Yerden yırttığım için zaten artık kullanılamaz gömleğini alıp elimi ve vajinasını temizledim. " O gömleği sakliycam " dedi gülümseyerek. Çok, çok tuhaf hissediyordum. Ben durunca Bella'da yatakta oturur pozisyona gelip konuşmaya başladı " Elisa problem ne ? " , " Ben şey, Neden bana söylemedin Bella? Bilseydim eğer daha dikkatli olurdum" , " Dikkatli olmanı istemedim ki ben. Zaten olacaktı, sadece ilk sevismemizde oldu o kadar " , " Nasıl yani? Senin bekaretini aldım az önce farkında mısın? " , " Farkındayım bunu zaten ben istedim. Bakireydim çünkü kimseyi bekaretimi verecek kadar çok sevmedim. Bunu yapmana izin verdim çünkü senin kadar kimseyi sevmedim, sevmiycem. Ben şuan çok mutluyum, huzurluyum. O zaman sorun ne ? " sözünü bitirdikten sonra Bella'ya sımsıkı sarıldım. Ona ne kadar aşık olduğumu bir kez daha anladım ve oda bana benim kadar aşıktı. Bir yanım çok mutluydu diğer yanım ise bi o kadar suçluluk duygusuyla kıvranıyordu. Biz fark etmemiştik ama saat baya geç olmuştu, Bella'nın yanına oturdum. Annesi ve babası iş için seyahate çıkmışlar zaten evde de yardımcıları yokmuş bu yüzden rahattık. Uzunca bir süre birbirimize baktık. Sonra bi an dün gece geldi aklıma kaşlarımı çattım oda fark etmiş olacakki sordu " Ne? Ne oldu Elisa ? " " Dün gece geldi aklıma. Ne kadar merak ettim seni biliyo musun ? Her yeri aradım ama yoktun. Sahi nerdeydin ? " " Aslında çok uzakta değildim. Buraya ilk taşındığımızda gizli bir yer bulmuştum. Eve geleceğini tahmin ettiğimden oraya gittim. Bak Elisa senden bir an bile şüphe etmedim. Bunu yapmayacağını biliyordum ama gördüklerimi sindirmem gerekti, bu yüzden biraz uzaklaştım zaten sen gelmesen seni arayacaktım" söylediği mantıklıydı bende sindirmek için uzaklaşabilirdim belki ondan. Ama yerine oturmayan bir taş vardı " Peki aşağı da söylediklerin? Resmen bana zevk aldın dedin onlar ne demek oluyordu? " minik bir kahkaha attı ve cevapladı " Ya aslında ben seni denemek için öyle konuştum yani tepkini ölçmek için. Tabi atacağın okkalı tokadı hesaba katmamıştım. Tokattan sonra anlatacaktım ama sinirlenmiştin ve yani şey ben, senden etkilendim bozmak istemedim. Sende tokat yüzünden suçluluk duydun ve ne yapsam itiraz etmedin " gözlerimi kısıp Şakacı bir şekilde sordum " Ha beni kandırdın sonrada kötü emellerine alet ettin yani öyle mi? " boynumdan kocaman bir öpücük alıp " hı hı " diye cevapladı. Bende yanağına hafif bir tokat attım sonra da yanağını bir sürü öptüm. " Aslında şey " , " Ney ? " , " Sen kapıyı çalmadan önce Mike'yle konuşuyordum. Telefonumu nerden buldu bilmiyorum ama bizi öğrenmiş, benden özür diledi bir çok kez. Sana karşı bir şey hissetmiyormuş sarhoştum falan dedi, yani ben ona inandım ne bileyim hatta sevmeye bile başladım iyi biri gibi " demekki pencerenin önünde hararetli bir şekilde Mike'yle konuşuyordu. Bi dakika bizi nasıl öğrendi? Ah tabiki Emily söylemiştir. Bella'nın numarası onda vardı zaten. Ama Mike öğrendiyse Leo ve George'ninde