-47-

8.3K 488 25
                                    

Uçaktan indiklerinde Moskova'nın alacalanmış semasında dikilirlerken buz gibi havası çarptı yüzüne Kuzey'in de Şahin'in de. Kendilerini bekleyen arabaya yerleştiklerinde saatlerdir hiç konuşmadan geldiklerini belki de yeni fark ediyorlardı. Şahin gazetelerdeki olaya sebep olmuş olmaktan üzgün, İstanbul'da bıraktığı yavrusundan ayrı olmanın verdiği sıkıntıyla kırgın, yüreğini yediği darbelerle yorgun öylece dışarıya bakıyordu. Kuzey ona doğru döndüğünde bilinçsizce aynı anda oda abisine döndü:

Kuzey: Şahin...

Şahin: Abi...

Kuzey: Önce sen söyle...

Şahin: Aslında benim konuşmaya yüzüm yok abi, sen söyle istersen.

Kuzey: Saçmalıyorsun, diyerek önüne döndü. Şoför şirkete doğru giderken seslendi; Eve gidelim.

Şahin: Her şey benim yüzümden oldu. Durduk yere sizinde aranız kötü, derken abisi susturdu.

Kuzey: Şahin kötü bir şey yok. Nazlı her Moskova'ya gidişimde benimle gelemeyecek. Buna alışmalı. Hem Şimal yalnız mı kalsaydı?

Şahin: Tamam, beybabama da böyle anlatırsın, dedi ardına yaslanarak.

Kuzey: Aradı beni uçağa binmeden önce. Televizyon da resimlerle kısa bir haber yapmış, onu görmüş. Çıldırmıştı, tek kelime konuşamadım. Hele Nazlı kaldı dedim, ben şu an uçağa biniyorum dedim... Film orada koptu zaten. Neden kimse beni dinlemiyor, sormuyor? Hani "Adı çıkacağına canı çıksın" dedikleri bu olsa gerek.

Şahin: Yani...

Kuzey: Sende mi böyle düşünüyorsun? Yani yanımda olmasan gece inanır mıydın?

Şahin: Ne yalan şüphelenirdim. Kabul et abi, iyi bir şey için gazeteye çok nadir çıktın sen. Bu ülkede ekonomi sayfasındaki fotoların takip edilmiyor. Magazin okuyoruz milletçe anlamıyor musun? Bilmiyor musun borsadaki hisselerimiz bile senin bu haberlerle orantılı inip çıkardı?

Kuzey: Şahin, sus sen... Susan halin daha iyi, dediğinde Şahin sahte bir kahkaha attı,

Şahin: Ben diyorum sana işte. E halim de halim den halim birde susan halim var... Bu ara konuşacak hiçbir şey yok abi. Hiçbir şey...

***

"Sen nasıl gitmezsin kocanla kızım" dedi Nurefşan hanım telefondan göz ucuyla kocasına bakarak. Hamza konuşmak istememişti Nazlıyla. Kuzey'le konuştuktan sonra yeterince gergin hissetmişti kendisini.

Nazlı: Anne, Şimal yalnız kalmasın istedik, dedi Şimal'e bakarak ne diyeceğim ben şimdi der gibi. Şimal eliyle ağzına fermuar hareketi yapıp koltuğa oturdu bağdaş kurarak.

Nurefşan: Şimal yalnız kalmaz, evde bir sürü çalışan var. Tam da gazeteler televizyonlar saçma haberlerle doluyken bir de Moskova'ya gitmemen... Bilemiyorum Nazlı, çok yanlış.

Nazlı: Anne, ben... Yani ben gazeteleri görünce, diyerek sustu.

Nurefşan: Sana kendine güvenmeyi öğren demiştim Nazlı. Kuzey'den daha fazla kendine güvenebilmelisin. Neyse biz yola çıkıyoruz, akşam uçağınla İstanbul'da olacağız. Konuşuruz geldiğimizde.

Nazlı: Ben annemlere gidecektim, dedi sesi titreyerek.

Nurefşan: Kalacak mısın?

Nazlı: Eğer sorun olmayacaksa evet.

Nurefşan: Tamam, nasıl istersen. Yarın görüşürüz o zaman, diyerek kapattı telefonu. Hamza'ya baktı: Bu gençler neden sakin olmayı beceremiyorlar.

ADI AŞK...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin