Paramparça |6|

295 22 3
                                    

Merhaba Radyonist'ler... Sizi oldukça beklettiğimin farkındayım o nedenle affedin beni. Bölümü daha önceden yazmıştım, hatta pazar günü yayımlamıştım. Ama bölümün bir kısmının silindiğinin fark edince bölümü sildim ve yeniden yazdım. Acil bir duyuruyla da bunu açıkladım. Bölümün bir hafta geç gelmesinin nedeni attığım son bölümün pek okunmaması. Oysa ki pek çok kişi yeni bölüm için sabırsızlanıyordu... Neyse, okuldan dolayı yoğun olsuğunuzdandır. Ben de yoğunum, pek yazamıyor, okuyamıyorum. YGS-LYS'ye çalışmaya başladım. Neyse, iyi okumalar, sağlıcakla kalın.
Bölüm ithafı için mesaj veya yorum yaparak dile getirmeniz yeterlidir.

KULAKLARIMI BİR SİLAH PATLAMASI DOLDURUYOR. Kulaklarım çınlamaya başlıyor ve bir süre sonra, iç organlarımın birbirine yapışmasına neden olan baskı yok olur. Kılımı bile kıpırdatamıyorum. Gözlerimi oynatamıyorum. Bir ekranda bir şey izliyormuşum gibi geliyor bana. Yere yığılıyorum.

Başım yana düştüğünde Yılan görüş açıma giriyor. Yılan'ın hızlı adımlarla uzaklaştığını görüyorum. İçimden onun adını, daha doğrusu taktığım isimi fısıldıyorum. Yılan, Yılan, Yılan... Sanırım bir yılana asla güvenmemeliydim. Sonuçlarının bu kadar ağır olacağını tahmin edememiştim.

Kulaklarımdaki çınlama sönmeye başlıyor. Fakat, acı dinmiyor. Sanki milyonlarca karınca, bedenimde dolaşıyormuş gibi hissediyorum. Fena hâlde karıncalanmıştı bedenim. Bu histen hep nefret etmişimdir, oldukça rahatsızlık veriyor.

Birkaç dakika önce yaşadığım an aklıma şimdi geliyor: Büyük bir gürültü, ardından beyni etrafa saçılan radyon geliyor aklıma. Silah sesi oldukça yüksekti. Muhtemelen uzun menzilli bir snipere aitti.

Titreyen kollarımdan yardım alarak ayağa kalkıyorum. Bacaklarım bir jöle gibi oynuyor. Radyon, kemiklerimi kırmamıştır umarım... Dengemi sağladığım zaman, hareketsiz bir şekilde yerde yatan radyona çeviriyorum başımı. Kafasının nerdeyse yarısı parçalanmış, kafasındaki iri oyuktan kan ve beyaz beyin sıvıları akıyor. Çenesi de yamuk duruyor. Kıpkırmızı gözlerinin yerini, soluk bir beyaza bırakmıştı.

Bunu kim yapmıştı? Aklıma Yılan gelmişti ilk defasında. Ama, sonradan bu fikir çükürüyüp gitti... Başımı kaldırıyor ve etrafı tarıyorum. Uzak kızıl kayalıkların arkasında bir karartı görüyorum. Karartıyı daha iyi görebilmek için gözlerimi kısarak, sadece ona odaklanmaya çalışıyorum. Bu şekilde daha iyi görebilsem de, onu tanımlayacak kadar iyi göremiyorum. Sıcktan dolayı, ısı dalgaları, karartıyı dalgalandırıyor ve işimi daha da zorlaştırıyor.

Bir patlama sesiyle irkiliyorum. Bir kurşunun kulağımın tam yanından vınlayarak geçiyor. O kadar yakındı ki, saçlarımı havalandırıyor. Bu adamın amacı neydi? Beni de mi öldürecekti? Sanırım pek dost canlısı birisi değilmiş.

KIYAMET FISILTISIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin