- Bella'nın ağzından -
Hastanede gözlerimi açtığımda annemin söylediğine göre bir haftadır bu haldeydim. Üç gün önce ameliyat olmuşum ve doktorlar uyanmamı beklemeleri gerektiğini söylemiş. Annemle konuşurken gözlerim Elisa'yı aradı ama yoktu. Ben bu haldeysem oda benim gibi olabilirdi. Ama annemlere onu sormaya cesaret edemedim. Ne halde olduğunu duymaya güç bulamadım kendimde. Nasıl olsa annem söylerdi... Sabah doktor kontrole geldiğinde bir terslik vardı, herkesin suratı düşmüştü ama bana söylemiyorlardı. Doktorun elinde ayağımdan çıkardığı iğneyi görünce anladım her şeyi " Bacaklarım... Hayır ben hissediyorum hayır yürüyorum ben anne yürüyebiliyorum " ağlayarak doğrulmaya çalışıyordum ama olmuyordu başaramıyordum. Yürümek zorundaydım ! " Bayan Ross sakin olmalısınız. Tabiki yürüyeceksiniz. Kazada omuriliğiniz hasar görmüş. Ameliyatınız gayet başarılıydı şimdi de sizinde gayret ve çalışmalarınızla gerekirse bir kaç ameliyattan sonra yürüyebileceksiniz. " doktorun söylediklerini duyunca birazda olsa sakinleşmeye başladım. Tamamiyle sakinleşmem bir kaç saatimi aldı. Kendime geldiğimi düşündüğüm de ne istesem yapmaya çalışan anneme döndüm ve Elisa'yı sordum uyandığım için neşesi yerinde olan annemin yüzü farklı bir hâl aldı " Isabella artık o kızı unutmak zorundasın. " , " Ne demek unutmak zorundasın anne ben onu kendimden çok seviyorum sen, sen nasıl bana böyle bir şey söylersin! Beni ona götürün hemde hemen! " , " Yürüyemediğini öğrenir öğrenmez seni bırakıp giden birinin yanına götüremem seni! " annem bana olayları anlattığında şok oldum. Elisa benim aksime ufak sıyrıklarla kazayı atlamış. Ben uyurken yanıma gelmiş ve durumumu öğrendiğinde benimle daha fazla devam edemeyeceğini anneme söylemiş. Tabiki inanmadım, önce babama sordum annemin aksine o bana kıyamazdı ancak babamda aynı şeyleri söyledi. İnanmak istemediğimden mi bilmiyorum ama doktor tekrar kontrole geldiğinde Elisa'nın durumunu ona sordum ve annemin dediği gibi küçük sıyrıklarla atlattığını kaşının ayrıldığını falan söyledi. Üç haftadır hastanedeydim ve Elisa gelmemişti. Yavaş yavaş annemlere inanmaya başladım. Beni yürüyemediğim için terk etmişti. Doktorun dedikleri gelmişti aklıma, dahada hırslandım; yürüme çalışmalarına başladım. Bu sırada başka bir şehire de taşınmıştık. Fizik tedaviler ne kadar iyi gelirse gelsin ikinci bir ameliyat kaçınılmaz olmuştu. Ameliyattan sonra tekrar çalışmalara devam ettik. Kazadan bu yana yaklaşık altı ay geçmişti ve ben artık koltuk değnekleriyle de olsa yürüyebiliyordum. Tekrar fizik tedaviye gittiğim bir gün sıranın bize gelmesini beklerken gözüme dergilerden biri çarptı. Kapağını görür görmez gözlerim dolmaya başladı. Ünlü bir derginin kapağında " Walker ailesi " vardı. Gözüm sadece Elisa'yı görüyordu ve onun gülümsemesini. Beni bırakıp gitmişti, hiç mi acı çekmiyordu, hiç mi merak etmiyordu da bu kadar içten gülümseyebiliyordu ? O gün orada karar verdim; o benim gülümsememi, mutluluğumu çalmıştı. Bende onun gülümsemesini alacaktım!.. Bir süre sonra koltuk değneklerinide bırakıp yürümeye başladım. Dondurmak zorunda kaldığım okuluma da devam ettim. Ara ara yürümekte sıkıntı çeksemde kaza gününden iki yıl sonra hiç bir sıkıntı kalmamıştı. Hiç bir yerimde hiç bir sıkıntı yoktu, kalbim hariç. Elisa beni hiç aramamıştı. Hiç mi merak etmemişti beni? Tamam başka şehirdeydim ama istese bulurdu, demekki istememisti. Ben ise onun nerede yaşadığını neler yaptığını biliyordum. Çünkü o Elisa Walker'dı ölmüş zengin ailenin varislerinden biri olan Elisa Walker'ı tabiki herkes bilirdi ve magazinciler haber yapardı. Her yil en az iki derginin kapağı " Walker " ailesi olurdu ve Elisa hep aynı şekilde gülümserdi... Ertesi yıl yine Elisa'nın olduğu bir dergiyi okulda incelerken gözüme yanlarında olan bir kız takıldı. Sarışın ve oldukça hoş bir kızdı üstelik fotoğrafta Elisa'yla yanyana oturuyorlardı. Önce Elisa'nın sevgilisi sandım, resmen korkudan kalbim ağzımda attı ama sonra röportajı okuyup abisinin baldızı olduğunu öğrendimde rahatladım. O sırada okulda tanıştığım ve gerçekten iyi kalpli olduğuna inandığım arkadaşım Jessica yanıma oturdu. Oturur oturmaz incelediğim dergiyi oda inceleyip kendi kendine konuşuyordu. Söylediğine göre sarışın kız yani Amber bir lezbiyendi. Yani en azından söylentiler o yöndeydi. Jessica inanmayan bir şekilde omuz silkip önüne döndüğünde aklıma bazı fikirler gelmeye