19. Bölüm

6.5K 361 18
                                    

Arkadaşlar öncelikle şehitlerimiz ruhları için birer Fatiha okuyalım ve bolca dua edelim.

Şirkete yeni katılan mimarlar için toplantı düzenlenmişti. Önce mimarlar kendini tanıtmış daha sonra Ömer şirket hakkında belli başlı şeylerden bahsedip toplantıyı bitirmişti. Şirket çalışanları toplantı salonundan çıkarken Ateş, Ömer, Azra, Sevde ve Eren'in çıkmasına"Sizinle konuşmam gereken önemli bir konu var" diyerek izin vermemişti.

Herkes Ömer'e bakarken Ömer tamam manasında başını sallayınca herkes kalktığı yere tekrar oturdu. Ateş, derin bir nefes alıp odada bulunanlara tek tek baktıktan sonra konuşmaya başladı.

"Ben Ateş ÇETİN... Kenan ÇETİN'in oğlu..."

Biraz önce baktığı yüzlere şimdi bakamıyordu Ateş. Utanıyordu, babası olacak o adamın yaptıklarından utanıyordu.

"Bunu zaten biliyorsunuz." diyerek Ömer'e baktı. Ömer'in tebessüm eden yüzünü görünce konuşmaya devam etti.

"Öncelikle sizden özür diliyorum. Söyleyecek hiçbir sözüm yok. Fakat şunu bilin ki ben babamın oğlu değilim. Adaleti sağlamak bana düşmez"

Azra sinirle sandalyesinden kalkıp "Babanızın adaleti sağladığını mı söylüyorsunuz? O adam benim babamı ateşler içine attı" diyerek bağırdı.

Ömer, Azra'nın yanına gidip sıkıca sarıldı. Gözlerinden firar eden bir kaç damlayı silip "Sadece dinle" diyerek kulağına fısıldadı.

"Adaleti yalnız Allah sağlar. Babam kendi adaleti sağlamak isterken ilahi adaleti buldu. Ben buraya bu zamana kadar yaptıklarından dolayı pişman olduğum için geldim. Birimizin babası bir can için ateşlere atlarken birimizin babası insanları ateşe atıyordu."

"Peki... Senin böyle düşünmeni sağlayan şey ne?" diye merakla sordu Sevde.

Ateş, kapıyı açıp içeri birisini çağırdı. Deniz, ürkek adımlarla içeri girip önce Emir'e baktı. Sevde, huzursuzca bir kaç ses çıkardı. Deniz, bakışlarını çekip Ateş'in yanında yerini aldı.

"O adam benim sevdiğim kadını kullandı. Birini sevmek demek onun için her şeyi yok saymak demek. Ben, babam olacak o adamı Deniz'e sıktığı kurşundan sonra yok saydım. Deniz, sırf Emir'le... sırf Emir'le olmayı kabul etmedi diye onu öldürmeye kalktı."

Azra, Deniz'in gözlerine baktı. Ateş'in söylediklerinin doğruluğunu Deniz'in gözlerinde görmek istiyordu. Deniz'in gözyaşları her şeyi kanıtlıyordu.

"Peki, şimdi bizden ne istiyorsun?" diye sordu Emir. 

"Hiç. Hiçbir şey. Şirkete elimi kolumu sallayarak giremediğim için mimar olarak geldim. Bugün istifamı Ömer Bey'e verdim zaten. Sadece özür dilemek için geldim. Özrümü diledim ve gidiyorum"

Ateş, Deniz'in elini tutup toplantı odasından çıktı.

"Ya ben salak gibi oldum. Hiçbir şey anlamadım. Aksiyon filmlerine döndü hayatımız. Şimdi bitti mi her şey? Rahat mıyız artık?"

Sevde'nin cümlesiyle Ömer tebessüm edip, Azra'nın gözlerine bakarak konuştu.

"Bitti, artık her şey bitti. Artık mutlu olma vaktimiz geldi." 

Azra, Ömer'in cümlesini bitirmesiyle göz yaşlarını serbest bıraktı. Sahi onlar mutlu olabilecekler miydi? 

Her şeyin yeni başladığından habersiz Ömer, Azra'ya sarıldı. Yarına, Yaren'ine sarıldı.

***

Eflin, elindeki bardakları koliye yerleştirirken "Azra, gelinlik ne zaman gelecek?" diye sordu.

KAYIP ŞARKIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin