Biraz Bella'ya bakıp ne dediğini algılamaya çalıştım. Anladığımda ise yüzüme kocaman bir gülücük hakim oldu " O-olur neden olmasın. Bu konunun ayrıntılarını kesinlikle konuşmalıyız ama sonra " deyip dudaklarına minik bir öpücük bırakıp evden çıktım. Ahh sevdiğim kadında benimle aynı fikirde bundan daha mükemmel ne olabilir ki? Şu Amber işine hız vermem gerekiyor artık. Ne olacaksa olsun moduna çoktan girdim. Sadece biraz toparlanmasını bekliycem. Sonrasında her şey açığa çıkacak. Ben artık sevgilimin yanında kimseye hesap vermeden kalmak istiyorum. Hatta onunla yaşamak istiyorum. Gerçi biz zaten birlikte yaşıyorduk taki o lanet kaza olana kadar. Sahi o kaza olmasa neler olurdu ? Çoktan evlenmiş olurduk bence, hatta çocuğumuzda doğmuş olurdu dayanamazdım ben. Düşünceler içinde eve geldim, saat geç olmadığı için Bella dahil herkes uyanıktı. Avery bebekle ilgileniyor, abim kızıyla oynuyor Amber ise televizyon izliyordu. Benim geldiğimi gördüklerinde bayanların özellikle Avery'nin yüzünde bir ima vardı. " Ooo sonunda teşrif ettiniz " diyen kişi Amber'dı. Gülümseyip " Ah evet arkadaşımlaydım " dedim. " Nasıl bir arkadaş ? " diyerek üsteledi Amber. Ben ise cevap vermeden önce göz ucuyla abime baktım, o ise gayet rahattı. Çok şanslı bir kadınım aslında ben, böyle mükemmel bir abiye sahip olduğum için, beni bu kadar seven bir abiye sahip olduğum için çok ama çok şanslıyım. " Bence normal bir arkadaş değil özel bir arkadaş bu kişi. Öyle mi Elisa ? " Avery Amber'a cevabımı beklemeden sormuştu. Bende bir anlık cesaretle " Evet özel biri. Yani sadece arkadaş değil " cümlesi ağzımdan çıkıvermişti. Avery'nin hoşuna gitmiş olacakki yüzünde güzel bir gülümseme oluştu " Kimmiş peki bu beyefendi? " dediğinde kaşlarım istemsiz çatıldı " Aslında bir bey değil, bir bayan " Avery şaşırsa da yadırgamadı zaten Bella'nın yüzünü bilmese de ismini biliyordu. Ki benim durumumu bildiği için kızının adını Isabella koydu. " Ah afedersin olabilir tabiki peki kim bu şanslı bayan ? " al şimdi bunu cevapla Elisa " Şey aslında biz daha çok yeniyiz. Bu yüzden hemen açıklamak istemiyorum. Eğer ilerlersek zaten açıklarım " diyerek gülümsedim. Avery " Peki " deyip gülümsememe karşılık verirken Amber " Şaşırdım " dedi. Ona döndüm " Neye şaşırdın? " , " Hepimiz senin aşık olduğun kadının öldüğünü biliyoruz. Yani aslına bakarsan biz yıllardır arkadaşız ve senin hayatında kimse yok. Ben sonsuza kadar hayatına kimseyi almayacağını düşünüyordum. " eğer Bella çıkıp gelmeseydi zaten almayacaktım doğru tahmin Amber demeyi çok isterdim. Onun yerine gülümseyip " Bende öyle zannediyordum ama bu-bu çok farklı Amber " diyebildim. Aslında biraz rahatsız olmuştum, yani bu tür konuşmaları minik Bella'nın yanında yapmaktan. Zaten çok geçmeden de Bella odasına gitti. Avery'de ondan biraz sonra bebeği de alıp odasına gitti. Abim Amber ve ben konuşmadan televizyon izliyorduk. Tabi Amber sadece ekrana bakıyordu izlediğinden emin değilim. Vicdanıma atılan tekmesin Amber ve bunun sorumlusu aşık olduğu kadın. Düşüncelerindeyken telefonuma gelen mesajla elime aldım. Mesaj Bella'dandı " Özledim " yazıyordu sadece. Yüzümü büyük bir gülümseme kapladı ama sonra hemen sildim gülümsememi, Amber üzgünken gülümsemem olmazdı tabiki. Abime ve Amber'a iyi geceler dileyip odama geçtim. Hemen Bella'ya " Bende özledim " diyerek geri döndüm. Bu sırada da