başladı. Kendime söz vermiştim Elisa'nın mutluluğunu alacaktım ve Amber bu yolda bana yardım edebilirdi... Yaşadığım sağlık sorunları yüzünden okulu dondurmama rağmen birincilikle bitirmiştim. Hatta bazı şirketler okulu bitirmeden bana teklifler getirmeye başlamıştı ama benim tek bir hedefim vardı oda Washington'da bir yerde hangi şirket olursa olsun çalışmak. Okulu bitirir bitirmez istediğim gibi oldu ve Washington'da bir şirketten teklif geldi. Küçük pozisyonda başlasamda yükselebilecektim. Annem her ne kadar istemese de işim iyi olduğu için mecbur kalmıştı. Önce bir ev tutup içini istediğim gibi dekore ettirdim. Sonra ise planımı uygulamaya koydum. Amber'in geçmişini araştırdım. Jessica'nın söylenti dediği şeylerin doğru olduğunu öğrenmem işimi daha da kolaylaştırdı. Takıldığı mekanları, sevdiği sevmediği şeyleri kısacası hakkındaki çoğu şeyi öğrenmiştim. Ilk başta öğle yemeği yediği mekana sürekli gitmeye başladım. Alışveriş yaptığı mağazaya gidip karşılaşmamızı sağladım. Çok geçmeden benimle iletişim kurmaya başladı. Eskiden arkadaşlarım bana Isabel dediklerinden bende kendimi öyle tanıttım. Başlarda arkadaşlık gibiydi öğle yemeklerini birlikte yiyorduk birlikte alışveriş yapıyorduk bazen kafelere gidip sohbet ediyorduk. Yavaş yavaş benden hoşlanmaya başladığını hissedebiliyordum. Zaten amacım da buydu. Ama neden vicdan azabı duyuyordum ? Neden Amber'ı kullandığım halde Elisa'ya ihanet etmiş gibi hissediyorum çözemiyorum... Bir gece aniden Elisa'nın ailesiyle birlikte kaldığı eve gitmeye karar verdim. Adresi bulmam zor olmamıştı. Tek amacım uzaktan izlemekti, zaten korumalar vardı içeri giremezdim. Ben tam evin önüne doğru geldiğim de Amber'ın arabasının garajdan çıktığını gördüm ve takip etmeye başladım. Gideceği yer her nereyse karşılaşmamız iyi olurdu ve bu sefer belki bana açılırdı... Araba bir barın önünde durduğunda bende ara sokaklardan birine park edip bara girdim. Gözlerim Amber'ı aradı ama göremedim. Biraz içkiye ihtiyacım olduğunu düşünüp oraya yöneldim. Iki bardak viski bitirince tuvalete gitmek için kalkıp yürümeye başladım. Bir kaç adımdan sonra olduğum yere çakıldım sanki. Kuytu da bir köşe de Elisa tek başına oturuyordu. Kalbim onu ilk gördüğüm günde ki gibi atmaya başlamıştı. Onunda gözleri benimkilerle buluştuğunda kalabalığın arasına karışıp arabama yöneldim. Ağlamamam gerekirken göz yaşlarıma engel olamıyordum. Ilk görüşümün içimi bu kadar yakacağını tahmin edememiştim, özlem içimi kavuruyordu resmen. Eve gidince her şeyi kendime tekrar anlattım o beni terk etmişti sırf yürüyemeyeceğim için beni bırakmıştı ve yapacağım her şeyi hak ediyordu!.. Amber öğle yemeğine arkadaşım Elisa'da gelebilir mi sizi tanıştırmak istiyorum dediğinde de kalbim ağzımda atıyordu. Elbette diyebildim sadece. İste başlıyorduk, o altı yıldır bensiz mutluydu ve artık mutsuz olma zamanı gelmişti... Restoranın kapısına geldiğim de derin bir nefes aldım, resmen kalbimi kapıda bırakıp içeri girdim. Elisa'nın arkası dönüktü, aldırmadan Amber'e sarıldım ve bizi tanıştırmasını izledim. Elisa beni görünce gözleri kocaman oldu, kekeleyerek ismimi sayıklayıp bayıldı. Amber hemen koşup yanına geçti, korkudan donup kalsamda biraz sonra kendime gelip Amber'ın arabaya götürmesine yardım edip kendi arabamla onları takip ettim. Hastanede doktor korkulacak bir sey olmadığını açlıktan bayıldığını söylediğin de Amber derin bir nefes alıp bana sarıldı. Onu gerçekten çok seviyordu belliydi... Amber hastane işlemlerini yapmaya aşağıya indiğinde bende Elisa'nın yattığı oda da başında beklemeye başladım. Melek gibi uyuyordu, gözlerim doluyordu ama hemen kendimi durdurdum. Kendime engel olmak istesemde olamadım ve yanına oturup yüzünü incelemeye başladım. Eski Elisa'dan çokta farkı yoktu. Sadece saç rengi değişmişti, yüzü biraz daha kadınsılaşmıştı, ve çok güzeldi. Onu incelemek bile heyecan basmasına sebep oldu, ellerime engel olmadım ve parmaklarımı saçlarıyla, dudaklarımı sol yanağıyla buluşturdum. O kadar çok özlemişim ki.. Yavaş yavaş gözlerini açmaya başladığında hızlıca doğrulup elimi çektim, odadan çıkmakla çıkmamak arasında kalmıştım. .
Beğendiyseniz o küçük yıldıza basmaya lütfen üşenmeyin :) Olumlu veya olumsuz tüm yorumlar benim için çok değerli :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Onunla aşk başka ( girlxgirl )
JugendliteraturBen - Elisa Walker - ve siz benim Dünyama hoşgeldiniz