öğrenmesi yakındır bence... " Mike gerçekten iyi biridir banada fazlasıyla mesaj atmış ama aklım sendeyken umursamadım bile. Tamam senin tarafından affedildiyse sorun yok. Ve ayrıca şey " benim dediğim şekilde " Ney? " deyip tek kaşını kaldırdı. " Ya saatin kaç olduğunun farkındayım ama çok açım " gülümsedi, yavaşça yanımdan kalkıp dolabının başına geçti. Ben ise arkasından onu izliyordum. Daha önce hiç bir kızın vücudu ilgimi çekmiyordu, ama şimdi Bella'nın vücudundan alamıyorum gözlerimi. Bembeyaz teni, kusursuz bedeniyle benimdi, gerçekten benimdi. Rüya mıydı? Neden böyle hissediyordum peki ben ? Fazlasıyla mutluydum, ona aşıktım, hiç bir zaman onu üzmeyecektim... Ama neydi bu içimde ki his? Büyük bir suçluluk duygusu gibiydi aslında, ona bunu yapmaya hakkım var mıydı? Hoş o bizim yerimize kararını vermişti, bilseydim yapmazdım aslında eminim. Yani en azından şimdi olmazdı daha özel çok daha güzel bir şekilde olurdu... Ama Bella çok mutlu görünüyordu, onu mutlu görmek benide mutlu ediyordu. Ben düşüncelere dalmışken biz çoktan yemeğimizi yeyip yatağa geri geçmiştik bile. Saat gece yarısına geliyordu, Bella göğüsüme yatmıştı ben ise yatağa yaslanmış saçlarıyla oynuyordum. Bu gece o korku filmleri seven, David'e saldıran, güçlü, sinirli Bella'dan eser yoktu. Çok masum, ürkek, sahiplenilmeye ihtiyacı olan bir Bella vardı karşımda. Bu halinide seviyorum, her halini seviyorum onun. Sinirini, gülüşünü, beni öpüşünü ve bu muhteşem varlık benim. Benim kadınım, benim huzurum. Hiç konuşmuyorduk, saçlarını okşuyordum diğer elimle de o eline almış uğraşıyordu. Yemek yerken üstümüze bir şeyler giymiştik ama yatağa geçerken özellikle çıkarmamızı istedim, o eşsiz kokusu üstüme sinsin istiyordum çünkü. . Çok geçmeden uykuya dalmışım, uyandığımda hâlâ melek gibi uyuyordu yanımda. Gece boyu uyuduğumuz pozisyonu değiştirmediğimizi fark ettim. O güzel ve narin ellerinden yavaşça kurtulup kafasının altına da yastığı koyup kalktım. Yerden kendi kilodumu üstüme geçirdim, onun dolabından bir gömlek seçtim. Boyu benden uzun olduğu için gömlek popomu da kapatıyordu. Onu uyandırmamaya özen göstererek bir kac düğmeyi ilikleyip, odadan yavaşça çıkıp mutfağa ilerledim. Hızlı ama bir o kadar sessiz bir şekilde kahvaltımızı hazırladım. Bugün pazar olduğu için tüm günü onunla geçirmek istiyordum. Hatta gözlerimi bile kırpmamaya bile karar verdim. Kahvaltıyı hazırladıktan sonra tekrar odaya çıkıp sevgilime baktım. Hâlâ mı uyuyordu? Yatağın yanına yavaşça oturup onu izlemeye koyuldum. Bence dünyanın en şanslı insani benim, bu güzel melek bana ait çünkü. O kadar güzel, o kadar tatlı, o kadar masum ki... Ben onu seyrederken o da yavaşça uyanıyordu. Gözlerini tavana doğru açtı, bakındı ve bana döndü. Beni görür görmez ifadesiz suratını kocaman bir gülümseme aldı. Gülümsemesine karşılık verip " Günaydın sevgilim " dedim. " Günaydın, sen beni mi izliyosun? " hafifçe doğrulurken sormuştu bunu " Evet seni izliyorum nolmuş ki? " , " Hiç hoşuma gitti sadece " , " Tamam hadi kalk da kahvaltı edelim uykucu bayan " gömleğin yakalarından tutup beni kendine çekti ve dudaklarımızı birleştirdi. Tutkulu bir öpüşmenin ardından kalktık. Oda üstüne bir şeyler geçirdi ve kahvaltıya indik. Güzel bir kahvaltının ardından ne yapmak istediğini sordum sinemaya gitmek istedi. Sinemaya gitmek için bir avmye geçtik. Seçtiğimiz filmin seansina iki saat olduğu için biraz alışveriş yaptık. Ne denese çok yakışıyordu ve bu durum sadece benim değil mağazadaki bir çok kadın ve erkeğinde dikkatini çekiyordu. Bella başka kıyafeti giyip kabinden çıktığında yine aynı durum söz konusu olunca sinirlenmeye başladığımı fark ettim. " Nasıl olmuşum " diyerek yanıma geldiğinde dudağına minik bir öpücük kondurdum Bella'ya bakanların bozularak önüne döndüğünü gördüm - işte zafer - " Çok güzel olmuşsun hayatım, bence bunu kesinlikle almalıyız " bu dediğimin üstüne eli etiktine gitti, fiyatını görünce yüzü düştü gibi oldu ama sonra hemen toparladı. " Sadece deniyorum sevgilim başka zaman almaya geliriz, ben şunu çıkartayım da gelelim zaten film saati yaklaşıyor" deyip benim yaptığım gibi dudağımdan minik bir öpücük alıp kabine geçti. Bella'nın ailesi bizim kadar zengin değildi, normal bir yaşam sürüyorlardı ve zaten çoğu zaman iş için seyahate çıkıyorlamış. Bella'yı mahçup etmek istemedim ama aklım o elbise de kalmıştı, elbise Bella'nın olmalıydı ve ben mağazanın ismini aklıma not ettim... Seçtiğimiz film komediydi onun aşık olduğum gülüşünü izlemek için bunu seçmiştim. O filmi izliyor ben ise onu, arada bana bakıyordu gülümseyip tekrar dönüyordu. Bi ara gözlerini tekrar bana çevirdi, gözlerim dudaklarına kaydığında kendimi tutma gereği duymayıp dudaklarına yapıştım. Ben onu öptüğüm anda film arası oldu ve ışıklar açıldı. Herkesin bize baktığını hissedebiliyorduk ama ikimizde çekilme gereği duymadık onlarda bize iğrentiyle bakmıyordu zaten, aksine hoşlarına gitmişti. Filmden sonra yemek yiyip Bella'yı evine bırakıp kendi evime geçtim, aslında hiç geçmek istemiyordum ama bu hafta baya yoğun geçecekti çünkü sınavlarımız vardı. Saat erkendi ve ben geç saatlere kadar çalışıp uyudum. Ertesi gün iki sınav sonra ki gün bir diğer gün üç derken cumaya kadar okul olarak canımız çıkmıştı eminim. Çıkışta Bella eve gitmek istediğini söyledi buda benim işime geldi, işlerim vardı çünkü. Ertesi gün buluşacaktık zaten. Arabama atladım geçen gün gittiğimiz avmye sürdüm, ona beğendiği elbiseyi almak istiyordum. Mağazaya geldiğimde bulmak zor oldu elbise kalmamıştı başka bir şubesinden getirttiler. Ertesi gün çalışanlar tarafından Bella'nın evine ulaştırılacaktı tabi üstünde benden bir notla. O elbiseyi alırken gözüme de başka bir elbise takıldı siyahtı ve gerçekten hoş duruyordu bende kendime yarın için onu aldım. Yarın onunla özel ve bir o kadar da güzel bir yemek yemek istiyorum. Restoranda rezervasyonumuzu salı gününden yaptırdım hatta. Ona bir şey teklif etmeyi düşünüyordum ve bunun için en uygun ortam yemekti. Eve gittim yemeğimi yeyip abimi aradım Avery'nin ve yeğenimin nasıl olduğunu öğrendim, kapatırken onu çok özlediğimi söylemeyi ihmal etmedim. Biraz kitap okuduktan sonra kendimi uykuya teslim ettim... Kalktığımda saat öğleni geçiyordu. Ne kadar uyumuşum ben böyle bir de Bella'ya uykucu diyorum. Sahi Bella'ya gitti mi ki elbise telefonum nerde benim ? Zorda olsa telefonu abimle en son konuştuktan sonra fırlattığım yerde buldum, Bella'dan teşekkür ve sitem dolu bir mesaj vardı ama akşama hazır olacağını da sonuna ekledi. Saat 7 de seni alırım diye cevap attım. Ne yani sevgilime hediye alamaz mıyım? Canım pek bir şey istemese de biraz atıştırdım. Saat ne çabuk 3 olmuştu anlamasam da hazırlanmam gerektiğini düşünüp makyaj masama geçtim. . Güzel olduğumu varsayıyordum taki; Bella'yı görene kadar. Ben kapının önünde onu beklerken oda arabaya doğru yürüyordu. Kalbimin teklediğini sandım bir an. Elbiseyi üstünde daha önce görmüştüm o zaman da çok güzeldi ama bu sefer farklıydı yani saçı makyajı her şeyiyle mükemmel gözüküyordu. Arabanın önüne geldiğinde ona aval aval baktığıma eminim. Muhteşem gülümsemesiyle " Aşkım? " dediğinde kendime gelip önünde durduğum kapısını açtım. Kendi yerime geçtiğimde derin bir nefes alıp arabayı çalıştırdım, yola bakarken " Çok güzel olmuşsun " deyiverdim. Kıkırdadayıp " Teşekkür ederim ama senin kadar değilim " deyip elini direksiyondaki elimin üstüne koydu. Elimi direksiyondan çekip parmaklarımızı geçirirken o devam etti " Ee nereye gidiyoruz ? " " Gidince görürsün " deyip göz kırptım. Restorana geldiğimizde arabayı valeye verip içeri geçtik. Onu özel ve şık bir yere getirmiştim. Büyülenmiş gibi gözüküyordu. Garson oturacağımız yere kadar bize eşlik edip siparişlerimizi aldıktan sonra yanımızdan ayrıldı. " Elisa burası mükemmel bir yer " , " Senin güzelliğinin yanında bana bir hiç geliyor ama" bunu duyunca yanakları kızardı. O günden sonra rolleri değişmiş gibi hissediyordum utanan kişi o utandıran bendim sanki artık. . Yemeğimiz bitmiş tatlılara geçmiştik ama benim aklımda hâlâ ya kabul etmezse ? Düşüncesi dolanıyordu, düşünce mi bir kenara bırakıp artık zamanının geldiğini fark ettim. Nolacaksa olsun düşüncesiyle tatlısıyla uğraşan Bella'ya seslendim " Bella " , " Efendim sevgilim " hayde neden sıcak bastı ki şimdi bana ? Neden heyecanladım ? Bu kadar zor olacağını tahmin etmemiştim " Bella ben sana bir şey söylemek istiyorum. Aslında bir teklif de diyebiliriz " şaşırmış ve sorun gözlerle bana baktı " Ne teklifi sevgilim? "
Selamlar, bu bölümü heyecandan uzak sadece Elisa'nın Bella'ya olan aşkını anlatmak için yazdım. Umarım başarılı olmuşumdur... Olumlu veya olumsuz tüm yorumlar benim için çok değerli. Beğendiyseniz o küçük yıldıza basmaya lütfen üşenmeyin :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Onunla aşk başka ( girlxgirl )
Teen FictionBen - Elisa Walker - ve siz benim Dünyama hoşgeldiniz