Azra, biraz ileride onları izleyen Ömer'i görünce Emir'den izin alıp Ömer'e doğru yürümeye başladı. Ömer, kendisine doğru gelen Azra'yı görünce ona doğru yürümeye başladı. Ömer, bir şeyler söylemek için ağzını açtığı sırada Azra, "BENİMLE EVLENİR MİSİN?"diyerek Ömer'in lügatindeki bütün kelimeleri kuruttu. Ve gece, Ömer'in kulağına yeniden fısıldadı."Benimle evlenir misin?"
"Azra, saçmalama gidiyoruz buradan." diyerek Azra'nın kolundan tutup çekmeye başlayan Emir'i, Azra eliyle durdurmaya çalıştı.
"Emir, izin verir misin konuşmaya çalışıyorum burada. Sana bu konunun seni ilgilendirmeyeceğini söyledim. Hem daha Ömer'in cevabını duymadık değil mi?"
Bakışlarını Ömer'e çeviren Azra, Ömer'in "Emir, götür onu buradan." demesiyle gözlerini şaşkınlıkla açtı.
"Gitmiyorum ben hiçbir yere. Konuşacağız." diyerek kolunu Emir'den kurtardı.
"Tamam o zaman, ben giderim." Ömer, iklinin yanından ayrılırken Azra "Cevap vermek bu kadar mı zor ya" diyerek bağırıyordu.
Zordu, cevap vermek zordu. Hatta Ömer, daha önce bu kadar zor bir soruyla karşılaştığını hatırlamıyordu. Bu kız nereden almıştı bu cesareti? Doktorlar serum yerine damarlarına adrenalin mi enjekte etmişlerdi? Ne cevap vereceğini bilmediğinden de gitmeyi uygun görmüştü. Zira Azra'nın aklı şuan pek yerinde değil gibiydi. Vereceği cevabın sonuçları daha ağır yaralar açabilirdi. Hızla hastanenin bahçesinden ayrılıp otoparka ilerledi.
"Azra sen delirdindin mi? Nasıl Ömer'e böyle bir şeyi teklif edersin? Aklına başına al. Ben.. Ben gerçekten seni anlayamıyorum. "
Emir, az önce kalktıkları banka Azra'yı oturtmuş etrafında sinirden dört dönüyordu.
"Sakin olur musun Emir? Büyütecek bir şey yok. Altı üstü bir evlilik teklifi."
Azra'nın rahat tavrı Emir'in daha çok sinirlerini bozuyordu. Azra'nın yanına oturup, Azra'nın kollarını sıkmaya başladı. Amacı Azra'nın canını yakmak değil az da olsa onu kendine getirmekti.
"Altı üstü evlilik teklifi mi? Azra, sen beni delirtmek mi istiyorsun? Ha söylesene, beni delirtmek mi istiyorsun? Ben neden seni anlayamıyorum? Neden bu teklif bana bu kadar basit gelmiyor? Ha neden, cevap ver Azra?"
Emir, her cümlesinde Azra'nın kollarını biraz daha sıkıyordu. Azra, gözünden akan bir damla yaşa engel olamayıp canım acıyor diye fısıldadı.
Emir, Azra'nın öne eğdiği başını kaldırınca gördüğü manzarayla daha da sinirlendi. Bu kızı bu denli nasıl üzüyordu, bunu her seferinde nasıl başarıyordu? Bu iş Azra ile çözülecek gibi değildi. En iyisi bu konuyu Ömer ile konuşmalıydı. Azra'yı kendine çekip başını ğögsüne yaslayıp okşamaya başladı. Bu kız bir damla daha gözyaşı dökerse buna sebep olanı olduğu yere gömerdi.
Emir, sabah Azra'nın kardeşi ile konuşmuş Azra'yı apar topar Ispanya'ya göndermişti. Azra, buradayken işleri kendi yöntemlerine göre çözemezdi. Azra'yı havaalanına bıraktıktan sonra şirkete geçti. Ömer ile konuşması lazımdı. Teklife Ömer'in de şaşırdığı çok belliydi. Sadece konuşup emin olması gerekiyordu.
Şirkete girdiğinde doğruca Ömer'in odasına çıktı. Sekreterden Ömer'in biraz önce ayrıldığını ögrenince hızlıca şirketten ayrıldı. Ömer'i az da olsa tanıyorsa nerede olduğunu biliyordu.
☆☆☆
Ömer, Azra'nın teklifinin ardından soluğu şirkette almıştı. Kafasının dağılması lazımdı. Azra'nın teklifi çok garip geliyordu. Aslında garip kelimesi yetersiz kalırdı. Azra, bu teklifi nasıl yapmıştı, neden yapmıştı? Defalarca aramasına rağmen Azra telefonlarına cevap vermiyordu. Mesajlarına da dönmemişti. Kafayı yemek üzereydi. Önündeki dosyayı sinirle kapatıp ceketini portmantodan aldı. Biraz daha kapalı kapılar ardında kalırsa delirecekti. Sekreterine bugün olan bütün toplantılarını iptal etmesini söyleyip şirketten ayrıldı. Arabasını sahile sürdü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAYIP ŞARKI
SpiritualAşk, bazen kuşların kanat çırpışında saklıydı Bazen bir karıncanın ayak seslerinde Bazen de şarkılarda Kalptan kalbe yol izleyen kayıp şarkılarda Kapak tasarımı ' @missguard 'a aittir.