11. Bölüm /SEZON FİNALİ/

10K 562 23
                                    

Sezon finaline hepiniz hoş geldiniz :-) Arkadaşlar video bölümle alakalı değil ama çok hoşuma gitti, o yüzden sizinle paylaşmak istedim. Evet, umarım bölümü beğenirsiniz, fikirlerinizi merak ediyorum. Bir de bu bölümü tüm 'Kayıp Şarkı' okuyucularına ithaf ediyorum. Hepinize çok teşekkür ederim :-)

Kalbimin üzerindeki ağırlık nefes almamı zorlaştırıyor, kuyunun dibine daha çok çekilmeme neden oluyordu. Ellerimle kulaklarıma baskı uyguluyor, gözlerimi açmaya korkuyordum. Hiçbir şeyi duymak, hiçbir şeyi görmek istemiyordum. Gökyüzü içimin kasvetinden bir parça gibi kararmış, sanki beni bu hale getiren insanlara sitem edercesine gürlüyordu. Saniyeler geçmeden başlayan yağmur, oturduğum bankın üzerinde dansına başlayınca içimi bir ürperti kapladı. Gözlerimi yavaşça açıp, ellerimi kulaklarımdan çekip bedenime sardım. Soğuk tüylerimi ürpertirken, kirpiklerim gözyaşlarıyla ıslanmışken, dudaklarım soğuğun ayazıyla vurulmuşken, gece en karanlık anını yaşarken semayı ve arzı dolduran ezan sesi zor zor tuttuğum gözyaşlarımın yeniden yanaklarımdan süzülmesine neden oldu. Ezan sesi içimdeki bütün boşlukları dolduruyordu. Allah'ım affet nidalarım hastane bahçesinde dolaşırken, soğuk beni daha da hissiz hala getiriyordu. Adamlar beni bırakalı yaklaşık yedi sekiz saat oluyordu. kendimi bir anda yatağımda bulmuştum. Başımdaki hemşire bahçede dolaşırken bayıldığım için burada olduğu söyledi. İşin böyle olmadığını gayet iyi biliyordum ama doğrusunu da hatırlamadığım için bir şey yapamıyordum. Yataktan çıkıp odanın köşesindeki koltukta bulunan feracemi üstüme geçirip namazımı kılmak için seccade aramaya başladım. Odada seccade bulamayınca hemşireden mescidin yerini öğrenip oraya gitmeye karar verdim. Sevde, odadaki kanepede iki büklüm bir halde uyuyordu. Yorgun olduğu yüzünden okunduğu için onu uyandırmamaya dikkat ederek odadan çıktım.Namazdan sonra odama çıkmak istemediğimden bahçeye çıkmıştım. Telefonum yanımda olmadığı için saatin kaç olduğunun farkında değildim. Sadece biraz hava alıp yeniden o sessiz, soğuk hastahane odasına dönecektim. Gözden uzak bir bank seçip, ayakkabılarımı çıkartıp banka bağdaş kurup oturdum. Gözlerimi kapattığım anda bugün adamın dediği şeyler zihnimde dönmeye başladı. Gözlerimi yeniden açmam sadece saliseler sürmüştü. Her şeyin geçtiğini düşününce gözlerimin önüne atamın attığı kahkahalar gelmeye başladı. Ellerimi önümdeki hayali dağıtması için gözlerimin önünde anlamsızca hareket ettirince bu sefer gözümün önüne babam geldi.

Babam ve mezarı. Babamın cenazesi geldi aklıma. Bir anda, zamansız çekip gitmesi.

Zaten hep zamansız değil miydi bu çekip gitmeleri?

Babamın mezarının başında ağlayan ben, biraz ilerimde boş bakışlı annem. Annem o günden sonra hiç dolu bakmadı ki zaten. Elinde kürekle mezara toprak atan Emir, sanki attığı her toprak parçasında beni de atıyordu o mezarın içine. Hiçbir zaman isyan etmedim, etmemem gerektiğini bilerek yaşadım hep. Filmlerde, kitaplarda ölenin ardından yıllarca tutulan yaslar, edilen isyanlar, parçalanan eşyalar hep saçma gelmişti. Alışıyordu insan. Alışacaktım elbet. Allah kuluna taşıyamayacağı yük vermezdi. Bu da bir imtihandı. Zamanı geldiğinde bitecek ve mükafatını alacaktım. Bunu biliyordum. Ama yinede kalbimin bir yerlerinde olan o boşluğu dolduramayacağımı düşünmek yoruyordu beni. Derince bir nefes alıp bakışlarımı gökyüzüne kaldırdım. Hiçbir zaman sormadım neden ben, neden benim babam diye. Ama şimdi soruyordum. Neden o, bunu yapan neden o. Bir yanım o adamın söylediklerini inkar ederken diğer yanım ya doğruysa demekten kendini alamıyordu. Gözlerimin önüne yeniden o adam gelince kulaklarımı onun iğrenç kahkahaları doldurunca gözlerimi kapatıp ellerimi kulaklarıma bastırdım.

***

Ömer

Telefon görüşmesi yaptıktan sonra hastaneden ayrılıp şirkete geçmiştim. Hastanede hangi sıfatla durduğumu bilmiyordum. Azra'yı seviyordum, onu merak ediyordum. Ama daha bir kaç saat öncesi bu konuda haber yapan ajansı yalan haber yapıyorsunuz diye basmıştım. Şimdi hastanede durup ekmeklerine yağ sürmenin mantığı yoktu. Odama girince sekreterimin bana bir paket geldiğini söyleyince elindeki paketi alıp açmaya başladım.

KAYIP ŞARKIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin