Final-Part 1

5.6K 312 10
                                    


missguard sahmeranolsam Sultan_dg @merveerol12  @tevafuk41  @123dmr_123  @celtikzeynep @CristianoRonaldo_61 @milkamm  @birimamhatipli @muenneshafz@gamerself  @a_z95b  @imancihad1@SevinDoruyol@MechulMuennes  @asosyalHb  @oezlemkanbal@ipekdestan  @MnchstrUnited@reyyanelvan123  @elifgultekin  @seymaugur12   @azzz07  @FrankensteinZB  @Fatmauz7  ve daha nice KAYIP ŞARKI okuları. Hepinize çok teşekkür ederim. Buraya herkesi etiketleyemedim çünkü bulamadım :) ama unuttuklarımdan önce özür dilerim sonra part-2ye eklemek için isimlerini rica ederim :)

Bir hafta olmuştu. Tamı tamına yedi gün. Azra'dan ayrı geçen 168 saat. Binlerce dakika yüz binlerce saniye. Saçma bulurdum gidenin arkasından duyulan acıyı. Ölüm derdim, ölümü bile unutuyor insanoğlu, bir sevdayı mı unutamayacak. Ama unutamıyormuş. Yarı gidince yarısı gidiyormuş gibi oluyormuş. Aldığı her nefes genzini yakıyor haram geliyormuş. Saçma değil mi? Giden bırakıp giderken bu kadar üzülmez belki ama geride kalan. Geride kalan yıkılıyor, paramparça oluyor. Nefes almaya dermanı olmayan adamdan eski hayatına dönmesini bekliyorlar, her şey düzelecek deyip sırtını sıvazlıyorlar. Azra, olmadan her şey düzelse ne olur ki? İnsanın diğer yarısı olmadan gülümsemesi bile eksik kalırken bunlar neden bahsediyor?

Yatağımızın başucunu süsleyen fotoğrafa elime aldım yine. Son yedi günde olduğu gibi. Önce parmaklarımı Azra'nın yüzünde gezdirdim. Hüzünden eser olmayan yüzünde. Sonra birbirine kenetlenen ellerine gitti parmakların. Beni bırakıp gitmesinden korktuğum ellerine, sıcaklığına hasret kaldığım ellerine, cennet kokan ellerine. Öptüm cennet kokan ellerini, fotoğrafı bastırdım kalbimin üzerine. Azra ile daldım yine bir hayale. Kapadım gözlerimi. Hayal etmeye çalıştım gülüşünü, sevişini.

Ama her hayalin bir sonu var. Bu hayalimin sonunu ise odaya dolan müzik sesi getiriyor. Cebimdeki telefonu çıkarıp hızlıca açtım. Telefonla konuşmayı sevmeyen ben belki Azra'dan bir haber gelir diye telefonu yanımdan dahi ayırmıyordum.

"Ömer, acil şirkete gelmen lazım"

Emir, her akşam burada kalıyor sabah da bana zorla bir şeyler yedirip evden öyle ayrılıyordu. Her ne kadar yapmayacağı bilse de korkuyordu kendime bir şey yapmamdan.

"Gelmiyorum Emir, isterse şirket batsın gelmiyorum. Azra, gelir de beni evde bulamazsa üzülür."

Asıl nedenim bu değildi, asıl neden Azra'nın olmadığı bir şirketin umurumda olmamasıydı. Bu evde Azra'nın hatıralarıyla yaşamak istememdi.

"Ömer, Azra'dan haber var"

Bu cümle zamanın durması için yetmiş de artmıştı bile. Ömer, arabasının anahtarını alıp hızla evden ayrıldı. Bu Azra'ya kavuşmak için son şansıydı belki de. Azra'yı hiç anlamamıştı. Neden gitti, nasıl gitti, nereye gitti? Bu bir haftadır yaşadıkları çok garip şeylerdi.

Azra gitmişti, nerede olduğunu kimse bilmiyordu. Eren'le birlikte Azra'nın annesiyle konuşmaya gitmişlerdi, kadın tek kelime etmemiş sadece ağlamıştı. Ömer, çıldıracak gibi hissediyordu. Yaşadıklarını anlatacak tek bir kelime bile yoktu.

Eksik kalmıştı, yarım hissediyordu. Ama bunları söze döktüğünde sanki bu kelimeler yeterli değildi. Ömer, kendini yok hissediyordu. Sanki hiç var olmamış gibi sanki Azra, sebebiymiş gibi.

Bu zamanda Rabbine daha çok sığındı. O, her zaman Ömer'in yanındaydı, Ömer bunu biliyordu ama Ömer de onun yanında olmalıydı. Gece gündüz demeden Rabbinin yanına koştu. Utandı kendinden. Günde beş vakit hatırladığı için utandı. Sanki annesini çok seven ama karnı acıktığında annesine giden bir çocuk gibi hissetti kendini. Oysa bilmiyor muydu ki annesiz yaşayamayacağı?

KAYIP ŞARKIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin