" Bella ben seni çok seviyorum. Gerçekten çok ama çok seviyorum. Sen yanımdayken bile seni özlüyorum. Okul sonrası veya haftasonu görüşemediğimizde nasıl olabileceğimi sen düşün artık. Bu nedenle ben yani sen yani biz, Bella benimle birlikte yaşamaya ne dersin?" Bir çırpıda söyleyince şaşırdı tabi teklifime de şaşırmış olabilir o ayrı. Biraz düşündü, kaşlarını çattı tam reddedecek diye üzülürken " Tabiki seninle yaşarım. Hatta seninle olduktan sonra bir mağara da bile yaşayabilirim" bu söylediklerini duyunca gözlerim parladı. Ben bu kızı cidden çok seviyorum. Yemeğimiz bittiğinde benim evime gelmesini teklif ettim. Hemen kabul etmişti. Eve geldiğimizde daha içeri geçmeden topuklularını çıkarmıştı, artık ben daha uzundum ve bu işime geldi. Kapıdan içeri geçer geçmez kapatıp onu kapıyla arama kıstırdım. Dudaklarımı boynuna bastırmadan önce fısıldadım " Seni özledim " boynuna minik öpücükler bırakırken durup " Hadi odamıza gidelim " deyip elini tutup yukarı çıkarmaya başladım, odamız kelimesini üstüne basarak söyledim. Odaya girince üstündeki elbiseyi yırtarak çıkarmak istedim ama o kadar çok yakışıyordu ki kiyamadim. Usulca elini fermuarıma götürüp indirdi ve üstümden düşüşünü izledi. Aynı şeyi bende yaptığım da öpüşerek beni yatağa doğru götürdü. Üçer kere orgazm olup yorgun düşene kadar birbirimize sahip olduk. Defalarca tek vücut olmuştuk. O benimdi ben onun, keşke zaman dursa dedim içimden. Tenimizi ıslatan tere aldırmadan sımsıkı sarılıp uyuduk... Güzel bir pazar kahvaltısının ardından Bella'nın evine eşyalarını almaya gittik. Annesi ve babası yine evde yoklardı. Eşyaları toplayıp eve döndük. Her şey o kadar güzel gidiyor ki, korkuyorum. Her şeyin değişmesinden, Bella'yı kaybetmekten. Hep böyle kalsa keşke... Bella ailesiyle konuşmamıştı ama bu kadar rahat olduğuna göre ailesi izin verirdi değil mi? Birlikte yemek hazırlayıp masaya geçtik fazlasıyla sessiz bir yemeğin ardından televizyon izlemeye başladık. Sessizliği bozan Bella oldu hâlâ televizyona bakıp patlattığımız mısırı ağzına atarken konuştu " Elisa bana eski sevgililerini anlatsana ? Ve ilk seviştiğin kişiyi ? " soruyu duyunca yediğim mısır boğazıma takıldı. Soru değildi şaşırtan, bu kadar rahat sormasıydı sadece. Benim yanaklarım kızarırken oda eski Bella'nın geri döndüğü sinyallerini veriyordu sanki. " Benim tek sevgilim oldu oda David. Hayatıma o denli girmeye çalışan çok oldu ama David vardı, ne ben ondan başkasını düşündüm ne de David buna izin verdi. İlk de David'di işte " , " Peki kaç yaşındaydın ? Yani David'le yattığında ? " bu rahatlığı beni öldürecek, utandığımı bilmiyor mu sanki ? " 18'ime bastığım geceydi yani yaklaşık iki yıl önce " , " Anladım " ha sorguya çek sonra tek cevap anladım mı yani " Peki senin kac sevgilin oldu ? Ve ayrıca tamam bakire olduğunu biliyorum ama yatakta çok antrenmanlı gibisin bilemedim " - Cidden bunu ben mi söyledim? Yanaklarımın iki kat kızardığına eminim - " Ben kendimin doğuştan beri farkındayım. Yani erkekler hep benim arkadaşımdı, onlar kızlara ne gözle bakarsa bende o gözle bakıyordum. Ortaokul da Sara diye bir kızla tanıştım. Oda benim gibi doğuştan farkındaydı bu durumun, ilk kez onunla okul bahçesinde öpüşmüştüm. Sonra onlar taşındılar, yaşadığım yıkımı sana anlatamam. Ama üç ay sonra değişti bu durum, lisede Mia'yla tanıştım ilk yıl çok yakın iki arkadaş olsakta ikinci yıl birbirimize karşı hislerimiz ortaya çıkmıştı. Her şey çok güzeldi ta ki son sınıfta beni aldatana kadar. " yine çok sakin anlatmıştı şaşırıyorum ben bazen bu kıza. " Bella ben senden önce bir kıza böyle şeyler hissetmedim. Ama seni sevdikçe David'i sevmediğimi fark ettim. Seninle birlikte içimde olduğunu fark etmediğim duyguları fark ettim. Ve ben seni asla aldatmıycam " , " Biliyorum Elisa sana güveniyorum ki seninle öyle bir şey yaşadım değil mi? Ha evet Mia'yla da bazı şeyler yaşamış olabilirim tabi ama sen gibi kimse olmadı olmayacak. Sen benim son sevgilimsin Elisa " bu söylediğinin üstüne dudaklarına tutkulu bir öpücük kondurdum. " Saat gec oldu artık yatsak mı sevgilim? " diyerek elini uzattı. Bende uzattığı elini tuttum ve odamıza çıktık. Yüzlerimizi birbirine döndürüp biraz bakışıp kendimizi uykunun kollarına bıraktık... Yine aynı karanlıkta bir oda, Bella biraz uzağımda uzansam yetişicem ama yetişemiyorum bir şeyler beni tutuyor. Daha dikkatli baktığımda Bella'nın anne ve babasının beni tuttuğunu fark ediyorum. Bella'nın yalvarışları dolduruyor kulaklarımı anne ve babasına yalvarıyor beni bırakmaları bize izin vermeleri için. Ama sonra sesi boğuklaşıyor, yavaş yavaş bulanıklaşıp siliniyor Bella. " Senin yüzünden " sesleri duyuyorum annesinden sürekli senin yüzünden diyor... Uyandığımda nefes nefeseydim ve Bella korkulu gözlerle bana bakıyordu. Rüya olduğuna o kadar çok sevindim ki anlatamam. Bella bana sarılırken söyleniyordu " Tamam geçti burdayım ben kabustu sadece sakinleş bebeğim " ona daha sıkı sarıldım ve sakinleşmeye çalışıp beni göğüsune yatırmasına izin verip uyumaya çalıştım. . Sabah uyandığımızda rutin olarak kahvaltı ettik o ve ben ayrı ayrı duşlara girip okula doğru yola çıktık. Arabada sessizce yol alırken bana doğru dönüp sordu " Gece rüyanda ne gördün sevgilim? Fazlasıyla korkmuş görünüyordun " , " Hatırlamıyorum hatırlamakta istemem. Hem boş ver " aslında gayet iyi hatırlıyordum. Ama boş vermeliydim huzurumuzu kaçıramazdım. Okula geldiğimizde dn büyük ihtiyacım Bella'nın yanımda olmasıyken bugün hiç ortak dersimiz yoktu aman ne güzel. Bugün baya berbat geçecek olsada artık aynı evde yaşıyorduk en azından akşam aynı odada uyuyacaktık bunlarla kendimi avutmaya çalışırken sınıfıma geçtim. Emily'i sınıfta gördüğüm de onu ne kadar özlediğimi fark ettim. Düşünmeden yanına ilerledim boş olduğunu görünce de oturdum. Ben ona gülümser şekilde bakarken o bana kızgın bakıyordu. " Seni fazlasıyla özleyen kuzenine sarılmayacak mısın? " diye sorduğumda hâlâ kızgın bakmaya devam ederken sonra dayanamayıp bana sımsıkı sarıldı. Aramızda iki ay fark vardı ve ben büyüktüm. Bu yüzden midir bilemem ama hep onu küçük kardeşim gibi görürdüm. Sarılmayı bıraktığımız da sitem dolu sözlerine başladı " Bella'nın alınmasını istemem ama iyiki bir sevgilin oldu dedirttiriyorsun Elisa " , " Emily biliyorum seni, sizi çok ihmal ettim ama daha bir ayımızı dolduralı çok olmadı yani daha yeniyiz. Birbirimize doyamıyoruz. Hepimizin böyle zamanları oldu biliyorsun. " dudağımı büzerek konuşmuştum buna dayanamazdı " Tamam dudağını büzme dayanamıyorum biliyosun. Ben tarafından affedildin ama Sophia'yı bilemem " " Tamam onunda gönlünü alcam hatta bi ara hep birlikte bir şeyler yapalım " " Oluur " Dedikten sonra hoca gelmişti. Sıkıcı ders başlasa da notlarımı alıyordum. Ben haricinde nerdeyse kimse dinlemiyordu dersi hatta bi ara Emily'nin kafası omzuma düştüğünde onunda uyuduğunu anladım... Üç dersin sonunda teneffüste Bella'nın yanına gitmeye karar verdim. Üç derste bile fazlasıyla özledim. Sınıfına gittiğim de yine telefonda hararetli bir şekilde konuşuyordu ama bu sefer anladığım kadarıyla annesiyle " Anne neden bu kadar büyütüyorsun sanki evde olduğunuz mu var ? Ne var yani sevgilimin yanına taşındıysam " sevgilim mi ? Nasıl rahattı bu kadar... " Peki anne tamam akşam onu sizinle tanıştırmaya getiricem " annesi de haklı tabiki kızlarının kiminle kalacağını bilmeleri lazım. Bi dakika onun sevgilisi benim. Nasıl yani akşam, ben, Bella'nın ailesiyle, tanışmak? Ben hâlâ bunları idrak etmeye çalışırken Bella telefonu kapatmış ve adımı sesleniyordu kendime geldiğimde " Sevgilim biliyorum ani oldu ama annem böyledir. Yani seni tanımak istiyorlar, aslında bunu bende istiyorum hayatımı geçireceğim kadını tanımalılar " dediğini duydum " Bella ben bilmiyorum. Ya beni sevmezlerse ? Ya istemezlerse ? " , " Deli misin sen Elisa seni kim sevmez ki ? Tamam ailem hâlâ beni bu denli kabullenememiş olabilir ama ben yolumu seninle çizdim ve bizi kabulleneceklerine eminim " " Umarım dediğin gibi olur. Ben sensiz olamam gerekirse senin kaçırırım " bu dediğime kıkırdadı ve etrafı kontrol ettikten sonra dudağımdan minik bir öpücük aldı. Ders başlayacağı için sınıfa doğru ilerlemeye başladım. Yolumu seninle çizdim mi dedi o ? İstemsizce gülümserken derse girmiştim bile... Ders çıkışında direk eve gittim. Bella annesi gile gitmeyi tercih etti. Hazırlık yapacakmış ve annesiyle konuşması gereken şeyler varmış. Kendimi bi an evleneceği kızın ailesiyle tanışmaya gidecek çocuk gibi hissettim. Bir erkek değildim ama Bella benimdi, bunun verdiği huzuru tahmin bile edemezdim önceden. Evleneceği demişken, sahi evlenir miydik ki ? Belki suni döllenmeyle çocukta yapardık ya da evlatlık alırdık? Ne diyorum ben daha kızın ailesiyle tanımadım, abime anlatmadım, Bella'ya sormadım ama hayali bile güzeldi be... Uzunca bir ne giysem telaşından sonra pembe sade bir elbise giymiştim. Cici kız mı olmalıydım yoksa maskülen mi bilemediğim için böyle bir şey seçmiştim. Umarım her şey güzel geçer diyerek zile bastım. Kapı açıldığında kalbim neredeyse duracaktı; Bella o kadar güzeldiki resmen nefesimi kesti. Hemen ardında annesi belirdiğinde gözlerimi güçlükle Bella'nın üzerinden çekip annesinin elini sıktım ve yol üstünden aldığım çiçekleri annesine uzattim. Nazik bir gülümsemeyle teşekkür ettikten sonra babasıyla da tokalaştım. Annesi Clara ve babası Adam. Bella resmen annesinin kopyası gibiydi gamzeleri bile aynı, Bella'nın kırklı yaşlarındaki haliydi. Ufak çaplı bir tanışma merasiminden sonra yemeğe geçtik. Arada Bella'yla göz göze gelip gülümsemekten başka bir şey yapmıyorken ailesi de bana ilerdeki hedeflerimi soruyordu. " Okul bitince Washington'daki Walker şirketinde çalışmayı düşünüyorum. " annesi hedefimi onayladığını belirten şekilde kafa sallarken konuşmaya başladı " Elisa gerçekten güzel bir hedefin var. Ve bu hedeflerini gerçekleştirirken bu ilişki size engel olacaktır" ben şaşırmış ve ne diyeceğimi düşünür haldeyken Bella annesine sert bakışlarla sordu " Bu da ne demek oluyor anne ? " , " Bu şu demek oluyor ki güzel kızım, baban ve ben ilişkinizi onaylamıyoruz. " , " Ne demek onaylamıyoruz? Hah hataydı zaten anlamalıydım buraya Elisa'yı benden vazgeçsin diye mi çağırdınız sevgili ailem ? Ama şunu bilin ki o benden vazgeçse bile ben ondan vazgeçmem. Elisa benimle geliyor musun gelmiyor musun ? " ben olayları kavramaya çalışırken Bella hışımla kalkmış ve elini uzatmış benden cevap bekliyordu. Hiç bir şey demeden sadece elini tuttum ve beni arabaya götürmesine izin verdim. Arabaya bindiğimiz an gaza bastı ve tahminimce güçlükle tuttuğu göz yaşlarını salıverdi. Dilim tutulmuştu sanki hiç bir şey diyemiyordum. Sonunda kendime geldiğimde bir kaç kelime çıkabildi ağzımdan " Bella sakin olmalısın, lütfen " , " Sakin mi olmalıyım ? Elisa bilmem farkında mısın ama az önce bizi ayırmaya kalktılar. Senin bu kadar sakin olman biraz tuhaf değil mi ? " , " Bella onlar senin ailen" gaza gittikçe yükleniyordu ve ben korkmaya başlamıştım. " Ailem mi ? Aile çocuklarını düşünmez mi Elisa ? Onlar beni hiç düşünmüyor varsa yoksa onlar. Beni hiç kabullenmediler, şimdi de senden ayırmaya çalışıyorlar görmüyor musun ? " , " Bizi kimse ayıramaz Bella. Ama ailene karşı gelemezsin onları böylece bırakamazsın " , " Elisa beni anlamıyor musun ? Beni hiç sevmediler... " o bana doğru dönüp bağırırken karşıdan gelen otobüsü fark etmemiştik bile. Ondan son duyduklarımdı bunlar " Beni hiç sevmediler... " gözlerimi açtığımda hastanedeydim. Bir kolumda serum, öbür kolum ve sol bacağım alçıda, boynumda boyunluk vardı. Kendimi incelemeyi bıraktığım da gözüm sağ tarafta koltukta iki büklüm uyuyan abime baktım. Bana ne olmuştu böyle? Hafifçe kıpırdandığımda sanki tüm kemiklerim kırılmışcasına bir acı hissedip durdum. Bu sırada elinde iki kahveyle Emily odaya girdi. Kahveleri masaya koyup bana doğru döndüğünde sevinçle bağırmaya başladı " Aman Tanrım Christopher uyan! Elisa uyanmış Christopher! " Emily'nin çığlıklarıyla abim uyanıp hemen yanıma geldi o elimi tutup nasıl olduğumu sorarken Emily doktoru çağırmaya gitmişti. Doktor odaya girer girmez beni kontrol etmeye ve sorular sormaya başlamıştı ama ben ona cevap vermek yerine " Bella nerede ? " diye sorduğumda doktorun yüzünün farklı bir hâl aldığını gördüm. " Bayan Walker dinlenmelisiniz " , " Size Bella nerede diye sordum doktor!" Doktor tam ağzını açıp bir şey söyleyecekken içeri büyük çığlıklarla bir kadın girdi. Gelen Bella'nın annesiydi ve Emily onu çıkarmaya çabalasa da başarılı olamıyordu " Demek uyandın ha ? Keşke kızım yerine sen ölseydin küçük şeytan! Benim kızım öldü. Benim kızım senin yüzünden öldü! SENİN YÜZÜNDEN! " güçlükle dışarı çıkardıklarında benim kulağımda dedikleri çınlıyordu " Benim kızım senin yüzünden öldü " olamazdı değil mi ? Bella ölmüş olamazdı... Annesine hak verdim, keşke onun yerine ben ölseydim...
Beğendiyseniz o küçük yıldıza basmaya lütfen üşenmeyin :) Olumlu veya olumsuz tüm yorumlar benim için çok değerli şimdiden teşekkürler :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Onunla aşk başka ( girlxgirl )
Teen FictionBen - Elisa Walker - ve siz benim Dünyama hoşgeldiniz