üstümü değişiyordum. Bella'nın kokusunu duydum bir an. Tenime sinmişti, işte bu en sevdiğim, ilacım bu benim. Onun kokusu. Bella'yla biraz daha mesajlaştık. Hatta bebeği kimin doğuracagını bile konuştuk. Tabiki ben! İkna olur gibi oldu ama bakalım... Mesajlaşmadan sonra ikimizde aynı anda uyuduk. Ah keşke yanında olsaydım da birlikte uyusaydık ama o zamanlar yakın sevgilim. Sabah için alarm kurmadım. Cumartesiydi ve ben işe gitmek istemiyordum. Bella'da gitmeyecekti zaten. Belki öğleden sonra sevgilimin evine giderim. Dışarı da buluşamıyoruz Amber görür diye. O yüzden ona gitmeliyim. Öğlen kalktım, ahh Bella'dan sonra ki en büyük aşkım uykum. Kahvaltı da kimse olmayınca bende sandviçle geçiştirmeye başladım. En son kahvaltıyı geçiştirdiğim daha doğrusu yapmadığım günü hatırladım birden. Yani Bella'nın ortaya çıktığı gün, Amber'ın yanındaydı. Hastanede gözümü açtığımda başta hayal sanmıştım hatta. Hastane aklıma gelince yüzümü buruşturdum ve sandviçime daha da sarıldım. Doydugumu düşününce de Bella'nın yanına gittim. Özledim sonuçta yeğenimi, hem ilgilenme sırası da bende diye düşündüm. Birlikte oyunlar oynadık, Bella'dan da mesaj bekledim bu arada ama atmadı. Bende miniğimle ilgilenmeye devam ettim. Bir kaç saat sonra mesaj attı, ah sonunda aklına gelebilmiştim ama artık çok geçti akşam yemeğine az kalmıştı ve ben mazeret uydurup yanına gidemezdim. Abim tamam dese Amber bozulurdu, o takıldığı kızdan olumsuz yanıt alalı çok olmamıştı sonuçta. Biraz mesajlaştık. Kendimi lisede gibi hissediyordum mesajlasirken aslında ve bu tuhaf bir şekilde hoştu. Yemek saati geldiğinde yarın buluşup buluşmayacağımızı sabah kararlaştırmaya anlasıp mesajlaşmayı bitirdik. Masaya oturduğumda gülen yüzümü saklayıp normal bir hâl almaya çabaladım. Benim aksime Amber çok neşeli ve enerjik duruyordu. Biz aslında çok çok yakın arkadaştık Amber'la, öyle ki Sophia'nın yerini bile almıştı kalbimde. Tabiki bu durum Bella ortaya çıktığında değişti. Aşkım arkadaşlığıma engel olmaya başladı ve bu durum canımı sıkıyor. Vicdanımı biraz rahatlatmak amacıyla Amber'a döndüm " Bu mutluluğunu neye borçluyuz Amber? " sorarken gülümsemeye çalışmıştım. Omuz silkti " Hiç bir şeye. Sadece eski ben olmaya karar verdim. " , " Sevindim " dedim daha içten bir gülümsemeyle. Bu iyi bir şeydi sonuçta. Amber ne kadar iyi olursa o kadar hazır olurdu. Yemek bittikten sonra Amber Avery ve ben Jacob'u yıkamaya karar verdik. Amber ve ben bu işlerden bir haber olduğumuz için Avery bebeğin yeni yardımcısıyla birlikte bize öğretmeye karar vermişti. Daha doğrusu emretmişti, ben hiç itiraz etmeden kabul ettim söz vermiştim kendime bu bebeğin hiç bir şeyini kaçırmamak için. Amber ise eğlenceli olacağını düşündükten sonra tamam dedi. Göbek bağı düştüğü için ilk banyosuydu ama Avery gayet rahattı. İkinci çocuk böyle bir şeydi sanırım ne yapman gerektiğini bilip panik yapmıyorsun. Jacob başlarda sudan korkup ince ince ağlasa da sonra alışıp susmuştu, Bella'nın da babasıyla keyfi yerindeydi. Amber ve bende zevk alarak yıkadık bebeği. Avery bebeği uyutmaya gittiğinde Amber'la odama gittik, biraz muhabbet için. Bir süre sessiz kalıp yatakta otursakta sessizliği bozan ben oldum. Elimi Amber'in elinin üstüne koyup " Senin için sevindim Amber " dedim. Yüzümdeki gülümseme gayet samimiydi. " Ne için? " , " Mutlusun. Yani çabuk toparladın ben sandım ki.. " , " Ah Elisa beni benden çok daha iyi tanıyorsun. Kafama sadece bir şeyi takarım gerisi beni ilgilendirmez. Şimdi taktığım tek şey ise yerime tercih edilen kişiyi öğrenmek. " offf haklı Amber takıntılı biri ve bu sefer ki taktığı şey şu an burnunun ucunda ama. Korkuyor muyum acaba ben Amber'dan ? Ya da yapacaklarından. Amber'dan hayır yapacaklarından evet. " Amber bence boşvermelisin yani, kim olduğunu öğrenip... " sözümü bitirmeme izin vermeyip ayağa kalktı " Biliyorum Elisa beni düşünüyorsun üzülmemden korkuyorsun ama merak etme. Söz veriyorum üzülmiycem " diyerek yanağımdan öpücük aldı. Sonrada cevabımı beklemeden çıktı. Derin bir of çektim. Şimdi ne yapacaktım? O öğrenmeden açıklamalıydım, korkuma rağmen. Yoksa çok daha büyük şeyler olabilirdi. Zihnimdeki düşünceleri zorda olsa attım. O anda da aklıma günlüğüm geldi. Bella'dan zorla almıştım ve su an içimden okumak geldi. Yatağıma yerleştim ve günlüğü elime aldım. Ne kadar güzel şeyler yazmışım ben böyle, gerçi yer yer akmış rimeller, göz yaşından kabarmış sayfalar olsa da güzeldi yazdıklarım. Ya da ben Bella'ya kavuştuğum için güzel geliyor eskiden çektiğim acılar bilmiyorum. Esneyerek okumaya devam ettim. Hatta defter elimden düşüp, irkilip sonrasında kalkmaya üşenene kadar okudum. Sonra da uykumla savaşıma son verdim. Dünkü gibi Öğlene kadar uyumuştum. Kalktığımda dün düşen günlüğüm baş ucumdaki komidindeydi. Gece üşenmiştim, ne ara kalkıp almıştım ki ? Biraz düşündüm sonra uyku sersemi hatırlamadığımı varsayıp omuz silktim. Sevgilimden gelen " Günaydın " mesajına aynı şekilde karşılık verip kahvaltıya indim. Pazar kahvaltısı hep geç olduğu için yetişmiştim. Abim Avery ve Bella neşeli kahvaltılarını yaparlarken Amber yoktu. Nerede diye sorma gereği duymayıp kahvaltıya daldım. Bugün hava güzeldi kahvaltının sonlarına doğru Bella'nın " Hala parka gidelim mi ? " sorusuna olumlu yanıt verip üstümü değişmek üzere ayaklandım. Odama doğru giderken geniş koridorumuzun bir köşesindeki vitrinde bulunan silahlar dikkatimi çekti. Evet vitrinimiz vardı ve evet içinde çeşitli silahlar vardı. Bu abimin bir çeşit hobisiydi. Ruhsatlılar mıydı bilmiyorum ama adını bilmediğim silahlar benim sinirlerimi bozuyordu. Sanırım abimin tek sevmediğim huyu buydu. Sonuçta bu evde çocuklar vardı ve ne olduğunu merak edebilirlerdi. Hatta başta ben bile içinden bir silahı alıp kendimi öldürmeye kalktım, tabiki şarjörünün olmadığını anlamam zor olmadı. Kısacası bu vitrini sevmiyorum, olur olmadık anlarda gözüme çarpıyor. Kendi kendime abime ve vitrine söylenerek odama gidip üstümü değiştirdim. Sonrada meleğimi arabaya bindirip parka götürdüm. Park çok uzak değildi ama yinede yürümek istemedim. Parkı sevdiğimi söylemiş miydim? Cıvıl cıvıl çocuk sesleri falan, çocuğumuz olduğunda da Bella'yla birlikte buraya getiricem. Özellikle buraya. Bella demişken o ne yapıyor acaba? Haftasonu görüşme hayallerim bir bir suya düşerken akşam görüşmek için hâlâ umudum olması da ayrı bir ironi ama neyse. Biz miniğimle parkta doyasıya eğlendikten sonra yoruldugumuzu hissedip eve döndük. Üç saattir parkta olduğumuzu fark etmem sonra oldu tabi. Yukarı doğru yorgun argın çıkınca gözüm yine vitrine takıldı. Göz devirip geçecekken silahlardan birinin olmadığını fark ettim. Vitrin kitliydi ve anahtar sadece abimde vardı. Dolayısıyla silahı abim almıştır ama silahla ne