Nazlı kapıyı açmak için yürürken Adnan "Lanet olsun" diyerek oturma odasına geçti. Melike o an ne demesi gerektiğini bilemedi. Korkuyordu kocasının misafirlerin yanında bir şey söylemesinden. Nazlı'nın kapıyı açmasıyla birlikte kapıda aileyi gördü. Nazlı yüzünde zoraki bir gülümseme, gözlerinde korkunun verdiği tedirginlikle:
Nazlı: Hoş geldiniz, dedi. Hamza ve Nurefşan içeri girdiler gülümseyerek. Kızının şaşkınlığını toparlamak için Melike hemen konuşmaya başladı,
Melike: Hoş geldiniz. Buyurun, dedi Hamza beye elini uzatarak, eşim rahatsız olduğu için kapıda karşılayamadı, kusura bakmayın.
Hamza: Ne önemi var efendim. Biz onu ziyarete geldik, elbet odada olacak.
Nurefşan: Biz rahatsız etmiş olmayalım yeter ki, diyerek Melike'nin elini sıktı.
Melike: Rahatsızlık ne demek, buyurun lütfen, diyerek odayı gösterdi. O sırada Şahin ve Hümeyra'da içeri girmişlerdi. Melike'nin elini sıkarak içeri ki odaya doğru yöneldiler. Kuzey kapıda dalgın içeriye geçenlere bakan Nazlı'yı seyrederek dikiliyordu. Nazlı kendisine bakan Kuzey'i fark edip hemen toparlanıp, gülümsedi.
Kuzey: Neyin var?
Nazlı: Yok bir şeyim, derken biraz önce babası ile yaşadığı şeylerin etkisiyle yeniden gözleri doldu.
Kuzey: Nasıl yok bir şeyin, gözlerin kıpkırmızı. Dokunsam ağlayacaksın.
Nazlı: İçeri geçin isterseniz, ayıp olacak, diyerek yürümeye yeltendiğinde Kuzey kolundan tuttu. Nazlı ona doğru döndü.
Kuzey: Nazlı, dediğinde gözleri kesişti. Nazlı günlerdir ilk kez görüyordu bu sert bakışları. Ne diyeceğini bilemedi. Kuzey cevap alamayınca devam etti; Ne oldu da yine sizli bizli olduk. Bir şey var sende.
Nazlı: Ben... Heyecanlandım herhalde, sözleriyle Kuzey'in bakışları yumuşadı. Kendisine kızdı, nasıl bu kadar düşüncesiz olabilirdi. Ailesiyle tanışacak olmanın tedirginliğini yaşıyor olmalıydı.
Kuzey: Sen çok, çok farklısın. Ben ilk kez yaşıyorum bu duyguları biliyorsun değil mi? Sen benim yaşadığım gerçeklerin içinde bir hayal, gördüğüm tüm rüyaların aslında kâbus olduğunu anlamamı sağlayacak kadar gerçeksin, dediğinde Nazlı bakışlarını indirdi yere. Babasını düşündü. İlk kez karşı geliyordu babasına. İlk kez el kaldırıyordu babası Nazlı'ya. Tüm bu yaşadıklarına değecek miydi acaba? Hayır... Bunları düşünmemeliydi şu an... Tam her şey gerçekleşmek üzereyken kafasındakiler şekillenmişken, her şeyin birbirine karışmasına izin vermeyecekti. Hemen yüzünü kaldırdı gülümseyerek;
Nazlı: Kahve yapmam lazım, dedi. Kuzey kolundaki elini kaydırarak eline dokunmak istedi. Tam avucuna değdiğinde eli, hemen elini geri çekti. Korkutmak yada tedirgin etmek istemedi. Gülümsedi;
Kuzey: Babam az şekerli içer...
Kuzey içeri geçerken kapıda ki Melike'nin elini sıktı. Sonra Adnan beye doğru yürüdü. Adnan beyin elini sıkarken göz göze geldiler. Bakışları ne kadar farklıydı. Memnun olmamış olabilir miydi kendisinin kızıyla evlenmek istemesinden?
Kuzey: İyi akşamlar, diyerek elini uzattı.
Adnan: Sana da iyi akşamlar, diyerek sıktı elini. Kuzey tam karşısında ki boş koltuğa oturduğunda babasıyla göz göze geldi. Hamza bir şeylerin ters gittiğini fark etmiş olacak ki Adnan'la sohbet etmeye başladı. Melike zaten Nurefşan'ın yanı başında çoktan kocasının başına gelenleri anlatmaya başlamıştı. Tüm bu hengâme içinde Hümeyra kocasının duyabileceği bir sesle,
Hümeyra: Bu aile mi yani koskoca Kuzey Akadlıoğlu'nun bizi getirdiği yer? Ayrıca kızı da gördük çok matah bir şey değil.
Şahin: Hümeyra sus! Duyacaklar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ADI AŞK...
RomanceADI AŞK... "Çok uzun yıllar önce iki kır çiçeği birbirlerine aşık olurlar, her bahar diğer çiçekler gibi onlar da açıp güneşe merhaba derler. Fakat bir bahar başlangıcı bu çiçeklerden biri diğerine; "Biz diğer çiçekler gibi bu bahar açmayalım kı...