleştirdi. Tutkulu bir şekilde Öpüşürken arkadaki arabaların korna sesleriyle kendimize geldik. " Off hep bir şey bozmak zorunda mı " diye mız mızlandı. Haklıydıda.. köşeyi döndükten sonra bara gelmiştik. Çocuklarla bizim o barda özel bir yerimiz vardı Bella'yı elinden tutup oraya sürükledim. Erkekler çok hızlı gidiyordu Sophia zaten tek bardakta sarhoş olacağını bildiği için kokteylle idare ediyordu. Emily ve Bella orta hızdaydı ben ise son bar olayımdan sonra temkinliydim. Zaman ilerledikçe Emily ve George'nın taksiyle gideceği kesinleşmişti çünkü Emily Çakır keyifken George zil zurna sarhoştu. Hatta Mike ve Leo da öyle. Bir ara Emily tuvalete gitmek istedi yalnız gönderemezdim Bella'ya hemen geliriz dedim kafa sallayıp onayladı. Emily'nin koluna girdim sarhoş değildi ama başı da dönüyordu hafiften. Tuvalete girdiğimizde hemen kabinlerden birine girdi. Kusma sesi yoktu demekki çişi gelmişti. . Bende aynadan kendime bakıyordum. Emily ellerini yıkadıktan sonra çıktık. Tuvaletten birazcık ilerlediğimizde Emily bir arkadaşını gördü ve durdu. Tabi bende onunla birlikte durdum onlar sohbet ederlerken Mike belirdi bi anda. Sanırım tuvalete gitmek için gelmişti ama zil zurna sarhoştu. Yanıma geldiğinde düşecek gibi oldu bende kolundan tuttum ne kadar gücüm yeterse onu ayakta tutmaya çalıştım. Bu sırada yüzlerimizde çok yakındı ve bir anda Mike dudaklarıma yapıştı. Mike dudağıma yapıştığında hızlıca kendimi çektim. Kafamı kaldırdığımda dolmuş bir çift gözle karşılaştım. Bella bizi görmüştü ve muhtemelen yanlış anlamıştı. Kafasını sallayıp arkasını dönüp hızla uzaklaşmaya başladı. Mike'yi bırakıp hemen arkasından gitmeye başladım ama çoktan gözden kaybolmuştu... Resmen rüyamı yaşıyordum. Yapışan dudaklar David'in değildi ama Mike'nindi ve ben ne kadar çabalasamda Bella'ya ulaşamıyordum...
Multimedya - Emily Walker -
Selamlar, okunma sayımız yüksek olmasına rağmen votemiz çok düşük. Yoksa beğenmiyor musunuz hikayemi? O zaman lütfen yorum atın, olumlu veya olumsuz tüm yorumlar benim için çok önemli. Beğendiyseniz o küçük yıldıza basmaya üşenmeyin :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Onunla aşk başka ( girlxgirl )
Teen FictionBen - Elisa Walker - ve siz benim Dünyama hoşgeldiniz