yapacaktı ki ? Abimi bulduğumda sormayı aklıma not ettim. Odama doğru yavaşça ilerledim. Kapıyı açtığımda ilk gördüğüm şey az önce vitrinde olmadığını gördüğüm silahın birinin elinde ve havada birine doğru tutulduğunu gördüm. Silahı tutan kişi Amber'dı ve Bella'ya doğru tutuyordu. Beynim bana oyun mu oynuyordu ? Gerçek olamazdı yoksa bu. Ben kapıyı açınca ikisininde gözleri bana döndü. Bella odamın biraz ilerisindeydi, Amber ise kapının biraz ilerinde duruyordu. Bella hemen atılıp " Elisa çık hemen git burdan " dedi. Amber'se psikopatça gülümseyip. Silahı bana doğrulttu " Bizde seni bekliyorduk Elisa. Geçsene içeri " dediğinde emir veriyordu. Hiç tereddüt etmeden Bella'nın önüne geçtim. " Amber ne yapıyorsun " dedim sakince. " Hah korktun mu Elisa? Sevgiline zarar veririm diye? " , " N-Ne sevgilisi ? " dedim şaşırarak. " Boşa uğraşma her şeyi biliyor. Bir şey yapabilir arkama geç " dedi Bella fazla sakin sesiyle. Bu sakinliği beni ürkütmüştü. " Evet her şeyi biliyorum ve sizi tebrik ederim bayanlar beni çok güzel uyuttunuz. Hadi bu sürtük neyse, ama senden beklemezdim Elisa. Biz arkadaştık, sen-sen benim için çok değerliydin Elisa " bir anlık gözleri dolup sesi çatallaşsa da kendini toparladı " Kalbimi kırdınız ve bunun bedelini ödeyeceksiniz " elindeki silahı gelişi güzel tutuyordu. Başta şarjörü yok sanıyordum ve rahattım ama salladikça var olduğunu gördüm. Hoş başta bunun bir kabus olduğunu da düşünüyordum ya neyse. Anlam veremiyordum, benim odamda Bella ve Amber bu şekilde nasıldı ya da Amber nasıl öğrenmişti aklım almıyordu. Bella beni arkasına almak için ne kadar çabalasa da ben izin vermeyip önünde duruyordum. Bu sırada da Amber anlatmaya başladı " Günlüğün Elisa. Ne kadar da güzel. Hele Bella'yı çok güzel resmetmişsin. " , " Sen... " , " Evet ben dün gece odana geldim. Ne kadar tatlı uyuduğunu düşünüp üstünü örterken yerde ki günlüğüne bastım. Aslında bilirsin özel hayatına saygım vardır okumazdım ama arasından Isabel'in ahh pardon Isabella'nın resmi düşünce okumaya karar verdim. Öldüğünü sandığın kadının bu olduğunu bilseydim ona yaklaşmazdım " silahı olabildiğince ona doğrulttu. Bağırırsam kurtulabilirdik belkide ev insan doluydu ama Amber'in silahı ateşleme olasılığını göze alamazdım. " Ama bu sürtük beni kandırdı. Öyle ki ben onun benden hoşlandığını bile zannetmeye başlamıştım. Sanada acı vermiş zaten. Bu yüzden artık gerçekten ölmeyi hak ediyor " Gözleri delici bakıyordu. Ben telaş yapmaya başlamışken Bella hâlâ sakindi. Amber ise silahı hâlâ gelisiguzel tutuyordu. " A-Amber yapma. Konuşarak halledebiliriz söz veriyorum canını yakmiycaz bir daha " , " Hayır Elisa, Amber haklı hak ediyorum " dedi Bella yutgunup. Bella'ya dönüp sert bir şekilde " Kes sesini " dedim. " Ah bak Elisa sevgilinde farkında oda hak ettiğini biliyor. " , " Amber lütfen. Sen böyle biri değilsin ve beni gerçekten ürkütüyorsun. " gözlerim dolmaya başlamıştı. Tam bu sırada " Elisaaa biz geldik " diyerek Emily kapıyı hızlıca açtı. Emily'nin kapıyı hızlıca açması Amber'in panik olmasına sebep oldu ve kulaklarımı silah sesi doldurdu.....
Beğendiyseniz o küçük yıldıza basmaya lütfen üşenmeyin :) Olumlu veya olumsuz tüm yorumlar benim için çok değerli :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Onunla aşk başka ( girlxgirl )
Novela JuvenilBen - Elisa Walker - ve siz benim Dünyama hoşgeldiniz