Kuzey gözkapaklarını zorlayarak açmaya çalışırken, göğsünde hissettiği sıcaklıkla birlikte yeniden yumdu gözlerini. Ellerini usulca saçlarına değdirdiğinde emin oldu Nazlı'nın başını göğsüne koyarak uyuduğuna. Gülümsedi başını hiç kaldırmadan göz ucuyla sevdiği kadına bakarak. Yüzünü saçlarına gömdü, içine çekti kokusunu uyanacağını bilerek. Hafifçe kıpırdandığını hissettiğinde başını geri attı yastığa, kapadı gözlerini. Uyandığını ama kıpırdamamaya çalıştığını hissedince oyununa dâhil oldu küçük sevgilisinin. Nazlı sessizce başını kaldırdı, tam doğrulurken Kuzey gözlerini açmadan bir eliyle belinden sıkıca kavradı Nazlı'yı,
Kuzey: Hayırdır, erkencisin...
Nazlı: Nurefşan anneler gelecek ya, kalkayım dedim erkenden, derken sanki gizli bir şey yaparken yakalanan çocuklar gibi kızardı.
Kuzey: Börek mi açacaksın kayınvalidene, diyerek göz kırptı.
Nazlı: Dalga mı geçiyorsun sen benimle?
Kuzey: Yoo, seninle buzları eritebilmek için yol yapıyorum. Hoş sabah sıcacık uyandım, buz falan yoktu, dediğinde Nazlı eliyle göğsüne vurdu,
Nazlı: Sen hakikaten sağlam bir sopa istiyorsun, nasılsa akşam beybabam gelir, ben sana o zaman sorarım, derken bir anda Kuzey kendini kavrayıp usulca yatağa yatırdı. Saçları dağılmıştı, Kuzey yüzündeki saçları geriye doğru çekti. O kadar yakındı ki yüzleri nefesleri birbirlerine vuruyordu.
Kuzey: Küs değiliz değil mi?
Nazlı: Elbette değiliz... Sana küsmem ben ama biraz naz yapabilirim, derken hafifçe dudak kıvırdı. Gamzeleri belirginleştiğinde Kuzey uzanıp gamzesinin üzerini öptü,
Kuzey: Naz yapmak nazlı karıma çok yakışıyor ama sinirlenince ağzından çıkan laflar çok acıtıyor.
Nazlı: Etki tepki meselesi desek, dedi göz kırparak.
Kuzey: O zaman şimdi bu etkiye benim bir tepki vermem gerekiyor değil mi küçük hanım, diyerek karısına sokuldu...
***
Kuzey elinin yere düşmesiyle birden açtı gözlerini uzandığı koltukta. Kendisinin çalışma odasında olduğuna, az önceki yaşadıklarının rüya olduğuna inanmak istemeden, yeniden yumdu göz kapaklarını... Rüyaydı, hepsi içinde buruk bir tat bırakan rüyaydı ve bu gece sabaha karşı koltukta uyuyakalmıştı. Usulca araladı yeniden göz kapaklarını. Yavaş hareketlerle doğruldu yattığı yerden, oturdu. Eliyle saçlarını sıvazladı ardına doğru. Dün gece Nazlı erkenden yatmış, bir daha konuşamamışlardı. Zaten sessizlik ikisi içinde en iyisiydi belki de o an... Konuşmak birbirlerini kırmaktan başka hiçbir şeye yaramıyordu. Saatine baktı, bir duş alırsa kendine gelebilirdi belki. Yanında duran resim çerçevesini aldı yeniden eline, gece koltukta resimlerine bakarken uyuyakalmıştı. Günler sonra yine bu resimle kendini avuttuğuna inanamıyordu. Kalktı, masasının üst çekmecesine, her zaman durduğu yere bıraktı. Odasına gitti sessizce. Nazlı uyuyor olmalıydı. Kapı açıktı zaten, gece de defalarca kez gelip bakmış, uyuyor olduğunu görünce çalışma odasına geri dönmüştü. Eliyle hafifçe itti, Nazlı kalkmıştı. Banyoya doğru yürüdü, boştu. Sonra yatağının üzerinde geceliğini gördü, belli ki üzerini değiştirip inmişti. Bu kadar erken kalkmıyordu hamile kaldığından beri, bir sıkıntısı mı vardı acaba? Hızla merdivenlere yöneldiğinde aşağıdan Dilek ve Nazlı'nın seslerini duyup, gizlice merdivenlerden onları dinlemeye başladı.
Nazlı: O zaman anlaştık Dilek. Misafir odasını beybabamlara hazırlıyorsun. Şimal'e de birkaç gün salondaki kanepeye yatak hazırlarız. Acaba Çiçek gelecek mi? Neyse gelirse onu da o zaman düşünürüz. Ev İstanbul'da ki evle kıyaslanamaz elbet ama nihayetinde kimse yabancı değil, bir şekilde herkese yatacak yer ayarlarız.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ADI AŞK...
RomantikADI AŞK... "Çok uzun yıllar önce iki kır çiçeği birbirlerine aşık olurlar, her bahar diğer çiçekler gibi onlar da açıp güneşe merhaba derler. Fakat bir bahar başlangıcı bu çiçeklerden biri diğerine; "Biz diğer çiçekler gibi bu bahar açmayalım kı...