Giriş~

41.5K 1.1K 52
                                    

Hiçbir şey göründüğü gibi değildir. Kelimeler, cümleler ilk anladığınız manada olmayabilir. Elinizdeki resme her baktığınızda farklı duygular hissedebilirsiniz. Bir filmi milyonlarca kez izleyip her seferinde farklı şeyler keşfedebilirsiniz. Hayat da böyledir. Her gün aynı olayları yaşasak da aynı insanları görsek de farklı şeyler hissederiz. Her şey o kadar değişkendir ki. Ve bazen bu değişkenlikler insanı yorar.

Her şey arapsaçı gibi birbirine dolanır. Benim hayatım da arapsaçının düğüm noktası. Ya da bazıları düğümün ta kendisi.

Ömer; isminin anlamına ters düşen bir hayat karmaşası.

Ömer... Dirilik, canlılık, yaşam gücü.

Ama ben ona, onun gözlerine her baktığımda bana dair her şeyi yitiriyorum. Bedenimde canlı tek zerre kalmıyor.

Dışardan bakıldığında süt liman olan kıyıları, yanına yaklaştığında alev alıyor. Ateşler bile kıskanıyor onu. Dokunmak istesem de dokunamıyorum. Soğuktan öleceğimi bilsem de yine ona parmağımı bile süremiyorum. Gözleri insanı dinginleştirecek derecede siyah iken o, insanın tüm bedenini kasıp kavuracak kadar kor ateş.

Bakışları beni bulduğunda saç diplerimden parmak uçlarıma kadar yandığımı hissediyordum. Eğer biraz daha bana bakmaya devam ederse ateşinin beni yakıp küle çevirmesi kaçınılmazdı. Hayır, hayır. Şuan üzerime dökülen kahveyle hiç alakası yoktu bu ateşin.

Gözlerimiz buluşunca ikimizi de yakan bu ateş, onun gözlerine benim gönlüne kamp kurmuştu.

Bir süre sonra bakışları benden bacaklarıma kaydı. İstemeyerek de olsa bakışlarımı bacaklarıma çevirdim. Beyaz eteğimin üzerinde hatrı sayılır bir kahve lekesi vardı. Görevli kız bana acıyan gözlerle bakıp "Hanımefendi iyi misiniz? " diyerek peçete uzatınca başımı olumlu manada salladım. Aslında hiç iyi değildim. İyı olmamamın nedeni bacağımdaki sızı değil kalbimdeki ateşti. Bedenimi yavaş yavaş ele geçiren bir ateş.

KAYIP ŞARKIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin