-55-

8.5K 475 41
                                    

Dilek: Ama bu tatlı çok hafif Nazlı Hanım. Bir tadına baksanız, diyordu elinde tabak yanında dikilmiş. Yemekte bin bir nazla yediği mantıdan sonra tek istediği mutfağın kokusunu burnunda duymamaktı.

Nazlı: Dilek biraz daha ısrar edersen yediklerimden de olacağım. Gelmeyin bu kadar üstüme lütfen, dediğinde Dilek gelen sert tepkiyle bakışlarını hafif yere indirdi. Hiçbir şey demeden de mutfağa gitti. Kuzey okuduğu dosyadan bakışlarını çekmeden:

Kuzey: Biraz sert olmadı mı Nazlım?

Nazlı: Offf! Kırmak istemediğimi sende biliyorsun. Dilek çalışan gibi değil. Arkadaşım o benim ama çok üstüme düşüyor.

Kuzey: İyi ya işte oda seni arkadaşı gibi görüyor, diyerek dosyasını yanındaki sehpaya bıraktı; biz Dilek'e hiç evde çalışan biri gibi davranmadık, kardeşim gibi gördüm her zaman. Oda şimdi senin için bir şeyler yapmak istiyor, diyerek yanına oturdu Nazlı'nın. Nazlı yüzü asık, yere bakıyordu. Kuzey eliyle çenesini tutup yüzünü kendine çevirdi: Heyyy! Somurtma...

Nazlı: Herkesi yoruyorum değil mi?

Kuzey: Ben yorulduğumu söylemedim, derken gülümsedi.

Nazlı: Ama yoruyorum... Şımarık çocuklar gibi davranıyorum. Ben kimseyi kırmak, üzmek istemiyorum. Biraz gerginim herhalde. Henüz alışamadım hamileliğe, ani oldu, belki de ondandır, derken Kuzey omuzlarından tutup kendisine çekti.

Kuzey: Sakinleş bakalım, diyerek kolunu okşadı.

Nazlı: Bana böyle sarılıyorsun ya işte o zaman kendimi iyi hissediyorum, diyerek doğruldu, uzandı, öptü usulca. Ayağa kalktı: Ufak bir işim var, dedi mutfağa bakarak.

Kuzey: Ben yukarıda olacağım, çok geç gelme olur mu?

Nazlı: Sakın ben gelmeden uyuma, anlaştık mı?

Kuzey: Anlaştık...

***

"Uyudu mu?" diye sordu Çiçek'e Şahin. Şeyma saatlerdir hiç kucağından inmemişti. Odasına Çiçek'le çıkmamak için ağlamış, Şahin ile birlikte getirmişlerdi. Sanki bir yere kaçacakmış gibi sürekli Şahin'in gömleğini tutuyordu minicik avuçlarının arasında. En sonunda da omzunda uyuyakalmıştı.

Çiçek: Uyudu, dedi gülümseyerek.

Şahin: Melek gibi... Bu sefer çok özlemiş, hissettim bunu.

Çiçek: Bu sefer sizde özlemişsiniz, bende hissettim, derken Şahin ile bakıştılar.

Şahin: Yatırayım mı?

Çiçek: İsterseniz ben alayım, diyerek bir adım attığında Şahin yatağa doğru eğilip bıraktı Şeyma'yı yerine. Çiçek aynı odada Şahin'in varlığı ile sarhoş olmuş gibiydi. Kendisini külkedisi gibi hissediyordu. Birazdan saat on ikiyi gösterdiğinde her şey yeniden eskisi gibi olacaktı. Şahin doğruldu;

Şahin: Her şey gibi o da çok hızlı değişiyor.

Çiçek: Büyüyor...

Şahin: Ama yalnız...

Çiçek: Siz varsınız...

Şahin: Bende yalnızım, dediğinde Çiçek ben varım demek istedi. İstediğin her yerde, her şekilde demek istedi. Karanlığın hâkim olduğu odada, Şahin yanından yavaşça yürüyüp gitti. Çiçek bakamadı ardından sevdiği adamın, konuşamadı... Oysa haykırabilirdi ona ve tüm dünyaya...

***

Nazlı Mutfağın kapısında durup Dilek'in buzdolabında elindeki tabağa yer arayışına bakıyordu.

ADI AŞK...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin