20.Bölüm

6.2K 345 18
                                    

"Azra, ya neredesiniz kaç saattir? Gel de şu kutuları bantlayalım, tek başıma her şeye yetişmeye çalışmaktan yoruldum"

Eflin, yarım saattir gülerek duvarı izleyen Azra'ya laf anlatmaya çalışıyordu. Azra'nın kendisini dinlemediğini fark edince elindeki bantı bırakıp Azra'nın önüne geçti. Ama Azra, istifini hiç bozmadan sanki Eflin orada hiç varolmamışcasına duvarı izliyordu.

Eflin, elini Azra'nın gözleri önünde salladı.

"Ooo, uçmuş bu."

Mutfağa gidip ellerini ıslattı ve Azra'nın karşısına geçip ellerini Azra'nın yüzüne doğru salladı. Soğuk su damlaları yüzüne değen Azra, irkilip kendine geldiğinde "Eflin, ya ne yapıyorsun?" diye bağırdı.

"Yarım saattir Azra diyorum, hiç takmıyorsun."

"Afedersin, dalmışımda."

"Fark ettim, anlat bakalım niye daldın? Hem Ömer'le nereye gittiniz, bayağı geç geldin eve?"

Azra, Ömer'in yaptığı evlilik teklifini anlatmak için dudaklarını araladı.

"..."

Eflin'in meraklı bakışlarına karşın Azra'nın gözlerini korku sardı. Düşündü, hatırlamaya çalıştı. Yoktu, zihninde bu teklife dair hiçbir şey yoktu.

"Anlatmak istemiyorsun herhalde. Neyse hadi gel şunları bantlayalım"

***

"Sevde, Azra'nın kına kıyafetini sen alsana. Azra, bugünlerde leyla. Her şeyi unutuyor. Biz kuaföre gidiyoruz."

"Tamam, Eflin. Ben yarım saate evde olurum. Bu arada Azra'ya dikkat et olur mu?"

Eflin, telefonu kapatıp arabaya bindi.

"Kına kıyafetini Sevde getirecek. Hadi biz daha fazla geç kalmayalım."

Yaklaşık yarım saattir yolda olmalarına rağmen bir türlü kuaförün önüne gelemiyorlardı. Azra, hangi sokaktan gireceğini şaşırmıştı.

"Azra, kuaför önceki sokaktaydı."

"Aa, doğru unutmuşum."

En sonunda kuaföre geldiklerinde Azra, hazırlanmak için içeri geçti. Kuaförde çok fazla işleri yoktu zaten. Makyaj yaptırmayacaktı hem Ömer izin vermemiş hem de kendisi istememişti. Sadece ellerine hint kınası yaptırmayı çok istemiş ve müstakbel eşinden bunun için izin almıştı. 

Görevli kadın kınayı yaktıktan sonra Sevde'nin biraz önce getirdiği kına kıyafetini giyip başörtüsünün yapılması için içeri geçti.

Aslında gayet sade bir şekilde olacaktı eşarbı. Eşarbın üstüne gelecek kırmızı şal da takılınca her şey hazırdı. Azra, ayağa kalkıp aynada kendine baktı. Aceleyle seçmişlerdi bu kıyafeti. Biraz fazla süslü ve ağır olduğunu düşünse de çok hoşuna gitmişti.

"Azra, çok güzel oldun."

"Peri kızına döndün gelin" 

Azra, Sevde ve Eflin'e sarılıp Ömer'i aradı.

"Ömer, bizim işimiz bitti. Müsaitsen gelebilir misin?"

"Güzelim, dedim ya sana ben gelemeyeceğim Eren alacak sizi diye. Unutkan karım benim."

"Ya Ömer ya deme öyle. Tamam ben ararım Eren'i"

Azra, telefonu kapatacağı sırada Ömer'in "Seni seviyorum" dediğini duyunca tebessüm edip telefonu kapattı. Bu hayatta korktuğu tek şey bu adamı, bu adamın aşkını unutmaktı.

KAYIP ŞARKIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin