Ömer, karşısında duran genç adama şaşkın gözlerle bakıyordu.
Ateş ÇETİN
Bu isim ona hiç iyi şeyler çağrıştırmamıştı. Ama son günlerde yaşadığı onca şeye yordu bu halini. Genç adamın elini sıkmayı bırakıp masasının önündeki koltuğu gösterdi.
Ömer, kendi koltuğuna geçmek yerine Ateş'in karşısında ki koltuğa oturdu.
"Öncelikle şirkete hoş geldin. Özgeçmişini inceleme fırsatı bulamadım daha. O yüzden sen anlatsan daha iyi olur" diyerek karşısında adamla içtenlikle konuşan Ömer, bir yandan da içindeki huzursuzluğun geçmesi için dua ediyordu.
"Hoş buldum. Özgeçmişimde ise abartılacak bir şey yok. Normal bir üniversiteden mezun oldum. Birkaç yıl sahada çalıştım. Şimdi ise buradayım."
"Hadi ama vardır bir cevherin. Bunu büyüklenmek için söylemiyorum ama bu şirkete elini kolunu sallayarak giremezsin."
Ömer, masanın üzerinden Ateş'in dosyasını aldı.
"Şimdi bakarız, kimmişsin?" diye gülerek dosyayı açtı.
Ömer, dosyayı açacağı sırada içeri giren Emir'i görünce dosyayı kapatıp tekrar masanın üzerine bıraktı.
"Hoş geldin Emir. Bu Ateş. Yeni mimarımız." diyerek Ateş'i gösterdi.
"Memnun oldum. Eğer müsait değilseniz ben çıkayım."
Ömer, Emir'in suratından bir şeyler olduğunu anlamıştı.
Ateş, odadaki sessizliği bozmak istercesine "Ben çıkayım Ömer Bey" diyerek odadan çıktı.
Ateş odadan çıktıktan sonra Emir, Ömer'in karşısındaki koltuğa oturdu.
"Yeni mimarlar gelmiş."
"Şuan sorunun bu olduğunu sanmıyorum Emir. Ne oldu, bu suratının hali ne?"
Emir, oturduğu yerde huzursuzca kıpırdandı.
"Şimdi bir şey söyleyeceğim ama sakin ol. Yani duyunca sevinsem mi üzülsem mi bilemedim."
"Emir, ne olduğunu söyleyecek misin?"
Emir'in uzattığı telefonu eline alıp ekrandaki mesajı okumaya başladı.
"Emniyetteki arkadaşım gönderdi."
Emir, Kenan'ı cezaevine sevk ederken jandarmanın önünü kesmişler. Karşı taraflar bizimkiler çatışmaya girmiş. Adamlar Kenan'ı kurtarmaya değil öldürmeye gelmişler. Adamı gebertip ortadan kaybolmuşlar.
Ömer, mesajı okuduktan sonra ilk sorduğu şey "Askerlere bir şey olmuş mu?" oldu.
"Biri yaralanmış, o da hastanede. Durumu iyi merak etme."
"Tamam, çıkabilirsin Emir. Yetiştirmem gereken bir proje var."
Emir, şaşkın gözlerle Ömer'e bakıp "Bu kadar mı?" deyince Ömer, "Evet, bu kadar Emir. Adam öldü, daha ne diyeyim. Artık hesabı bizimle değil." Dedi.
"Bu kadar sakin kalmanı anlamıyorum. Adam bizi duruşma salonunda tehdit etti. Ben birine bir şey olacak diye uyuyamıyorum ve sen rahat rahat adam öldü, rahatız diyorsun. Bu adamın emrinde bir sürü adam var. Onlar bir şey yaparsa ne olacak?"
Emir, sinirden elini kolunu nereye koyacağını şaşırmıştı. Şuan Ömer'e kafa göz dalmak istiyordu. Bu adamın sakin hali sinir bozucuydu.
"Allah'ın izniyle olmaz bir şey merak etme. Ben her şeyi hallettim."
Ömer, rahatından taviz vermeyip elindeki dosyayı incelemeye başladı. Adamın ölmesine çok şaşırmıştı ama sakinliğini koruması gerekiyordu. Eğer o da Emir gibi önüne geleni parçalayacak gibi gözükseydi iyi olmazdı. Azra'nın onu izlediğini biliyordu. Sevde, her gün nasıl olduğunu soruyor öğrendiklerini Azra'ya yetiştiriyordu. Ömer, korkuyordu ama bunu belli etmek istemiyordu. Azra'nın sığındığı limandı o.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAYIP ŞARKI
EspiritualAşk, bazen kuşların kanat çırpışında saklıydı Bazen bir karıncanın ayak seslerinde Bazen de şarkılarda Kalptan kalbe yol izleyen kayıp şarkılarda Kapak tasarımı ' @missguard 'a aittir.