George ve David yakın arkadaşlardı, tabiki düğüne gelecekti ama onu yıllar sonra karşımda görmek biraz tuhaf hissettirmişti bana. Masadaki herkesle selamlaşıp kimiyle tokaşlaştı kimiyle de sarıldı. Sıra bana geldiğinde nazikçe elini uzattı, uzattığı elini tuttuktan sonra tokalaştık. George ve Leo boş yer açmak için sağa sola kaydıklarında tam karşımdaki yeri David için açmış oldular ve o da oraya oturdu. Eski David'den eser yoktu, karşımdaki David gayet nazik ve hatta biraz utangaçtı, yıllar onu olgunlaştırmış olmalı diye geçirdim içimden. Masada herkes muhabbet halindeyken David ve ben hiç konuşmuyorduk, arada birbirimize kaçamak bakışlar atıp göz göze geldiğimizde gülümsüyorduk. Böyle uzayıp giderken Emily bana bir şey ima edercesine David'e döndü " Eee David oğlun nasıl? " evlenmiş miydi, parmağında yüzük yoktu ama. David Emily'e dönüp cevapladı " Bruno biraz hasta, daha çok küçük ve anne sütü alamadan büyüdü çabuk hastalanıyor bu yüzden. " kafam karışıyordu, anne sütü niye alamamıştı annesi emzirmemiş miydi? Ah nefret ederim böyle insanlardan. Emily'de cevabını geciktirmedi " Ah öyle mi, çok geçmiş olsun o zaman " , " Teşekkür ederim " Emily'e sorgular biçimde baktım ama tam ağzını açacakken David araya girdi " Elisa sen bilmiyosun tabiki açıklama yapmam gerekiyor sanırım? " , " Açıklama olarak değil de merak ettim açıkçası sonuçta yıllardır birbirimizden haberimiz yok. " , " Aslına bakarsan senin bizden haberin yok, yani hepimiz senin neler yaptığını nasıl yaşadığını biliyoruz. Ama sen hiç birimizi bilmiyorsun. " haklıydı hiç kimseyi bilmiyordum ama David beni neden biliyordu? Yıllar önce kavgalı bir şekilde ayrılmıştık biz. Bella'da zarar görmüştü benim yüzümden, ama şimdi ki David sanki o David değilmiş gibi duruyordu karşımda. " Peki o zaman açıklamanı dinliyorum " masada gözlerini gezdirdikten sonra çekinerek konuştu " Baş başa konuşabilir miyiz? Biliyorum pek güzel bir geçmişimiz yok ama en azından geçirdiğimiz güzel günler hatrına biraz konuşabileceğimizi düşünüyorum? " ne demeliydim ? Tamam merak ediyordum ama David o kadar da mühim biri değildi hayatımda, bugün karşıma çıkana kadar aklıma bile gelmemişti hatta. Yinede kabul ettim teklifini, anlatacaklarını bilmek istiyordum çünkü. Memnun bir ifadeyle ayağa kalktı. Bende kalkarken Amber'la göz göze geldik bana hiç bir şey anlamamış gözlerle bakıyordu. Emily'nin kulağına eğilip " ona her şeyi anlat. Bella hariç " dedim. Bella hariç kısmını bastırarak söylemiştim. Kapıya çıktığımızda " Arabayla mı gidelim yoksa yürümek mi istersin? " diye sorunca yürümenin daha iyi olacağını söyledim. Bir süre sessiz bir şekilde yürüdükten sonra gördüğümüz banklara oturduk. " Özür dilerim " diyerek başladı sözüne. " Ne için özür? " , " Geçmiş için, yani sana yaptıklarım kötü şeylerdi. Seni çok zorladım sen hak etmedin bunları o yüzden özür dilerim. " David bana şok üstüne şok yaşatıyordu. " Üstünden çok uzun zaman geçti ben unuttum bile. Boş ver sende unut gitsin" hafifçe gülümsedim. Oda önce gülümsedi sonra düşünür bir hâl aldı. " O gün abinin adamlarından dayak yedikten sonra aslında sana çok kinlenmiştim. Karşına çıkacağım günü bekledim. Tam çıkacaktım ki kaza haberin geldi, sonra o kızın öldüğünü duydum falan. Yanında olamayacağım bir adam olduğum için kendime lanet ettim hatta" derin bir nefes alıp devam etti. " Sonra seni arayıp soramadım, arada George'yle görüştüğümüzde alıyordum haberlerini, onunla barışmamızda uzun sürmüştü tabi." Emily ya ben ya David demişti George'ye ama şimdi Emily'le de araları iyi. Ne ara her şey bu kadar değişti ki? " Seninle Ayrıldığımızda son sınıftım zaten, okulu bitirince bizim şirkette çalışmaya başladım. Ben her zaman zengin züppeydim biliyorsun. O hayatıma devam ediyorken kızlardan biri hamileyim diyerek karşıma çıktı. Önce para sanıyordum derdini ama kız haklıydı çocuk bendendi. Bu durum babamında işine geliyordu zaten, hemen evlendirildik. " duraksayarak anlatıyordu. " Sonra işte Bruno doğdu ama annesini doğumda kaybettik. Sevmesemde üzüldüm işte ona. Özellikle de oğluma, doğar doğmaz annesiz kaldı sonuçta " Bir an aklıma eskiler geldi, David hep kötülük yapmamıştı bana güzel günlerimiz de olmuştu elbetteki. Hayaller kurardık mesela bir kızımız bir oğlumuz olacaktı, kızımız aynı bana benzeyecekti oğlumuz onun gibi yakışıklı olacaktı. Hatta David beni oğlumuzdan kıskanacaktı. Tabi bu hayalleri kurarken henüz 16 yaşındaydım. David beni aldatmasaydı onu bırakır mıydım ki? Mike bana David'den daha çok aşık olmasına rağmen ben hiç onu aklımdan geçirmemiştim. David'den başkasını görmedi gözüm yıllarca. Peki Bella'yla tanıştığımda David'le ayrılmış olmasaydım Bella'yı da mı görmeyecekti gözüm? Bella çok farklıydı, David beni defalarca aldatmasına rağmen canımı Bella'nın bana inanmaması kadar yakamamıştı. David bana çocuğundan bahsedince içimdeki annelik duygusu kabarmaya başlıyordu ama belki de hiç anne olamayacaktım. Kalbimi Bella'yla birlikte mühürledim ben, onunla birlikte olmamız imkansızdı artık başkasını sevmemde imkansızdı... Düşüncelerimi kenara bırakıp David'e cevap verdim " Bende üzüldüm. Yani annesiz büyümek çok zor bir şey. Ama en azından babası var. " , " İnanmayacaksın belkide bana ama Elisa, baba olmak beni değiştirdi. Yani oğlumu çok seviyorum ve annesizliği hissettirmemek için elimden geleni yapıcam. " , " Sevindim, yani değişmene. " burukça gülümsedi. " Çok pişmanım biliyor musun Elisa? Yani seni kaybettiğim için. Keşke diyorum keşke çocuğumun annesi sen olsaydın keşke seni kaybetmeseydim. " sözlerinden rahatsız olduğumu belirtilen bir şekilde " David " dedim. " Elisa beni yanlış anlama lütfen ben sadece, seni kaybettikten sonra hayatımı düzeltemedim. Yani seni üzdükten sonra mutlu olamadım. Beni affeder misin Elisa, Bana bir şans verir misin? En azından arkadaş olmak için bir şans veremez misin? " aklıma bir an okulda kolumdan zorla tutup bana şans vermek zorundasın diye bağıran David geldi. O David'le bu David arasında dağlar kadar fark vardı ve ben bu David'in samimiyetine inanıyordum. Elimi elinin üstüne koyup gözlerinin içine baktım " Ben seni affedeli çok oldu David. Yani unuttum en azından. Ve evet her şeye rağmen sanırım arkadaş kalabiliriz." Gözlerimin içine minnettar bir şekilde bakıyordu. " Teşekkür ederim " diye fısıldadı. Elimi minnettarca sıkarken gözlerini gözlerimden çekip arkama doğru baktı. " Şu kız " dedi. " Şu kız öldüğünü sandığımız kıza ne kadar da benziyor. " hafifçe kafamı çevirince gözleri David'le benim elime kenetlenmiş olan Bella'yı gördüm. Ellerimden gözlerini çekince önce David'e baktı, sonrada dolmuş gözleri gözlerimle buluştu. .
Beğendiyseniz o küçük yıldıza basmaya lütfen üşenmeyin :) Olumlu veya olumsuz tüm yorumlar benim için çok değerli :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Onunla aşk başka ( girlxgirl )
Teen FictionBen - Elisa Walker - ve siz benim Dünyama hoşgeldiniz