" KUZEY'İN DELİ RÜZGÂRI GECELERİ ESMEYE YENİDEN BAŞLADI"
"Çiçeği burnunda evli Kuzey Akadlıoğlu İstanbul gecelerinde yeniden gözükmeye başladı. Mekânı kardeşiyle birlikte terk eden Kuzey Akadlıoğlu'nun hemen ardından Özge Kabasakal'ın ayrı bir araba ile ayrılışı merakları üzerlerine çekti. Kuzey Akadlıoğlu iki ay evvel Nazlı Güher adında bir bayan ile evlenip Moskova'ya yerleşmişti. Karısı ile basın önünde gözükmemeye gayret eden Kuzey beyin bu gece hakkında neler söyleyeceği merak konusu."
Gazeteyi defalarca okudu Nazlı. Merdivenlerden inen Kuzey'in sesini duymadı, tıpkı elindeki çayı uzatan Dilek'i duymadığı gibi. Kuzey'in omzuna değen eliyle kendine geldi.
Kuzey: Nazlı... İyi misin aşkım?
Nazlı: İyi... İyiyim ben, diyerek gazeteyi sehpanın üzerine fırlatıp koşarak çıktı merdivenleri. Kuzey Dilek'e baktı önce şaşkınca, sonra sehpanın üzerindeki gazeteyi kaldırdı. Kendi resmiyle Özge'nin resmini gördü yan yana. Bir anda kafasında patlayan şimşeklerle birlikte "Nazlı" diye bağırarak peşi sıra merdivenlerden çıktı. Nazlı odasına girip öylece aynasının üzerindeki makyaj malzemelerini toparlıyordu. Neyi neden yaptığını bilemeyecek kadar karışıktı kafası.
Kuzey: Nazlı...
Nazlı: Biraz yalnız kalabilir miyim, diyerek banyoya doğru hareketlendi. Sesi titriyordu, ağlamak istemiyordu. Kuzey kolundan tutup engel olmak istedi.
Kuzey: Konuşmalıyız. Yazılanlar doğru değil, dediğinde Nazlı sertçe çevirdi bakışlarını Kuzey'e.
Nazlı: Ama yazıldılar değil mi? Doğru ya da yalan yazıldılar değil mi, derken sesini yükseltmişti.
Kuzey: Bağırma, dedi dişlerinin arasından konuşarak; Sakince konuşalım.
Nazlı: Sakin olmak istemiyorum. Konuşmak da istemiyorum. Hiç bir şey istemiyorum anladın mı, diyerek çıktı odadan. Kuzey odanın ortasında dikilip kaldı öylece. İki eliyle saçlarını geriye doğru taradı. Bir an her şeyi yıkıp dökmek istedi. Akşam sadece Şahin'i alıp çıkmıştı oradan. Özge'yi hiç görmemişti bile. Bu nasıl olabilmişti. Ya Nazlı... O nasıl onu dinlemeden, sormadan böyle hemen yargıya varabilmişti. Sevgisini bu kadar mı hafife alıyordu? Hava almak istiyordu. Üzerini değiştirdi hızlı hareketlerle. Saçını tarayacak, traş olacak kadar bile duramadı. Apar topar indi merdivenlerden. Alt kata indiğinde Nazlı'yı kahvaltı sofrasında gördü. Sanki biraz önce hiçbir şey olmamışçasına kahvaltı ediyordu. Dilek ve Şimal tedirgin baktı ikisinin de yüzüne. Kuzey seslenmek istedi önce. Sonra hızla dışarı çıkmak için kapıya yöneldi. Nazlı'nın sesiyle durakladı.
Nazlı: Kuzey...
Kuzey: Efendim...
Nazlı: Akşam için bana bilet alma istersen. Nasılsa uzun kalmayacağız. Sen git gel, hem bende Şimal'i yalnız bırakmamış olurum.
Kuzey: Bu da nereden çıktı, dedi sertçe.
Nazlı: Sadece iki iki yorulmak istemiyorum, eğer sence bir mahsuru yoksa, diyerek izin alırmış edasında bir laf attı Kuzey'e dokundurmak istercesine.
Kuzey: Sen bilirsin, diyerek dışarı çıktığında kapının sert sesiyle irkildi Dilek ve Şimal. Nazlı da aynı anda üst kata çıkmak için kalktı masadan. Artık ağlamamak için tutmuyordu kendisini.
Şimal: Nazlı...
Nazlı: Biraz yalnız kalmak istiyorum Şimal, sonra...
***
"Melike getir şu gazeteyi biraz da ben okuyayım artık" diyerek mutfağa girdiğinde Melike'yi kahvaltı masasında elinde gazete öylece bakarken buldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ADI AŞK...
RomanceADI AŞK... "Çok uzun yıllar önce iki kır çiçeği birbirlerine aşık olurlar, her bahar diğer çiçekler gibi onlar da açıp güneşe merhaba derler. Fakat bir bahar başlangıcı bu çiçeklerden biri diğerine; "Biz diğer çiçekler gibi bu bahar açmayalım kı...