"Nazlı, çok beklettim değil mi?" diyerek girdi içeri Şahin. Nazlı bomboş bakan gözlerle oturuyordu. Şahin cevap alamayınca tedirgin yaklaştı yanına.
Şahin: Nazlı... İyi misin?
Nazlı: Yangın, dedi sessizce.
Şahin: Yangın? Ne yangını? Nazlı korkutmasana, diyerek yanına geldi.
Nazlı: Kuzey... Ben Kuzey'le konuşuyordum, diyerek ayağa kalktı. Yavaş yavaş gözünden yaşlar süzülmeye başlamıştı.
Şahin: Evet, dedi olanları anlamaya çalışarak.
Nazlı: Sonra birisi "depoda yangın çıktı" diye bağırdı. Telefon kesildi, bir daha ses gelmedi, diyerek sarıldı Şahin'e. Deli gibi ağlıyordu. Ona bir şey olmasın istiyordu.
Şahin: Sakin ol Nazlı, şimdi ararız abimi.
Nazlı: Arayalım hemen, diyerek bıraktı Şahin'i. Gözlerini sildi küçük çocuk edasıyla. Şahin elinde telefonuyla cama doğru yanaştığında onu beklemeye başladı. Sonra kapadı telefonu başka numara çevirmeye koyuldu.
Şahin: Abim cevap vermiyor, şantiyeyi arayayım, diyerek kulağına götürdü telefonu. Bekledi, cevap gelmeyince indirdi tekrar telefonu.
Nazlı: Kimse cevap vermiyor mu?
Şahin: Nazlı sakin ol lütfen. Şimdi arar abim...
Nazlı: Ulaşmamız lazım anlamıyor musun, diyerek kolunu tutup salladı. Sonra ağlayarak geri oturdu koltuğa. Yüzünü kapayıp ağlamaya başladı.
Şahin: Nazlı, abim iyidir. Ona hiçbir şey olmaz, olmayacak. Merak etme tamam mı?
Nazlı: Orada olmam lazım.
Şahin: Delirdin herhalde...
Nazlı: Orada olmalıyım. Yanında... İyi ya da kötü yanında olmalıyım...
Şahin: Tamam, abim arasın gidersin, dediğinde yerinden kalktı Nazlı. Gerçekten de çıldırmış gibiydi, ağlamıyordu. Şahin'in kollarından tuttu:
Nazlı: Bekleyemem anlamıyor musun? Gitmeliyim diyorum abi, bana ihtiyacı olabilir.
Şahin: Nazlı iki sokak öteden değil, Moskova'dan bahsediyoruz.
Nazlı: Bir yol bulabilirsin, bir uçak...
Şahin: Abim seni de beni de mahveder. Babamı hesaba katmadım bile henüz.
Nazlı: Umurumda değil. Eğer yardımcı olmayacaksan ben başımın çaresine bakarım diyerek kapıya doğru yürüdü. Şahin kolundan tuttu:
Şahin: Bekle, deli kız. Özel bir uçak ayarlayalım...
***
Tüm bu olanlardan habersiz Akadlıoğullarının evinde sessizlik hâkimdi. Hümeyra odasından hiç çıkmamıştı. Çiçek ve Şeyma parka gitmek için dışarı çıkmışlardı. Şimal dışarı çıkmak için annesinden izin alması gerektiğini biliyordu. Babası bahçede gazete okurken annesine bakındı. Mutfaktaydı annesi, akşam için hazırlıklara bakıyordu.
Şimal: Anne...
Nurefşan: Efendim Şimal.
Şimal: Ben biraz dışarı çıkabilir miyim?
Nurefşan: Neden, diyerek elindeki bezi tezgâha bıraktı, mutfaktan çıkıp salona girdi hiç konuşmadan. Şimal takip etti annesini konuşarak.
Şimal: Alışveriş yapacağım...
Nurefşan: Yarın Nazlı'yı da alır berbaer gideriz. Acil mi?
Şimal: Yani bazıları acildi, derken başını önüne eğdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ADI AŞK...
RomanceADI AŞK... "Çok uzun yıllar önce iki kır çiçeği birbirlerine aşık olurlar, her bahar diğer çiçekler gibi onlar da açıp güneşe merhaba derler. Fakat bir bahar başlangıcı bu çiçeklerden biri diğerine; "Biz diğer çiçekler gibi bu bahar açmayalım kı...