İçimden her ne kadar terk etmediği mi söylemek geçse de engel oldum. Bir an hayal ettim Bella'yla bebeğimiz olduğunu. Yüzümde kocaman bir gülümseme oluştu hatta kıkırdamaya dönüştü. Bella sinir olup kaşını kaldırdı " Ha birde dalga mı geçiyorsun Elisa?" , " Hayır, ya bir şey hayal ettim de bir an " , " Ne hayal ettin? " , " Bebeğin altını değiştirmeye çabaladığını, hatta bebeğin suratına işediğini, yüzünün aldığı hali " anlatırken kahkalarıma engel olamıyordum ama bebeği de uyandırmamam gerekiyordu. Bella önce bir durdu, sanırım oda gözünün önüne getirdi ve gülmeye başladı. Bebeği uyandırmamak için parmağını öpülesi dudaklarına götürsede oda susamıyordu en sonunda elimi tutup odadan çıkardı. Elimi tutunca kalbim engelli koşuya çıktı resmen. Kapının önüne çıkıp kapıyı kapattık ama hâlâ el eleydik, çekmeye niyetim yoktu hatta oda çekmesin diye yalvarıyordum içimden. Kahkahalarımız son bulmuştu, yüzümüzdeki gülümseme hafiften kaybolurken hasretle baktım gözlerine. Yıllardır bu kadar yakın değildi yüzlerimiz, incelemeyeli o kadar özlemişim ki. Merdivenlerin başında ayak sesleri duyunca ikimizde oraya döndük. David gelmişti, saat neredeyse de sekize geliyordu. Bella elini elimden çekince sağ gözümden bir damla yaş düştü, hızla ve kimse görmeden sildim. Ben kapıda David'e bebekle ilgili konuşurken Bella telefonuyla uğraşıyordu. Bi ara kafasını telefondan kaldırıp David'e seslendi " David burada olduğumu birine söylemesen olur mu? Yani kız arkadaşım kıskanabilirde " içimden ben senin kız arkadaşını desemde devamını getirmedim sevgilisi en yakın arkadaşım malesef. " Kı-kız arkadaş? Ah peki tabiki söylemem teşekkür ederim her şey için. " derken merdivenlerden iniyorduk. Israrlarına rağmen yemeğe kalmadık. Kapıdan çıkarken Bella'yla el sıkıştı beni ise yanağımdan öptü. Bruno için yardıma ihtiyacı olur diye numaramı istedi, tabiki verdim. Bella'nın öldürücü bakışları arasında evden çıktık. " İstersen ben taksiyle gidebilirim, yani sana yük olmak istemem. " onunla baş başa kalmak istesemde o istemeyebilirdi, kırıcı sözlerine ya da kavgaya gücüm de olmadığından bunu teklif ettim " Saçmalamayı keser misin bin şu arabaya " tepkisini tabiki beklemiyordum. Itaat ederek arabaya bindim. Arabada hiç konuşmamıştık arada bakışlarımı yakalıyordu ve benim yanaklarım kızarıyordu hatta onunda bana arada baktığına emindim. Evime yaklaşırken durmasını istedim, Amber görmemeliydi sonuçta, kapıda ki güvenliğe kadar yürüyebilirdim. Sağa çektiğinde teşekkür edip arabadam inecekken " Dur " demesiyle elimi kapıdan çektim. " Ne oldu Bella ? " , " Şey bebek, her ne kadar eski sevgilinin de olsa çok tatlı ve onda beni çeken bir şey var. Bir daha onu görmeye gidersen benide çağırır mısın? " Gerçekten bebeğe karşı bir bağı vardı hissediyordum ama birazda David'den kıskandığı için olduğunu seziyordum. Gülümseyip " Olur dedikten sonra arabadan inip yürümeye başladım. Ben güvenliğe gidene kadar arkamdan baktı ve vardığımı görünce arabayı çalıştırıp geri geri gitti. Bugün hiç bitmese olmaz mıydı dedim içimden... Bugün evin kadrosunda bir değişiklik vardı, Emily de bizdeydi ve abimi diğer salona postalayıp pijama partisi yapıyorladı. Onlara hiç gözükmeden odama geçip pijamalarımı üstüme geçirdim. Her ne kadar yorgun olursam olayım bugünü kaçıramazdım, Emily iki gün sonra evlenecek sonuçta. Tamam onlarda buradaki evlerine taşınacaktı yakın olacaktık ama evlilik farklıdır yani en azından ben öyle sanıyorum. Yanlarına gidince hepsi şaşırdı, pijamalı görmeyi bırak evde olduğumdan bile haberleri yoktu. Avery ve Bella'nın yanına böylelikle de Amber ve Emily'nin de karşısına oturmuş oldum. Emily ve Amber'in meraklı bakışları üstümdeydi, benden ses çıkmayınca Emily sordu " David'le konuşmaya çıktın, saatlerdir ortada yoksun. Neredeydin ? " , " David'in evine gittim " deyince Amber'in yediği mısır boğazında kaldı, Emily fazlasıyla şaşırdı ve Avery kaşlarını çatarak kafasını bana çevirdi. Amber öksürürken konuştu " Sa-kkın bana barıştık deme" onun üstüne de Avery konuştu " Sabahtan beri David ve sen hakkında konuşuyoruz. Eğer barıştıysanız hepimiz seni parçalamaya hazırız." , " Hayır ya saçmalamayın, sadece bebeğini görmeye gittim. David evde bile durmadı. " tüm gün olan şeyleri Bella'lı kısımları atarak anlattım. Hepsi annelik duygularımın kabardığını anlamıştı hepsi hayatıma birini almam gerektiğini söylese de Emily gerçeği biliyordu. Emily'nin bana yıllardır saygı duymasının sebebi bir kitapta okuduğu " Bedene değil ruha aşık olunur " cümlesiydi. Saat oldukça geç olurken Bella ve Avery çoktan uyumuştu Amber da uyku sinyalleri verirken Emily bana " Eski günlerde ki gibi mi uyusak ? " diye sordu. Eskiden birlikte uyurduk hep, hatta küçükken kabus gördüğümde gittiğim yer ne abimin ne amcamların yanı olurdu ben hemen Emily'nin yanına giderdim küçücük kollarıyla abla şevkatiyle sarardı beni. Gülümseyerek kafamı salladım, Amber'in kıskandığını sezdim ama bir şey demedi bende demedim Emily evlenecek sonuçta yine biz kalıcaz... Odaya geçince Emily beni direk sorguya çekti " Amber'a Bella'yı anlatma dedin neden ? David'in bebeğiyle ne işin var? David'i görünce ne hissettin? Bu üçünü derhal cevapliyosun " tek nefeste bunların hepsini nasıl sıraladığını anlamasamda cevap vermeye başladım " Birincisi Amber'in bilmesins pek gerek duymadım. Ikincisi bebek çok tatlı sizde hemen bi çocuk yapıyorsunuz. Ve bebeğin annesi yok, tıpkı benim gibi. Ve son olarak da; tuhaftı yani yıllar sonra karşımda görmek falan. Bide gayet kibarlaşmış eski David değil gibi " Emily beni dikkatle inceledi, cevaplarım onu tatmin etmiş olsada Bella'ya takmış durumdaydı. Hele ki çekmecemde Bella'ya yazdığım günlüğü bulunca sorgulaması daha da artti. Okumadı ama içinde beler olduğunu az çok tahmin ederdi ki sorduğu sorularda bunu gösteriyordu. Biraz sonra göz yaşlarıma engel olamamaya başladım. O Bella öldü diye ağladığımı düşünürken ben ona bir daha kavuşamayacağım için ağlıyordum. Ama o kadar iyi geliyordu ki beni anlayan birinin kollarında ağlamak. Kendimi ne kadar tuttuğumu kalbimi ne kadar zorladığımı Emily'e Bella'ya olan özlemi mi anlatırken anlıyordum. Dilimin ucuna geldi söylemek onun yaşadığını, zaten öğrenecek diye düşündüm ama Emily benden önce davrandı. " Elisa " dedi sakince göğüsune kafamı koymuştum ağlarken, yavaşça kafamı kaldırdım hâlâ ağlarken. " Efendim " dedim gözlerimi silip. " Aslında bunu sormamalıyım biliyorum ama dayanamıycam. Çok düşündüm bunu, ama yıllar geçtikçe umudumu kaybettim. Hep Bella'nın bir gün karşına çıkacağını düşünürdüm, ölmemiş olsa ama sanada ulaşmasa ve pat diye bir gün karşına çıksa ne yapardın? " ben zaten bunu yaşadım. Hatta bin beterini yaşıyorum, sevdiğim kadın en yakın arkadaşımla çıkıyor ama sen bunu bilmiyorsun. Sahi bilmediklerini anlatmalı mıydım ona?
Beğendiyseniz o küçük yıldıza basmaya lütfen üşenmeyin :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Onunla aşk başka ( girlxgirl )
Teen FictionBen - Elisa Walker - ve siz benim Dünyama hoşgeldiniz