Ben artık dayanamıyorum Bella. Sensizlik artık fazla ağır geliyor bana. Tekrar sana kavuşmayı denemek istiyorum ama artık yapamam. Çünkü bugün çok farklı hissettiren bir şey oldu. Yeğenim yani küçük Bella o minicik eliyle parmağımı tuttu. Çok farklıydı biliyor musun? Bunu ilk kez bu deftere yazıyorum ama keşke yanımda olsaydında sana söyleyebilseydim... Nefes alıyorum ama yaşamıyorum inan bana. Hep çıkıp geleceğin günü bekliyorum Bella. Ben bizden hiç vazgeçmedim, sana olan aşkım sen yanımda olamasanda büyüyor içimde. İnanıyorum hâlâ, sen çıkıp geleceksin ve biz yine kavuşucaz...
Defterde sayfalarca yazı vardı. Elisa her zor anında, her mutluluğunda veya yıl dönümlerimizde bana yazmıştı. Hayallerini umutlarını beklentilerini hatta aklıma takılacağını düşündüğü her şeyin cevabı vardı. Bazı sayfalarda akmış rimeller ve gözyaşlarını kanıtlayan kabartilar vardı. Annemi aramaya gerek kalmamıştı. Elisa'yı aradım defalarca ama telefonu kapalıydı. Ben nasıl bir aptaldım böyle? Anneme inandım, Elisa'nın bana bunu yapacağına inandım, dahası beni bu kadar seven kadından intikam almaya kalktım. Ben Elisa'nın sevgisini hak etmiyorum! Ama olmaz, bunlardan sonra bırakamam Elisa'yı ben. O benim, ben onun. Yıllar önce de böyleydi zaten, yüzeysel tatminlerim haricinde kimseyle ilişkiye girmedim hep tek bir kişinin olacağım günü bekledim ve o kişi Elisa oldu. Ondan sonra da kimseyi almadım hayatıma, ama bir dakika ya Amber ? Offf ben nasıl bir aptalım böyle. Elisa'yı dinlemedim ben, bir kere bile dinlemedim. Ya Elisa? Beni istemezse? Haklıda, ama olmaz yapamam ben onsuz. Hem insan istemeyeceği biri için bu kadar şey yapar mı? Kutunun içinde başka bir kutu daha vardı. Onuda alıp kapağını açtığımda kalbim duracaktı. Kalbin içinde bir yüzük, o kadar güzeldi ki. Sayfaları tek tek gözden geçirmeye başladım, yüzükle ilgili bir sayfa mutlaka vardır değil mi? Ve bingo! Altıncı yılımız ve Elisa evlenme teklifi için gördüğü yüzüğü almış. Geçen gün evlilik hakkında düşündüklerimi Elisa'da düşünmüş, şimdi bizde evli olabilirdik yani tabi ben bu kadar aptal olmasaydım. Elisa'ya ne kadar acı verdim kim bilir? Şimdi ortalarda yoktu. Emily'nin bana her şeyi anlatacağını biliyordu tabiki. Kaçmayı tercih etmişti ve sonuna kadar haklıydı. Ama yinede onu bulmak istiyorum, tekrar kazanmaya çabalamak istiyorum, tekrar benim olsun istiyorum. Defteri okumaya daldığım için saatin nasıl geçtiğini fark etmemiştim ama sanırım güneş doğuyordu. O kadar yorgundum ki, olduğum yerde uyuyakalmışım. Uyanmamı telefonun o iğrenç sesi sağladı, off boynum tutulmuş. Söylenerek telefonu buldum, numara kayıtlı değildi kimdi ki? Düşüncelerimi kenara bırakıp telefonu açtım " Efendim? " , " Bella ? " ses tanıdık geliyordu kimdi bu? " E-evet " , " Ben Christopher Elisa'nın abisi " ah tabi ya. Uykudan yeni kalktığımdan fark edememiştim. " Sizi dinliyorum " , " Bella seninle konuşmak istiyorum. Elisa hakkında. Buluşmamız mümkün mü? " ne konuşucaz ki? Bizi biliyor mu acaba Elisa anlattı mı ki, anlatmadıysa ne yapıcam? Ben düşünürken cevap vermeyi unuttum tabiki " Bella? " sesini duyunca irkildim " Ta-tabi ne zaman isterseniz " , " Güzel, Avery ve Amber babalarına gittiler istersen bize gelebilirsin." , " Peki, bir saat içinde sizde olurum." Dedikten sonra kapattık. Amber'in defalarca arayıp onlarca mesajını yok saydım. Evleri çokta uzak değil zaten hatta ben bu evi sırf Elisa'ya yakın diye tutmuştum. Aynaya bakmaya ne kadar cesaretim olmasa da baktım. Sandığım kadar kötü değildim yani şiş gözlerimi saymazsak. Kendime biraz çeki düzen verdim. En azından yüzüme baktıklarında korkmazlar. Elisa bu surata mı aşık oldu yani? Hiç bir zaman kendimi güzel bulamadım. Peşimde onlarca erkek vardı evet ama hiç biri ilgimi cekmedigi için peşimde olmalarıda umrumda değildi. Amber'in da bende ne bulduğunu anlamıyorum, ama onu tavlamak için kendim gibi davranmadım hiç. Onun hoşlandığı şeyleri yaptım genelde, bu yüzden hoşlanıyor bence benden. Ama Elisa, o yanında en rahat olduğum en kendim olduğum ve en mutlu olduğum kişiydi. Peki o ne buluyor bende? O, o kadar güzel ki, benim gibi eşcinsel olmadığı için istese her erkeği elde de edebilir. Ama niye ben ? O tapılası güzellik beni seçti ve ben onu kaybettim. Sanırım ömrüm boyunca kendime lanet edicem... Evlerine geldiğimde arabada derin bir iç çektim, hazır mıydım? Ya da ne konuşacaktık ki hazır olacaktım? Off saçmalamayı kes ve ne halt ettiysen sonuçlarına katlan Bella diyerek arabadan indim. Geçen gün ki kız açtı kapıyı. Gülümseyerek " bay Walker sizi çalışma odasında bekliyor " dediğinde birlikte yukarı çıktık. Kıza gülümseyerek teşekkür ettiğimde aşağı indi, bende kapıyı tıklattım. " Gel " sesini duyduğumda odaya girdim. Chris gülümseyerek oturduğu yerden kalktı ve " Hoşgeldin " diyerek elini uzattı. Uzattığı elini nazikçe sıktım. Tokalaşmamız bittiğinde karşılıklı bulunan siyah deri koltuklardan birini işaret etti, ben oturduktan sonra oda karşıdaki koltuğa oturdu. " yiyecek ya da içecek bir şey ister misin? " , " Ha-hayır teşekkür ederim. Benimle konuşmak istediğiniz konuya bir an önce giriş yapmak istiyorum " dediğimde titriyordum. Korkuyor muydum ben bu adamdan? Belki biraz, David'i ne hâle getirdiği malum sonuçta. " Aslında nereden giriş yapacağımı bilmiyorum. Bu yüzden her şeyi sen anlatacaksın" , " Her şeyi? " dediğimde sorgulayıcı bir hâl almıştım. " Evet Bella her şeyi. Elisa ile aranızda her ne varsa bunun arkadaşlık olmadığı apaçık ortada ve ben abisiyim, ne olursa olsun bilmek hakkım" evet haklıydı. Her şeyi bilmek tabiki hakkıydı ama neden bunları Elisa'ya sormamıştı? " Size anlatmam ne kadar doğru bilmiyorum. Hem bunları neden Elisa'ya sormuyorsunuz? Ya da sormadınız? " dediğimde dudağını ısırıp sonrada burukça gülümsedi " Elisa öyle bir haldeydi ki, hatta hâlâ öyle bir hâldeki, hiç bir şey soramıyorum. Kardeşimin yanında olamıyorum ben Bella. Bu yüzden yardımına ihtiyacım var. Lütfen bana her şeyi anlat. " abisinin dediklerini duyunca kalbime bir ağrı saplandı sanki. Elisa'yı o hâle getiren bendim, Elisa'ya acı veren onu üzen benim. Aslında hiç hak etmiyorum ben Elisa'yı biliyorum, o mutlu olmayı, hep gülümsemeyi hak ediyor ben ise acıdan başka bir şey vermiyorum. Gözlerimin dolacağını hissettiğimde içimde ki sesi susturdum. Derin bir nefes alıp düşündüm. Abisinin bilmesi gerekiyordu. Benim yaşattığım şeylerin bedelini artık ne Elisa ne de ailesi ödememeli diye düşündüm ve meraklı gözlerle bana bakan abisine anlatmaya başladım. Nasıl tanıştığımızı, birbirimizden hoşlandığımızı, David'in yaptıklarından sonra sevgili olduğumuzu ve annem yüzünden ayrıldığımızı anlattım üstün körü. Gözümden bazen yaşlar düşüyordu anlatırken. Ama hiç yüzüne bakmadım Chris'in, konu Amber'a geldiğinde onuda anlatmak zorunda kaldım. En sonunda ise " Elisa'ya çok acı verdim evet. Ama biliyorum ki onun acılarının ilacı da benim. Siz be derseniz deyin bu değişmeyecek. Biz birbirimizi seviyoruz, ve ben onu tekrar kazanmak için elimden geleni yapıcam " dedikten sonra kafamı kaldırıp gözlerine baktım. O ifadesiz suratından bir şey çıkarmaya çalışıyordum. Bir yandan da korkuyordum, ya oda annem gibi bizi ayırmaya kalkarsa? Yoo hayir bu sefer olmaz tam buldum derken tekrar kaybedemem. Bu kez gerçekten ölürüm. Derken Christopher derin bir nefes aldı ve kurşun gibi delici bakışları arasında konuşmaya başladı. .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Onunla aşk başka ( girlxgirl )
Teen FictionBen - Elisa Walker - ve siz benim Dünyama hoşgeldiniz